Azerbaycan Ermenistan sýnýrýnda bir kaç gündür ateþkesin bozulmasý, þehit Azerbaycan askerleri, Ermenistan’ýn Azerbaycan ordularý tarafýndan roket ateþine tutulmasý ve genelde istikrarýn bozulmasýna yönelik senaryolarýn kurgulanmasýnýn arkasýnda yatan asýl niyetler tabi ki zamanla ortaya çýkacaktýr. Þimdilik ise bir kaç versiyon üzerinden olayý gündeme taþýmak istiyorum.
1. Ateþkesin bozulmasýný tetikleyen durum var mý?
Evet var. Öncelikle Rusya’nýn Ukrayna’ya yönelik giderek agresif tavrý sadece Ukrayna ile sýnýrlý kalmayacak, bu tavýr ABD etkisinde olan tüm devletlere özellikle denge politikasý yürüten Azerbaycan’ý da hedef alacak gibi gözüküyor. Rusya Ukrayna’dan sonra kendine yönelik tehdit olarak gördüðü, batý etkisinin bulunduðu her yeri ve herkesi zamanýnda boðmaya gayret edecektir. Elindeki kozlara göre kendini savunma refleksi geliþtiren Rusya için Azerbaycan’ýn denge politikasý tehdit unsuru olarak görülmesi gayet normaldir. Ukrayna meselesinde geri adým atmayacak gibi gözüken Rusya, þiddetini giderek artýracak ve ABD’nin menfaat alanlarý olarak bilinen “enerji hattý” ülkelerin de istikrarýný bozacak gibi duruyor. Dolayýsý ile Azerbaycan sýnýrýnda Ermenistan tarafýnýn ateþkesi bozmasý için bu gerekçe göz önünde tutulmalýdýr.
2. Peki Ermenistan Azerbaycan’la savaþ istiyor mu?
Hayýr istemiyor. Çünkü ekonomik olarak çöküþ yaþayan Ermenistan sadece savaþ imitasyonu yapacak kadar cesurdur. Bu imitasyon, ya baðlý olduðu büyük devletlere gerektiði zaman yada kendi içerisinde ekonomik olarak sefalet ile boðuþan halkýný uyutmak için ortaya çýkar.
3. Azerbaycan bu savaþa hazýr mý?
Güç olarak hazýr. Hem ekonomik hem de askeri olarak güçlenen Azerbaycan bu savaþýn altýndan kalkabilir. Rusya Kýrým’a, ABD Ortadoðu’ya davetsiz sokulabildiði halde Azerbaycan’ýn kendi topraklarýnýn geri alýnmasýnda istekli olmasý kadar doðal bir durum olamaz. Lakin konjöktör olarak durum Azerbaycan lehinde deðil. Ukrayna olaylarýyla Rusya’nýn giderek artan agresif tavrý ABD’nin ise Rusya’yý çöktürme stratejileri bölgenin kaderini olumsuz etkilemektedir. Diðer taraftan ise Türkiye’yi istikrarsýzlýða sürükleme çabalarý vardýr. Türkiye’nin hem içeride hem dýþarýda önünün kesilmesine yönelik gayretler Azerbaycan için vahim bir durumdur. Ve böyle bir durumda olaylarýn kontrolsüz dizayn edilmesi sadece Azerbaycan’ý deðil Türkiye’nin stratejilerini sýkýntýya sokabilir.
4. Rusya ve ABD savaþ istiyor mu?
ABD zinhar bu bölgede þimdilik savaþ istemiyor. Çünkü kontrol edecek kadar kozlar elinde deðil. Böyle bir savaþ çýkarsa duruma en fazla dahil olacak ülke Rusya’dýr. Rusya’nýn hem yakýnda olmasý hem de içerideki aktörlerinin varlýðý Rusya’yý avantaj sahibi yapmaktadýr. ABD için ise bu ölüm demektir. Lakin Ukrayna’daki Rusya agresifliði azaltmak için bu imitasyon ABD’nin de iþine yarar.
Rusya için savaþ konusu duruma el koymak için kullanabileceði en uygun konudur. Ukrayna meselesiyle Rusya anladý ki, ABD’nin menfaat noktalarýna farklý yöntemlerle saldýrmazsa kaybedecektir. Onun için Rusya kendi bölgesi olarak gördüðü coðrafyada, ABD senaryolarýný saldýrý ve savaþ havasýyla yok etme gayreti içerisindedir. Azerbaycan Ermenistan arasýnda olasý savaþ bu anlamda Rusya’nýn ve ABD’nin durdurma gayreti gibi de yorumlanabilir.
5. Ermenistan ve Azerbaycan toplumunun savaþa yönelik psikolojisi nedir?
Ermenistan iþgal eden taraf olduðu için onun savaþ gibi bir lüksü bulunmamaktadýr. Azerbaycan’ýn güçsüz zamanýnda sadece Rusya’nýn deðil diasporanýn da desteðini arkasýna alarak, batý dünyasýnýn da hýristiyan ittifaký anlayýþýna dayanarak, Azerbaycan topraklarýný kolaylýkla iþgal eden Ermenistan için þimdi ki durum savaþ için uygun deðil. Çünkü ekonomik güçsüzlüðü Azerbaycan gücüyle kýyasta artýk sýnýfta kalmaktadýr. Dolayýsý ile böyle bir savaþ ihtimali zaten ekonomik olarak boðulan bir toplum için arzu edilen bir durum deðil. Lakin Ermenistan için de bu savaþ imitasyonu iç dinamikler için kullanýlacak vakadýr.
Azerbaycan toplumu ise tek renkli deðil. Savaþ isteyenler kadar istemeyenler de vardýr. Özellikle toplumu yönlendiren siyasi güçler içerisinde Batýnýn desteðini almak isteyen siyasi partiler savaþ söylemlerinden uzak durmaktalar. Cumhurbaþkaný Ýlham Aliyev ise konjöktürel olarak durum müsait olursa muhtemelen böyle bir savaþý arzu edenler içerisinde yer alýr. Toplumun zafer arzusu savaþ isteyen için de istemeyen için de vazgeçilmez arzudur.
Durum böyle olunca sýnýrdaki ateþkesin bozulmasý ve bu kadar vatan evladýnýn þehit olmasý sýradan bir olay olarak görülmemelidir. Ýstikrarýn bozulmasý imitasyon olsa bile yeni durum geliþtirebilir. Bu kimin iþine yararsa, savaþ ortamýný pekiþtiren de O’dur.