Amed demediðim için kimse kýzmasýn lütfen, isteyen yukarýdaki baþlýðý ‘Biji Amed’ olarak da okuyabilir. Benim açýmdan hiç mahsurlu deðil..
Sonra bilen biliyor, Diyarbakýr’ýn bir zamanlar Amida, Amid gibi adlarý da oldu.
Þehirlerin isimlerine takýlýp kalmanýn bir anlamý yok. Farklý medeniyetler farklý þehirlerden gelip geçerler ve konakladýklarý þehirlere bir isim verirler. Ýsimler baki deðil yani. Her isim gün gelir zamana ve tarihe yenik düþer..
Diyarbakýr’ýn bir hafýzasý var. Farklý dinlerin ve inançlarýn, farklý dillerin ve kültürlerin, birbirlerinden o kadar da ayrýlamayacak olan medeniyetlerin oluþturduðu bir hafýza..
Kuþatmalar, iþgaller, yenilgiler, isyanlar, büyük umutlar ve büyük hayalkýrýklýklarý..
Diyarbakýr surlarý tanýktý bütün bunlara. Diyarbakýr halký tanýktý.
Barýþa ve bir arada yaþamaya saygýnýn þehridir Diyarbakýr.
Diyarbakýrlýlar, geçen hafta bu kadim saygýyý bir kez daha dünya aleme ilan etti.
Barýþa ve çözüme ta Paris’ten kurulan bir tuzaða düþmedi halk.
Belleðine ve hafýzasýna güvendi. Acýsýný ve yasýný paylaþýrken, barýþa ve çözüme zarar gelsin istemedi.
Hem aðladý, hem gökyüzüne beyaz güvercinler uçurdu.
Kimin katkýsý olmuþsa olmuþtur ve bu katký, bu duyarlýlýk elbette her zaman minnetle hatýrlanacaktýr.
Ýçimdeki iyimserliði ve coþkuyu ifade edecek yegane söz ne olabilir diye yazýya oturmadan önce epey düþündüm.
Aklýma ‘Biji Diyarbakýr’ demek ve bunu yazmaktan baþka bir þey gelmedi.
‘Biji’ baþlýklý ikinci yazým olacak bu. Ýlkini Öcalan’ýn Türkiye’ye getirildiði ve idam cezasýnýn, Kürtçe üstündeki yasaklarýn kaldýrýldýðý dönemde kullanmýþtým.
Radikal 2’ye belki ikinci belki üçüncü yazým olmuþtu o yazý.
Ertuðrul Özkök te bu baþlýklý bir yazý kaleme almýþ, ve yanlýþ hatýrlamýyorsam, Hürriyet’in manþetinin de 4 Aðustos’ta ‘Biji Türkiye’ olmasý için teklifte bulunmuþtu; ama teklif yazý iþlerinde kabul görmemiþti.
HADEP Parti Meclisi üyesiydim, Özkök’ün 4 Aðustos 2002 tarihli o yazýsýný okuyunca, oturdum ve ‘Biji Türkiye’ baþlýklý bir yazý yazdým. Radikal 2’nin sayfalarý baðlanmýþtý. Perþembe günü Tuðrul Eryýlmaz’ý aradým ve yazýyý kullanmasýný rica ettim. Tuðrul’un telefonda söylediði hala aklýmda:
‘Kürdün aklý baþýna hep sonradan mý geliyor, bugün Perþembe, sayfalarý baðladýk, sen bana yazý yolluyorsun!’
Sevgili Tuðrul o yazýyý kullandý ama.. Hem de yanlýþ hatýrlamýyorsam birinci sayfadan.
Þöyle demiþim:
‘AB üyeliðiyle ilgili yasalarýn, parlamentoda gördüðü kabul; 200 yýllýk modernleþme tarihimizin hem sonunu iþaret ediyor hem de Cumhuriyet’in, baþta Kürt’ler olmak üzere kendi küskünleriyle toplumsal barýþýný yeniden kurmasýna bir kapý aralýyor.
Cumhuriyet’in ilanýndan sonra, TBMM’de alýnmýþ bu en önemli kararlarla, Türkiye modernleþmesinde yeni bir döneme ilk adým atýldý. Kuþkusuz, yapýlacak çok iþ olmasýna raðmen, çatýþmalý ve acýlý bir tarihi de böylece geride býraktýk.
‘Biji Türkiye’ demek, nereden nereye geldiðimizi öylesine güzel bir anlamla ifade ediyor ki, bu güzelliðe ve anlama katýlmamak mümkün deðil.
Sayýn Özkök, bu sloganý bir HADEP’linin ya da Kürtlerin yayýnladýðý gazetenin kullanmasý gerektiðini söylüyor yazýsýnda ki, bu da doðru. Ama HADEP’in hep böyle düþündüðünü ve sekiz yýllýk tarihi boyunca, bunu savunduðunu biliyoruz. Yaþamayan, yaþatýlmayan bir Türkiye’den sonra geriye ne kalýr ki! HADEP dün de ‘Biji Türkiye!’ demenin taþýdýðý siyasal anlama inandý, bugün de inanýyor. Demokratikleþme kapsamýnda Kürtlerin ana dillerini özgürce kullanma taleplerinin ve haklarýnýn önünü açan bir Türkiye’ye, Kürtler ‘Biji’ demeyecekler de ne diyecekler sayýn Özkök..’
Sevgili okurlar, çözme ve barýþa geç kalmanýn faturasý çok aðýr oldu ne yazýk ki..
Bunca acý, bunca zulüm bir gün ‘Biji Türkiye’ ve ‘Biji Diyarbakýr’ diyebilmek ve nihayet Diyarbakýr semalarýna beyaz güvercinler uçurabilmek içinmiþ meðer..