Selahaddin E. ÇAKIRGÝL
Selahaddin E. ÇAKIRGÝL
Tüm Yazýlarý

‘Azerbaycan- Ermenistan', sadece bir ‘Kafkasya mes'elesi' deðil!

Bir toplantý vesilesiyle, Müslümanlarýn cihanþumûl meseleleri etrafýnda kafa yoran bir-kaç Müslümanla tanýþtým geçen hafta sonunda..

Baþ konu, ister istemez Azerbaycan- Ermenistan ve bu buhranlý konuya Hristiyan dünyasýnýn derin ilgisinden ayrý olarak, coðrafî açýdan ‘iltisak’lý durumundaki Türkiye, Rusya ve Ýran’ýn tutumu idi. Ve, özellikle Ýran’la ilgili baþka sorular da sökün etti..

***

Bir kardeþimiz þu soruyu sordu: ‘Bir çok sualin cevabýný vermekte zorlanýyoruz.. Sahiden de, Ýran, bizi hayal kýrýklýðýna uðratmadý mý, aðabey? 40 yýl önceleri düþünüyorum da, ne büyük ümidlerimiz ve ne güzel hedeflerimiz vardý. Ama, þimdi diyorum ki, daha baþtan mý yanlýþ vardý da fark edemedik? Yoksa, zamanla mý baþladý bozulma?

***

Cevabýnýn verilmesi son derece zor bir soru.. Cevabý bir baþkasý vermiþti, geçen sene..

41 sene önce on milyonlarýn ‘Allah’u Ekber!’ feryadlarýyla gerçekleþen Ýslâm Ýnkýlabý Hareketi’nin en önde gelen liderlerinden olup, 1981-Haziraný’nda bir bombalý saldýrýda 70 küsur seçkin çalýþma kadrosuyla birlikte katledilen merhûm Muhammed Huseynî’y-i Beheþtî’nin oðlu Ali Rýza, Ýran medyasýnda da yer alan bir yakýnmasýyla, ’40 sene önce bir Ýslâm Ýnkýlabý gerçekleþtirmiþtik; onu son 30 sene içinde bir þiî inkýlabýna dönüþtürdük!’ demiþti, geçen sene..

***

Evet, o büyük inkýlâb hareketinin baþýnda, yüzbinlerin hançerelerinden, ‘Þiîlik- Sunnîlik ayrýmý yok; Ýslâmî vahdet!.’ mânâsýnda yükselen, ‘Lâ Þiîyye- Lâ Sunnîyye.. Vahdet-i Ýslâmiyye..’ þiarlarýný söyleten ve diðer Müslüman halklarla kaynaþmayý engelleyen mezhebî asabiyetleri bertaraf etmeye çalýþan kadrolarýn büyük çapta tasfiyeye uðradýðýnýn feryadýydý, o söz..

Cumhûrî-i Ýslâmî’ gazetesinde, daha geçen hafta, Ýslâm Ýnkýlabý’nýn ilk 30 yýlýnda, hele de Beheþtî’den sonra, en büyük sorumluluðu üstlenen Haþîmî Refsencanî’nin isminin bile, Ýslâm Ýnkýlabý tarihinden silinmek istendiði ve bazý hayalî kahramanlýklar icad edilmeye çalýþýldýðý gibi, ‘hýyanet çapýnda bir sapma’ya iþaret olunuyordu.

***

35 sene öncelerde, Tahran Üni’de dönemin C.Baþkaný Seyyid Ali Khameneî’nin, merhûm Muhammed Ýqbâl hakkýnda 2,5 saatlik bir konferans verirken, onun bir sünnî Müslüman olduðunu bilhassa hatýrlattýktan sonra, ‘Beni onun küçük bir müridi olarak kabul ediniz..’ deyiþini hatýrlayanlar, bugünü sorgulamaktan kendilerini alamýyorlar.

***

Evet, bugünkü Ýran yönetim sisteminin en tepe noktasýnda bulunan ve Ýran’ýn hele de dýþ siyasetini bizzat belirleyen ve kendisi de Ýran Azerbaycaný’nýn Khamene kasabasýndan olan Seyyid Ali Khameneî, þimdi, bu son Azerbaycan-Ermenistan askerî gerilimi konusunda ne diyor?

Ýran resmî açýklamasýnda, sadece taraflara itidalli olmalarý ve konuyu müzakere masasýnda halletmeleri çaðrýsýnda bulunuluyor.

27-28 yýldýr Ermenistan güçlerinin iþgali altýnda yaþayan Müslüman topraklarý bir kez daha saldýrýya uðrarken, saldýrý karþýsýnda saldýrgan ve zâlimle, kendi hakkýný savunmaya çalýþan mazlum’un eþitlenmek isteniþi..

Bu durum, Ýran Azerbaycaný’nda son yýllarda giderek yükselen türkçülük duygularýný daha bir tahrik etmiyor ve Ýran bu tutumuyla kendi ayaðýna da kurþun sýkýyor.

