Azýnlýklar için tarafsýzlýk bile tehlikeli

Bugün Halep’in zulümlerinin ortasýnda, azýnlýklarý hatýrlayalým. Suriye’de sayýlarý yarým milyonu aþan Filistinliler’i ve çoðunluðu Halep’te yaþayan 1.5 milyon Hýristiyan’ý... Onlar, yanardaðýn kýyýsýnda yaþayan Suriye vatandaþlarý.

Ýkisi de Beþar Esad rejimiyle “iþbirliði” yapmak istemiyor. Fakat tarafsýz olunca yanýnýzda bir dost kalmýyor. Ýþgal altýndaki Fransa’da iþbirlikçi sayýlmak için, bir Nazi’ye bir somun ekmek satmanýza gerek yoktu. Fakat bir Alman deyiþini kullanacak olursak, “tekerleði döndürmeye yardým ediyordunuz.” Hayýr, Beþar Esad Hitler deðil; yine de Tanrý bu korkunç dönemde Suriye’deki Filistinliler’i ve Hýristiyanlar’ý korusun.

Çýkarýlacak dersler var. Lübnan’daki yarým milyon Filistinli mülteci, 1975-90 yýllarý arasýndaki iç savaþta Müslüman-solcu cephesinde savaþtý. Nefretle, toplu katliamla ve son olarak kendi virane kamplarýna hapsedilerek ödüllendirildiler. Kuveyt’teki Filistinli mülteciler 1990’da Saddam’ýn iþgalini desteklediler; 1991’de yüzlercesi Ürdün’e tahliye edildi. 1948’den beri Irak’a yerleþtirilmiþ bulunan Filistinliler, Amerika’nýn 2003’teki iþgalinden sonra Iraklý “direniþçiler” tarafýndan ya katledildi ya da sürüldüler.

Yani Suriye’de yeni bir sivil savaþýn içine çekilen Filistinliler için tek kurtuluþ ümidi tarafsýzlýk. Fakat Özgür Suriye Ordusu kamplarýný düzenli olarak ziyaret ediyor. Onlara ‘Bizim için savaþýn’ diyorlar. Ve kamplarý, Suriye hükümetinin “muhaberat” ajanlarýyla kaynýyor. Bizim için savaþýn, diyorlar. Fakat iki Filistinli askeri birlik, Suriye’nin 1976’da Lübnan’a askeri müdahalesinden sonra en satýn alýnabilir milislerden olan Saika ve Filistin Kurtuluþ Ordusu, rejimin doðrudan kontrolü altýndalar. Ýki ay önce, Suriye tarafýndan eðitilmiþ FKO askerlerinden 17’si suikaste kurban gitti. Sonra geçen hafta Þam’da 17 FKO askeri daha öldürüldü.

***

FHKC üyesi orta yaþlý bir Filistinli, “Kimileri rejimden uzaklaþtýrýlmak için Özgür Suriye Ordusu tarafýndan öldürüldüklerini söylüyor” diyor. “Diðerleri de onlarýn, Özgür Suriye Ordusu’ndan uzaklaþtýrýlmak için rejim tarafýndan öldürüldüðünü iddia ediyor. Bizim tek yapabileceðimiz, tarafsýzlýðýmýza tutunmak. Ve Suriye’de kamplarda bulunan bazý Filistinliler’in, Suriye hükümetine baðlý “muhaberat” ajanlarý olduðunu hatýrlamalýsýnýz. Filistin Halk Kurtuluþ Cephesi Genel Yönetimi, rejim için savaþacaklarýný bizzat söylediler.”

Suriye’deki Filistinliler’in büyük kýsmý, Suriye nüfusunun ve direniþin çoðu gibi Sünni Müslüman.

Hýristiyanlar ise, Esad’a karþý güçlerde dinsel açýdan kesinlikle çoðunluk olarak var olmayan, Suriye vatandaþlarý. Beþar’ýn, þu anda kesinlikle kuþku yaratan istikrarlýlýðý, Esad sonrasý bir rejimin korkunç bilinmezliklerine tercih edilebilir. Sadece Halep bölgesinde 47 kilise ve katedral var. Hýristiyanlar, Selefiler’in isyancýlarýn arasýnda savaþtýðýna inanýyorlar. Haklýlar.

Onlar için de çýkarýlacak dersler var. Ünlü yeniden doðmuþ Hýristiyan George W. Bush 2003’te birliklerini Irak’a gönderdikten sonra yaþanan acýmasýz dönemde, Ortadoðu’daki en eski Hýristiyan toplumlarýndan biri olan Iraklý Hýristiyanlar paramparça edildi. Mýsýrlý Hýristiyan Kýpti Patriði Þenuda, diktatörün düþüþünden sadece iki gün öncesine dek, koruyucusu Mübarek’i destekledi; Mýsýr’daki Müslümanlar bunu hatýrlýyorlar. Peki o zaman Suriye’deki Hýristiyanlar ne yapmalý?

Lübnan Maruni Patriði, þu sönük Beþara Rai, Suriye’deki isyanýn baþlamasýndan sonra Beþar’a “daha fazla zaman” verilmesi gerektiðini söylediðinde, ülkesindeki Sünni Müslümanlar’ý çok kýzdýrmýþtý.

Ama Suriye televizyonuna baktýðýnýzda, Hýristiyanlar’ýn performanslarý karþýsýnda utanç duymak kolay.

Geçen hafta, Suriyeliler’e hitap etme sýrasý Þam Maruni Piskoposu’na gelmiþti. Ýlk sözleri? Suriye devlet televizyonuna ona konuþma hakký verdiði için teþekkür etmek istiyordu. Hýristiyanlar’ýn Ramazan’a ne kadar saygý gösterdiklerinden, nasýl bu kutsal ayda inançlarýný Müslümanlar’ýn inançlarýyla güçlendirmeyi öðrendiklerinden bahsetti. Bu tam anlamýyla makul bir açýklama, fakat aslýnda piskoposun cemaatinin çoðu, ayný Müslümanlar karþýsýnda korku içindeler.

Ve sonrasýnda öldürücü cümle geldi. Piskopos vaazýnýn sonunda Suriye’deki tüm “sivilleri, yetkilileri ve askerleri” kutsadý. Elbette “yetkililer” Beþar’ýn yetkilileriydi. Ve askerler rejimin askerleriydi. Sanýrým þu eski Hýristiyan tavsiyesine dönmeliyiz: ‘Sezar’ýn hakkýný Sezar’a, Tanrý’nýn hakkýný da Tanrý’ya verin.’ Bir hatýrlatma daha: Beþar Esad, Sezar deðil.

Fakat Lübnanlý Hýristiyan bir yazar, Suriyeli Hýristiyanlar’ýn büyük ihtimalle Aziz Paul’ün tavsiyesini dinlediklerini söylerken haklýydý (1 Timoteyus 2:1): “Öyleyse her þeyden önce þunu öðütlerim: Tanrý’ya tüm insanlarý içeren dilekler, dualar, içten istekler, þükürler sunulsun. Bunlar hükümranlarý ve tüm baþta bulunanlarý da içersin. Böylece tanrýsayarlýða ve saygýnlýða yaraþýr gürültüsüz patýrtýsýz, sessiz sedasýz bir yaþam sürelim.” Ve þu an için Suriye’de “yöneten” Beþar deðilse kim?