Ayşenur Arslan'ın daha ne yapması lazım!

Beyin ölümü seneler önce gerçekleştiği halde televizyon makinesine bağlı olarak yaşamını sürdüren bir kadın... Geçenlerde akıllara ziyan bir yorum yaptı... Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın savaşı istediğine inandığını belirterek, "...Rusya-Ukrayna Savaşı'nı bekleyen biri vardıysa o da Erdoğan'dı diye düşünüyorum. Çünkü küçük damadının Selçuk Bayraktar'ın ürettiği, İHA'lar SİHA'lar son bir iki yıl içinde hatta müthiş patlama yapmıştır satış ihracat anlamında..." dedi. Bu normal şartlar altında rasyonel zekâyla cevap verilebilecek bir değerlendirme değil. Söylesen karşılığı yok yani... Ama asıl ürkütücü olan, bu sözlerin hâlâ bir alıcısı var ki, bu insanlar bu saçma sapan çıkışlarıyla varlıklarını devam ettirebiliyorlar...

**

Rusya'nın Ukrayna müdahalesi sırasında Türkiye'nin ortaya koyduğu diplomatik tavır ve üstlendiği misyon bu denli apaçık ortadayken, çıkıp da, adı sanı Türk gibi olduğu halde hangi servislerin sufleleriyle konuştuğu belli olmayan bu insanların bu sözleri sarf edebilmesi, ne kadar 'hoşgörülü' olduğumuzun da göstergesi bence... ABD takdir ederken, Rusya 'başka muhatap tanımam' derken, Ukrayna, 'Türkiye garantör olsun' diye bas bas bağırırken, "...Damat Siha satacak o yüzden savaş çıkmasını isterler..." türü bir yorum için söyleyecek söz bulamıyorum...

**

Bakın buradan açıkça ifade ediyorum... Ayşenur Arslan ve türevleri artık çok açık bir güvenlik sorunudur... Her gün yüzlerce insanın öldüğü, sivil yerleşim yerlerinin, hastanelerin vurulduğu bir savaş için çıkıp da, "... Türkiye SİHA satmak için bu savaşı kışkırtmıştır..." anlamına gelen bir konuşma Türk televizyonlarında yapılamaz... Yapılamaz... Şöyle ifade edelim... Hangi televizyon yorumcusu, (üstelik açıkça gerçek böyleyken) çıkıp da bir Amerikan kanalına; "... Irak'a, Afganistan'a girme nedenimiz, daha çok silah satmak..." diyebilir... İnsan canı bu insan hayatı... İnsanlar ölüyor hanımefendi... Sizin gırgır şamata içinde dalga geçerek "... damat..." falan diye anlattığınız bu hikayede, çocuklar yetim kalıyor, kadınlar dul... Milyonlarca insan mülteci durumunda... Böyle trajik bir tabloya, Türkiye'nin neden olduğunu iddia etmek basit bir yalanlamayla geçiştirilemeyecek kadar ciddi... Üstelik her geçen gün skandallarına bir yenisini daha ekliyor ve hepimiz sessizce seyrediyoruz... RTÜK Başkanı Sayın Ebubekir Şahin dışında Halk Tv'nin düşmanlık kokan bu yayınlarına açıkça tepki gösteren yok. Kimse kusura bakmasın... Bu hanımefendinin sözlerini 'demans' diye izah etmeye çalışan da varsa onlar da bu suça ortaktır... Ben ne zaman ; "... bu kadının ağzından çıkanı kulağı duyuyor mu?" desem, yanımda birileri, "... aman onu duymazdan/görmezden gel, demans galiba, boşver gitsin..." diyor... Onu boşver, bunu boşver... Nereye kadar...

**

Bakın hemen unuttunuz değil mi?.. Daha bir ay olmadı, kahraman Türk Mukavemet Teşkilatı için 'suikastçı örgüt' demişti.. Ne oldu?.. HDP'nin, terör örgütü PKK'nın saldırıları neticesinde güç kazandığını hatırlatıp, CHP'nin de silahlanması gerektiğini söylemişti... Uludere'de daha neyin ne olduğu belli olmadan devleti insanlığa karşı suç işlemekle itham etmişti... Ve başka neler neler... Daha ne kadar bizim ekranımızdan bize karşı operasyon çekmesine müsaade edilecek bu kişinin, ben merak ediyorum...