Haberi aldýðýmda arabayla Budapeþte’den Viyana’ya gidiyordum. Direksiyon baþýndaydým. Mutluluktan ne yapacaðýmý þaþýrdým. Allahuekber dedim. Gaza bastým.
Nuri Pakdil, “Ayný ocaktan ýsýnýyoruz, ileri!” diye bitirirmiþ mektuplarýný. Þu anda hissettiklerimin tercümaný. O kanlý kýsýrdöngüden nihayet çýktýk ya, elhamdülillah; bizi tutabilene aþk olsun. Hak ve adaleti yaymak için uzak ufuklara açýlan eski zaman leventlerimiz gibi haykýrabiliriz artýk: “Ey rüzgâr! Ne yandan ne yana esersen es, her yer bizimdir!”
Aþk olsun, selam olsun birbirimize doðrulttuðumuz silahlarý susturanlara. Ýstisnasýz hepsine. Baþbakan Recep Tayyip Erdoðan’a, MÝT Müsteþarý Hakan Fidan’a, Devlet Bakaný Beþir Atalay’a, BDP’li milletvekillerine, barýþa emeði geçen bütün kanaat önderlerine. Ve kendini aþarak aldýðý o müthiþ karar, kendini aþarak verdiði o þahane mesaj için PKK lideri Abdullah Öcalan’a.
Kimin ne diyeceði umurumda deðil; Rahmân’ýn büyük bir nimeti olan bu barýþ sürecini anlamsýzca homurdanarak izleyen, adeta “Biz Allah’tan belamýzý arýyoruz” deyip duran acayip zevat bana dünya kadar sövüp saysýn isterse; Öcalan’ýn aþaðýda mezkûr sözlerini coþkulu bir sevinçle karþýlamazsam ve bu sözler için Öcalan’a teþekkür etmezsem kendimi inkâr etmiþ olurum:
“Binlerce yýllýk bu büyük medeniyeti farklý ýrklarla, dinlerle, mezheplerle kardeþçe ve dostça birlikte yaþayan Kürtler için Dicle ve Fýrat, Sakarya ve Meriç nehirlerinin kardeþidir. Halay ve delilo, horon ve zeybekle hýsým-akraba olur.”
“Batýlý emperyalist müdahaleler, baskýcý anlayýþlar, Arabý, Türkü, Kürdü sanal sýnýrlara, suni problemlere gark etmeye çalýþmýþtýr.”
“Ortadoðu ve Ortaasya halklarý artýk uyanýyor. Kendine ve aslýna dönüyor. Birbirine karþý kýþkýrtýcý ve köreltici savaþlara artýk dur diyor. Yüz binler, milyonlar artýk barýþ diyor, kardeþlik diyor, çözüm istiyor.”
“Bugün artýk yeni bir Türkiye’ye, yeni bir Ortadoðu’ya uyanýyoruz. Silahlý direniþ sürecinden demokratik siyasi sürece kapý açýlýyor. Artýk ‘Silahlar sussun, fikirler konuþsun’ noktasýna geldik. Yok sayan, inkar eden, dýþlayan modernist paradigma yerle bir oldu. Akan kan, Kürdüne-Türküne-Lazýna-Çerkezine bakmadan bu coðrafyanýn ta baðrýna akýyor. Ben bu çaðrýma kulak veren milyonlarýn þahitliði ile diyorum ki, artýk yeni bir dönem baþlýyor. Silah deðil, siyaset öne çýkýyor. Yine diyorum ki, artýk silahlý unsurlarýmýzýn sýnýr ötesine çekilmesi aþamasýna gelinmiþtir.”
“Kürt halký ve Anadolu’ya yaraþýr þekilde tüm halklarýn eþit ülkesinin oluþmasý için herkese, hepimize büyük sorumluluklar düþüyor.”
“Saygýdeðer Türkiye halký, bugün kadim Anadolu’yu Türkiye olarak yaþayan Türk halký bilmeli ki, Kürtlerle bin yýla yakýn Ýslam bayraðý altýndaki ortak yaþamlarý, kardeþlik ve dayanýþma hukukuna dayanmaktadýr. Gerçek anlamýnda bu kardeþlik hukukunda, fetih, inkâr, red ve imha yoktur, olmamalýdýr.”
“Zaman, çatýþmanýn, birbirini horlamanýn deðil, ittifakýn, birlikteliðin ve helalleþmenin zamanýdýr.”
“Bu topraklarýn tarihselliðinde önemli bir yer tutan BÝZ kavramýnýn geniþliði ve kapsayýcýlýðý, dar iktidar elitleri eliyle teke indirilmiþtir. Biz kavramýna eski ruhunu vermenin zamanýdýr. Bizi bölmek ve çatýþtýrmak isteyenlere karþý bütünleþeceðiz. Ayrýþtýrmak isteyenlere inat, birleþeceðiz.”
“Zamanýn ruhunu okuyamayanlar tarihin çöp sepetine giderler. Suyun akýþýna direnenler uçuruma sürüklenirler. Ortadoðu halklarý, kökleri üzerinden yeniden doðmak ve ayaða kalkmak istiyorlar. Hazret-i Musa, Hazret-i Ýsa ve Hazret-i Muhammed’in mesajlarýndaki hakikatler bugün yeni müjdelerle harekete geçiyor. Ýnsanoðlu kaybettiklerini geri kazanmaya çalýþýyor.”
***
Barýþ hayýrlý olsun, daim olsun. Allah bozmasýn.
“Akan kan yerde mi kalacak?” diye soranlar bilsinler ki; akan kan yerde kalmýyor, Sünnetullah’a açýlan savaþýn yakýp yýktýðý muazzez bir medeniyetin yeniden doðuþuna, küllerinden diriliþine vesile oluyor.
Türk, Kürt, Arap ve daha kim varsa iþte... Ayný ocaktan ýsýnýyoruz, ileri!
Not: Ýsrail’in Türkiye’den özür dilemesini nasipse Çarþamba günü konuþalým.
Bosnalýlar’dan Suriye konseri
Saraybosna Filarmoni Orkestrasý, 1994’te, Bosna’daki soykýrýma sessiz kalan Batý dünyasýnýn dikkatini çekmek için bombardýman altýnda bir konser düzenlemiþti. Emir Nuhanoviç yönetimindeki orkestra bu sefer Suriye için çalýyor, hem de Ýstanbul’da. Cemal Reþit Rey Konser Salonu’nda. Pazartesi saat 20:00’de. Giriþ ücretsiz.