Babacan-Davutoðlu vakasý: “Ah” ettiðimiz husus…

Cumhurbaþkaný Erdoðan, dün partisinin Grup Toplantýsýnda, Ali Babacan ve Ahmet Davutoðlu için çok sert eleþtiride bulundu:

"Bizim 'ah' ettiðimiz husus ise bir dönem bunlarý adam yerine koyup görev vermiþ olmamýzdýr. Biz dersimizi çýkardýk, milletimizden de helallik istiyoruz."

Önce, sert eleþtirinin sebebini hatýrlatalým.

DEVA Partisi Genel Baþkaný Ali Babacan, Baykar þirketini hedef alarak

"Devletin tüm imkânlarý tek þirkete aktarýlýyor. SÝHA'lar hükümetin elindeki en büyük propaganda projelerinden birisi. Bu proje, 'kutsal, dokunulmaz' hale getirildi. Kusura bakmayýn ya, dokunacaðýz tabii ki..." dedi.

Bu akýl almaz çýkýþ; vatanseverlik, millilik, devlet adamlýðý ile baðdaþmadýðý gibi siyaseten de akýl dýþýdýr. Bir akýl tutulmasý, pespayeliktir.

Milletçe zorumuza giden ise Yunanistan'ýn, PKK'nýn, FETÖ'nün yerli ve milli savunma sanayimize düþmanlýk yarýþýna; Türkiye'den, hem de 6'lý masanýn içinden, hem de "aday olursam ilk turda Cumhurbaþkaný seçilir, ülkeyi de çok iyi yönetirim" diyen bir eski bakanýn katýlmasýdýr.

FETÖ destekçisi eski Pentagon yetkilisi Micheal Rubin, ABD'de, "Baykar'a ve diðer Türk firmalarýna yaptýrým düþünülmeli" çaðrýsý yaptýðý sýrada Babacan'ýn; düþman saflarýndan aslýnda bir þirkete deðil, kahraman ordumuza, silahlý kuvvetlerimizin baþarýlarýna, Türkiye'nin güçlenmesine saldýrmasý, kendi karakteri, cibilliyeti hakkýnda da kötü düþüncelere davetiye çýkarýyor.

Babacan'ýn yaptýðý, þehit bacýsýna küfreden ÝP'li Lütfü Türkkan'ýn yaptýðýndan farklý deðildir. Milletimizin deðerlerine, þehitlerimize, özümüze bir saldýrýdýr.

6'lý masadakiler; tutum, davranýþ ve milletimizin sinir uçlarýna dokunan zihniyetleri ile milli güvenlik meselesi haline gelmiþtir.

Evet, 6'lý masa artýk bir milli güvenlik meseledir.

Cumhurbaþkaný Erdoðan konuþmasýnda neden 'ah' ettiðimiz husus diye bir baþlýk açýyor?

Neden, "Bu ahlaksýz çýkmýþ, tabii yanýnda baþka ahlaksýzlar da var, ne diyorlar; 'Yok, bilmem geleceklermiþ de geldikleri zaman bunlara hesabýný soracaklarmýþ. Üzgünüm, 15 sene yanýmda bulundu ama demek ki benden bir þey alamadý. Yanýnda bir tanesi daha var, aynen o da öyle..." diyerek Davutoðlu'nu da ekliyor?

Neden, "Bizim 'ah' ettiðimiz husus ise bir dönem bunlarý adam yerine koyup görev vermiþ olmamýzdýr. Biz dersimizi çýkardýk, milletimizden de helallik istiyoruz" demek zorunda kalýyor?

Aslýnda 'ah" etmemiz, sadece Cumhurbaþkaný Erdoðan'ýn þahsýyla ilgili deðil.

15 Temmuz FETÖ ihanetinden bu yana daha önceden haklarýnda hüsnü zan beslediðimiz pek çok kiþi, siyasetçi, bürokrat, gazeteci, yazar görülmedik bir savrulma yaþýyorlar.

Öyle ki, takdir ettiðimiz, beðendiðimiz, o gün vefat etseydiler cenazelerinde "iyi biliriz" diyeceðimiz çok kiþi savrula savrula düþman saflarýna kadar gittiler.

Ýsimlerini duydukça "o da mý, inanmýyorum, bu kadar da olmaz" diye tepki verdiðimiz insanlar bunlar...

Savrulmayý izahta çok zorlanýyoruz.

Bunlar baþtan mý Erdoðan'ýn yanýna monte edildi?

Erdoðan bunlarý sürekli el üstünde tutamadýðý için mi nefislerini azdýrdýlar.

Bazýlarý gençlik yýllarýndan beri mi etki ajaný olarak yetiþtirildi?

Bazýlarý fonlananlardan mý, 5. Kol elemanlarý içinde mi?

Nedir bu Erdoðan kin ve nefreti?

Hadi kini ve nefreti anladýk diyelim, düþmanýn saflarýna geçip devlete, millete saldýrmanýn izahý ne?

Mesele Erdoðan meselesi, Erdoðan'ýn þahsý meselesi deðil ki.

Mesele milletimiz, devletimiz, vatanýmýz, bayraðýmýz, inancýmýz...

Yani Ayasofya'yý açan Erdoðan kötü,

Yunanistan'la birlikte Ayasofya'nýn açýlmasýndan rahatsýz olanlarýn yaný mý iyi?