Parti kurma hazýrlýðý içindeki Ali Babacan’a görevdeki dönemine dair bir kaç soru yönelttik ama cevap almak mümkün olmadý. Sayýn Babacan hiç kusura bakmasýn da, ülkeyi yönetmeye talip birinin böyle kritik sorularý cevapsýz býrakmasý anlaþýlýr gibi deðil. Bakýn dedik ki, ABD’nin siyasi rehin olarak tuttuðu Hakan Atilla, Babacan’a baðlý olan Halkbank’ýn tepe yöneticisiydi.. Ne Avrupa Birliði bakanlýðýna baðlýydý Halkbank ne çevre ve þehircilik bakanlýðýna. O halde neden Halkbank davasý süresince alakasýz onlarca ismi konuþtuk da Ali Babacan menfi/müspet ortalarda görünmedi?..Cumhurbaþkaný Baþdanýþmaný Yiðit Bulut çok sarsýcý bir iddia koydu ortaya; Babacan’ýn FETÖ’nün bankasý Bank Asya’yý kurtarmak için hamle yaptýðýný iddia etti.. Buna bir cevap verdi mi Babacan?.. Yine Yiðit Bulut’un daha önemli bir iddiasý ki, bu politik hareket baþlatmak isteyen birinin yola çýkmadan evvel temizlemesi gereken bir iddia.. Babacan’a, uluslararasý piyasalarda yaptýðý iþlemlerde kendi hesabýna bazý kazançlar elde edip etmediðini soruyor Yiðit Bulut.. “…Neden hep ‘short list’ yaptýn! Ýngiliz ve Amerikan bankalarýndan! Bu arada hiç aracý kurum araya girdi mi? Mesela yüzde 5 bir komisyonla satýþ yapýlsa, bayaðý bir para olmasý lazým bir yerlerde! Ýsviçre’de bir banka hiç sana aracýlýk yaptý mý!…” Bu iddialar cevaplanmadan çýkýlan yol bir yere varmaz, söylemiþ olayým…
CHP’li Sezgin Tanrýkulu Fýrat’ýn doðusuna yapýlacak operasyon öncesi skandal bir çýkýþ yapmýþ.
“…Bizim Suriye’deki Kürtlerle bir savaþýmýz olamaz. Oradaki demografik yapýyý deðiþtirecek bir iþin içinde olmayýz..” demiþ.. Bunu Kuzey Suriye hattýnda PKK’nýn faþist baskýsýyla yerlerinden yurtlarýndan edilmiþ Kürtlere söylüyorsa sorun yok. Ama baþka bir hesap peþindeyse iþte o zaman iþler deðiþir.. Kimse kahraman vatan evlatlarýmýzý þehit eden terör örgütünü, bir etnik aidiyet, bir mezhep ya da baþka bir kamp içinde gösterip meþruiyet devþirmeye kalkmasýn. O çocuklar o daðlarda arkadaþlarýný þehit vermiþ. Üzerine politika yapýp oy devþireceðiniz konular deðil bunlar. Daha dikkatli söz söylemekte yarar var..
Mart 2011 iç savaþ sürecinden bu yana Rusya’nýn Suriye’deki çýkarlarýný önceleyen Doðu Perinçek, 15 Temmuz sonrasý yaþanan konjonktürel deðiþikliðin tadýný çýkarýyor.. ABD’den uzaklaþýp gerek savunmada gerek enerjide gerek turizmde arka arkaya Rusya ile iyi iliþki geliþtiren Türkiye’nin bir politikacýsý olarak ‘haklý çýktým’ pozlarýnda demeçler veriyor.. En son; “..Türkiye’nin dostlarý artýk Nato deðil, Rusya, Ýran ve Çin’dir..” diyerek meseleyi kendince bir adým öteye taþýmýþ durumda.. Buraya kadar sorun yok da, ‘bizim çizgimiz artýk budur’ dediðinde iþler deðiþiyor.. Çünkü adýna ‘Erdoðan Kriterleri’ diyebileceðimiz yeni bir dýþ politik iliþki dönemindeyiz ve Doðu Bey henüz bu durumu kavrayabilmiþ deðil. Türkiye artýk ‘ittifak’larýný, ‘ülke bazlý’ deðil,’konu bazlý’ olarak sürdürüyor.. Yani bir NATO üyesi olarak Rusya’ya düþman olmadýðý gibi Rusya’nýn sadýk bir müttefiki olarak ABD’ye de kapýlarý kapatmýyor.. Nitekim ABD ile Suriye’de güvenli bölge konusunda temaslarý sürerken, ortak harekat merkezinin açýlmasý süreci devam ederken Rusya ile S-400’ler ya da nükleer santral konusunda iþ birliði yapmaya devam ediyor. Öyle görmek lazým. Yoksa Doðu Bey’in ‘koþulsuz müttefik’ gibi sunduðu Rusya’nýn Ýdlib’deki cinayetlerine de ortak mýyýz mesela?.. Dün, burada yayýnlayamayacaðým kadar dehþet görüntüler geldi hava saldýrýsýndan. Buna ne diyecek acaba Doðu Perinçek?..