Aysal, depreme karşı aşı oldu!

Bazı yöneticilerle arası iyi olmadığı açıkça belli olsa da, Aysal’ın şapkadan tavşan çıkarır gibi; aniden seçimli genel kurula gitmesi, Mandrakelik maharetidir... Ama bu el çabukluğu marifeti, bumerang gibi geri tepip başkana toslayabilir mi? Yani seçimden, beklenmedik anda bir sürpriz çıkar mı?

G.Saray camiası, geleneklerini korumaya özen gösteren bir kulüptür... Görevde olan bir başkan; yeniden süre istiyorsa, camia buna gözü kapalı hayır demez. Üstelik takımın başında Terim varken ve iki yıl üst üste şampiyon olunmuşken, dahası Sneijder ve Drogba getirilmişken; böyle bir başkanın başına kimse balyoz indirmez. Beğen beğenme; olası her tür seçim için, Aysal favori bile değil, mutlak sandık galibidir.

Gerisi fasa fiso...

***

Durum böyle iken; Aysal’ın tercih ettiği “Ben yaptım oldu” aceleci taktiği, gerekli ve doğru değildi. Kadrosunda istemediği bazı yöneticilerin tasfiyesi için, 8-9 ay sonraki olağan genel kurulu beklemesi gerekirdi. Durduk yerde seçim; “Eniştem beni niye öptü” şaşkınlığından öte, kulübü derin izler bırakacak kargaşaya da sürüklen. Zaten damacanadaki sakin su, gizli gizli kaynayan kazana atılarak şimdiden fokurdamaya başladı.

“Durduk yerde buna kaşınmak” denir ama, kaşıyacak güçte adam yok. Aysal bu yoklukta iyi sıyırıyor... Adnan Öztürk, sürekli huysuzluk çıkararak varlığını kanıtlamak istiyor ama; muhtemel seçim için “Adayım”dese de eminim son anda cayar. Çünkü kaybedeceği yarışa girmez. Şimdiki çığırtkanlığı, “Maksat yiğitlik olsun” özentisidir.

“Yiğit görünmek” başka bir şeydir, “Yiğit olmak” başka bir şey...

***

Ama Ünal Aysal’ın her şey iyi giderken, canını sıkanlara yönelik itlaf politikası kabul edilemez. Kendisinden bir imparator yaratma güdüsü içine girdi. Yönetim kuruluna bile haber vermeden genel kurul kararı alması, “Siz kimsiniz... Ben ne dersem o olur” göstergesi, gösterisi, hatta histerisidir.

Anti bakteriyel ve anti demokratikdir.

İyi gelir ümidiyle, depreme karşı aşı olmayı denemektir. Yakıt tankı yanında, kibrit çakmaktır.

G.Saray’ın huzurunu bozmaktır.

Bir deli kuyuya taş attı, kırk akıllı çıkaramayacak.