Dahasý da var.. Ýnkýlab Muhafýzlarý Ordusu’nun yarý-resmî sözcüsü durumundaki ‘tabnak’ isimli int. sitesinde bu konuyla ilgili makalelerin altýna yazýlan yýðýnla okuyucu yorumlarý ürperticiydi. Çünkü, ‘türk kavmi’, Moðollar ve yýkýcýlýkta emsalsiz Cengiz’le birlikte anýlýyor ve hattâ ‘türkler’in yeni bir ‘ermeni katliâmý’ yapabileceðine, ‘birilerinin zavallý ermenileri kurtarmasý’ gerektiðine ve ‘Yaþasýn Ermenistan!’ laflarýna kadar; daha neler-neler..

***

Bir diðer arkadaþýn sorusu da, ‘Azerbaycan’daki þia’nýn ‘Ýran’daki þia gibi mi olduðu?’þeklindeydi.

Ona da, ‘Keþke öyle olsa..’ dedim. Çünkü, komünist dönemdeki ‘dine nefret dolu bakýþ’ýn etkisinin yönetimde bulunan ve bizde 1930’lardaki ‘kemalist-laikler’i andýran ve de kendilerini -sözde-ziyâlýlar/ aydýnlar’ olarak niteleyen kadrolarda hâlâ da büyük çapta hissettirdiði ve ‘Ýslâm korku ve nefreti’nin o nesillerin zihninden silinmesinin kolay olmadýðýný belirttim.

***

Bir diðer arkadaþ da, Ýran’ýn Yemen Buhraný’ndaki rolünü sordu.

Tam da bu sýrada Ýran’dan yapýlan bir açýklama dikkat çekiciydi.

Ýnkýlab Muhafýzlarý Ordusu’nun önde gelen komutanlarýndan serdar/general Þikarçi’nin 26 Eylûl günü ‘tabnak’da yayýnlanan açýklamasý þöyleydi: ‘Bizim komþu ülkelerdeki bulunuþumuz, istiþarî ve manevî destek mahiyetindedir; onlarýn içiþlerine karýþmak, asla! Direniþ Cebhesi ülkelerinin kendi güçleri vardýr. Tecrübelerimizi, fikrî yardýmlarýmýzý Suriye, Irak, Lübnan ve Yemen’e aktarýyoruz. Tecrübeli elemanlar oralara gidiyor, sionist rejim ve kan içici Amerika karþýsýnda olan her rejime yardým ediyoruz. Elbette ülke içi durum elverdiðince.. Yemen’e gelince (…) Biz Yemen halkýyla (yani, Yemen Hükûmetine karþý savaþan ‘Husî’kabilesi kasdediliyor) tecrübelerimizi paylaþtýk ve bugün füze, ÝHA ve diðer silahlarý kendileri yapýyorlar.’

***

Bir diðer arkadaþ, Amerika tarafýndan 2020’nin ilk günlerinde Irak’ta öldürülen Qaasým Suleymanî’nin Ýran siyasetindeki etki ve yetkisini sordu.

Önce, Süleymanî’nin öldürülmesi üzerine, 5 Ocak 2020 günü yayýnlanan yazýmda, Serdar Süleymanî, evet, gözünü, inandýðý, baðlýsý olduðu ve Ýslâmîn tek doðru yorumu olarak gördüðü kendi mezhebinin hedeflerine dikmiþ; kendi dâvasýnýn bir fedaîsiydi.’ diye yazmýþtým.

Ama, evvelki gün, Ýran‘ýn en üst dereceli komutanlarýndan Yahya Safevî’nin sözlerini de, hiç yorum yapmadan aynen aktarayým:

Serdar/General Yahya Safevî diyor ki: ‘…Suleymanî, Putin’le, Rus Ýstihbarat sorumlularý ve askerî kumandanlarýyla defalarca görüþmeler yaptý. Putin’le yaptýðý ilk görüþme, 2 saat 20 dakika sürmüþtü ve o zaman Putin’e demiþti ki: ‘Siz Irak’ý yitirdikten sonra, Suriye’yi de kaybederseniz, Doðu Cebhesini ve Akdeniz’i de Amerikalýlara kaptýrmýþ olursunuz.. Yani, Beþþar Esed rejimi düþerse, Amerika, Irak, Suriye ve Lübnan’ý kontrolü altýna alýr ve siz de, bu durumda, Rusya’nýn kendi güvenliðini ve menfaatini korumak için.. (…)Yani, Süleymanî, Rusya’nýn Suriye Cebhesi’ne gelmesi konusunda Putin’i ikna etmiþti.

Rus yetkililer bize Putin’in hiç kimseyle yarým veya 1 saatten fazla görüþmediðini söylemiþlerdi. Ama, Süleymanî ile tam 2 saat 20 dakika görüþtü. Ýlginçtir, o görüþme sýrasýnda öðle namazý geçmek üzere olduðundan, Süleymanî, Kremlin Sarayý’nda ezân okuyup namaz kýldý.

Sonra demiþti ki: ‘Bir zamanlar burada Ýran aleyhinde entrikalar çevrilirdi, þimdi geldim burada ezân okuyup namaz kýldým..’

***

Böyle sorularla sýk sýk karþýlaþtýðýmdan.. Bu anlatýlanlarý, herkes kendi durduðu veya baktýðý yere göre deðerlendirir; yorum, âzad..

***