B. A. Güler’in konuþmasýnýn iki(nci) yüzü

2007 Mayýs’ýndan, Cumhuriyet mitinglerinden tanýdýðýmýz CHP milletvekili Prof. Dr. Birgül Ayman Güler’in konuþmasý çok anlamsýzdý, geçmiþe kitlenip kalmýþ bir konuþma idi ama beni hiç þaþýrtmadý, yabancý gelmedi, Sayýn Güler’in görüþleri Türkiye’de CHP ve MHP tabanýnýn yaklaþýk tamamýnýn, hatta, AK Parti tabanýnýn da küçük bir bölümünün benimsediði görüþler.

Sayýn Güler’e fazla kýzmanýn da bir anlamý yok, bu saçma ifadeler aslýnda Türkiye Devleti’nin resmi ideolojisi, Anayasa’da, kanunlarda, ders kitaplarýnda, uygulamalarda yerleþik durumda.

Anayasa’nýn 66. Maddesinde yurttaþlýk sýfatý olarak ifadesini bulan türk kelimesinin ne kadar yanlýþ bir tercih olduðunu bu sütunda, baþka yerlerde defalarca yazdým.

Birileri, türk kelimesinin hukuki anlamda vatandaþlýk ifade ettiði, etnik bir gönderme olmadýðý saçmalýðýna, zekalarýmýzla alay edercesine, bizi inandýrmaya çalýþýyorlar.

Anayasa madde 66. da ifadesini bulan türk kelimesi anayasal-hukuki vatandaþlýk anlamýna geliyor ve zinhar etnik bir gönderme deðil ise, Bulgaristan türkü, Kýbrýs türkü ne demek?

Anayasa’nýn dibacesinde kullanýlan “türklüðün tarihi deðerleri” derken buradaki türklük hukuki (!) bir ifade midir?

Türk kelimesi her anlamda kullanýlabilecek bir joker kelime midir?

Bulgaristan ve Kýbrýs türkleri de bizim anayasal anlamda vatandaþýmýz mý da biz bilmiyoruz, yoksa biz de Ýsrail devleti gibi dünyanýn her yerindeki türkleri tabii vatandaþ olarak telakki ediyor, sonra da hukuk devletinden mi bahsediyoruz?

Anayasa’da vatandaþ için bir sýfat (türk) tanýmlamak niye bu kadar önemli, Türkiye Cumhuriyeti yurttaþý ifadesi sözde modernlerimize neden yetmiyor?

CHP milletvekili Sayýn Birgül Ayman Güler’in zihniyeti için aslýnda bu kadar kalem oynatmak bile lüzumsuz, her tarafýndan dökülüyor ama bu milletvekilinin hakkýný da yemeyelim, zira söyledikleri anayasal bir duruma da maalesef HALA tekabül edebiliyor.

ANCAK, meselenin bir de ikinci yüzü var ve bu yüz bence bir muhalefet milletvekilinin saçmalamasýndan çok daha önemli çünkü bu ikinci yüz siyasal erkin yapabilecek iken yap(a)madýklarýna dair.

Ýktidar bloðu, en geniþ anlamda bu kavramý kullanýyorum, çok haklý olarak Sayýn Güler’in ifadesini güçlü bir biçimde eleþtirdi, iyi ki de eleþtirdi, gerekiyordu.

Ama, ayný iktidar bloðu kürt çocuklarýnýn, ermeni, rum çocuklarýnýn, böyle bir saçmalýða inanmayan türk ailelerin türk çocuklarýnýn her sabah, Ýnka ve Aztek medeniyetlerinin kurban ayinlerini hatýrlatýrcasýna, “varlýðým türk varlýðýna armaðan olsun” diye baðýrtýlmalarýna sessiz.

Böyle bir saçmalýðý bu bloðun büyük bir bölümünün desteklemediðini biliyorum ama yine ayný blok içinden kimse bu çirkinliðe, hatta kelimeyi sakýnmayacaðým, bu ýrkçý rezalete yüksek sesle karþý çýkamýyor.

Kürt açýlýmý yapýyoruz, bu cesur giriþimi yetersiz bulsam da (yine evet ama yetmez), öncülük yapanlarý kutluyorum, ama bu açýlým ile daðdan taþtan bir türlü silinemeyen “Ne mutlu türküm diyene” ifadesi ne kadar baðdaþýyor, bu sorunun cevabý pek yok galiba.

Siyasi erk sahibi olmak, çok güçlü siyasi desteðe sahip olmak çok iyidir ama ayný zamanda erk sahibine büyük sorumluluklar da yükler.

Bu sorumluluk çok doðru olarak Sayýn Güler’in eleþtirilmesini gerektirir ama bu eleþtiriler Milli Eðitim Bakanlýðý’nýn (yani genel idare) sonlandýrabileceði kurban ayinleri retoriði, Jandarmanýn (yani genel idare) daða taþa yazdýðý ve anlamý “senin türk olmadýðýný ben de, sen de biliyoruz ama sen kendine türk de, kendini benim etnik sýfatýmla tanýmla, mutlu olmasan da mutluyum de, geçinelim gidelim” anlamýna gelen ifade ile baðdaþamaz bunu da unutmayalým.

twitter.com/KarakasEser