Ayný sahneyi 47 kez çektiðim oldu

Ömer Can, Denizden Gelen filminin yapýmcýsý olarak dikkat çekti. O filmde de sosyal bir soruna parmak basmýþtý ama bu kez ilk uzunmetraj filmi Topraða Uzanan Eller’de Adana Karataþ’da pamuk tarlalarýnda çalýþan çocuk mevsimlik iþçileri odaðýna almýþ. Okur yazar olmayan 8-10 yaþlarýndaki Ali Can ve Zeliha Bilen kardeþleri bulmuþ çok önemli bir film çekmiþ. Ömer Can, filmi ve Türkiye’nin kanayan bir yarasýný anlattý.

-Yapýmcý olarak ikinci, yönetmen olarak ise ilk uzun metraj filmin. Seni bu filmi yapmaya iten þey neydi?

Yýllar önce okulda Topraða Uzanan Eller adýnda bir gazete belgeseli yaptým. Oralara gittim ve çok da ilgi gördü okulda o çalýþma. Benim dedem bir pamuk aðasý, 1970’te vefat etmiþ. O benim gözümü dünyaya açtýðýmdan beri aþina olduðum bir dünya. Bu hikayeyi anlattýðýmda senarist arkadaþlarýma, kör kýz durumunu söylediler bana ve inanýlmaz ilgimi çekti hadise. Kendi ürettikleri ‘Kör kýz’ üzerinden böyle bir hikaye anlatmak ve çocuklar üzerinden bu dünyayý kurmak çok hoþuma gitti.

Filmin aslýnda aðýr bir sosyal mesajý, yaþanan gerçeklerin acý bir dýþavurumu var...

Objektif bakmaya çalýþtým. Kamerayý biraz özgür býraktým, oyuncular oradaki insanlardan biri gibi davransýnlar istedim, çok farklý açýlardan da görmeye çalýþtým oradaki hayatlarý.

- Karakterlere bakarsak filmde aslýnda kötü karakter yok. Kötülük yapan her türlü karakter var ama eninde sonunda bunlarýn aslýnda özünde iyi olduðunu görüyoruz. Bunu sizin hayata bakýþ açýnýz mýdýr?

Kesinlikle öyle. Sosyal çevrenin insanlarý bazý kalýplara soktuðunu düþünüyorum. Yani kötü olmayan insanlar da kötülük yapabilir, yanlýþ davranýþlar sergileyebilir. Hayat onlarý sürükler öyle bir yere. Deðiþim, dönüþüm yaþayabilirler.

- Filmin en ilginç yanlarýndan biri de çocuk oyuncular. Onlardan ‘oyuncu’ olarak istediðini nasýl alabildin?

Çok zor oldu. Okuma yazma bilmiyorlardý, ellerine senaryoyu verip ‘Haydi okuyun bunu, ezberleyin, çalýþýn’ deme þansýmýz yoktu. Bir yýl önce Adana’daki Cono Aþireti belgeselini çekerken bu çocuklarý aramaya baþlamýþtým. Yüzlerce çocuk gördüm ama onlarý görür görmez ‘Tamam sen busun, sen de bu’ oldu. Anýnda karar verdim bu çocuklarý görünce. Setten iki ay önce bir masal anlatacaðýmýzý, o masalýn içine girmeleri gerektiðini anlatmaya çalýþtýk. Filmin hikayesi zaten o insanlarýn birebir hayatlarý. Zekiydiler ve hemen algýladýlar bizi. Gülerken aðlayabiliyorlar bu çocuklar, o duygulara otomatikman girebiliyorlar. Çok enteresan bir büyüleri, doðallýklarý var. 47 tekrar aldýðým oldu.

- Toprak aðasýnýn torunu olarak, sizin de böyle bir durumunuz var mý?

80’li yýllarýn baþýnda tamamen o süreç bitmiþ. Hiç öyle bir baðlantýmýz yok. Ben bir memur çocuðuyum. Annem bir aða kýzýymýþ zamanýnda o kadar...

- Sizce izleyici filmi istediðiniz gibi algýlayabilecek mi?

Algýlayabileceðini düþünüyorum. Çin, Portekiz ve Almanya’da da izleyen herkes tarafýndan algýlandý ve güzel tepkiler de geldi. Filmi Antalya Film Festivali’ne gönderdim, seçilemedi. Ýstanbul Film Festivali’nde de yarýþma bölümüne seçmediler. Antalya’ya seçilmemesine þaþýrdým filmin. Çünkü seçilen bazý filmleri izledim.  Nasýl dengeler oluyor, nasýl filmler seçiliyor, çok bildiðim iþler deðil. Ama Türkiye’de bu iþlerin çok saðlýklý yürümediðini de gözlemleyebiliyorum. Filmin dünya prömiyerini Þangay Film Festivali’nde yaptým. Olaðanüstü bir organizasyon ve çok önemsediler filmi orada. Yedi-sekiz ülkeyi gezecek film.

- Sinema dilinizde biraz Yýlmaz Güney havasý var gibi...

Çok büyük bir yönetmen Yýlmaz Güney, etkilenmemem mümkün deðil ama öykünme dersen onu kabul etmiyorum.

FÝLM BÝTÝNCE TARLAYA GERÝ DÖNDÜLER

- O çocuklar bir film yýldýzý olduktan sonra þimdi ne yapýyor?

Hayatlarýna devam ediyorlar. Binlerce, yüzbinlerce çocuk gibi o topraklarda çalýþmaya devam ediyorlar. Ve maalesef devam edecekler. Belki bu çocuklar bir gün bu hayattan kurtulursa diye resmettik biraz onlarý. Çok yetenekli oyuncular var içlerinde ki benim oyuncularým çok yetenekliydi. Fýrsat verildiði takdirde bu çocuklar çok baþka yerlerde olabilir. Bu çocuklara burs verecek ve onlarý eðitimlerinin sonuna kadar takip edecek bir kurum olmasýný çok isterim. Film vizyona girdikten sonra bu çocuklara bir burs bulabilirsek çok mutlu olacaðým.