Babıali’nin Esedçi Baasçı gazetecileri!..

Saldırıdan sonra gözaltına alınanlar oldu... Bir çok şüpheli de hala aranıyor...

Failler, Muhaberat ile bağlantılı içimizdeki Esedçiler...

Bağlantılarıyla, isim isim üyeleriyle, faaliyetleriyle velhasıl her şeyiyle bilinen bir yapılanma...

MİT ve Emniyet’te bu konuyla ilgili yeteri kadar bilgi ve belge var...

Emniyet birimleri ‘itiraf ettiler, kim olduklarını biliyoruz’ diyor... Hükümet kanadı da benzer açıklamalar yaptı zaten...

Neticede adres belli...

Esed Rejimi...

Amma velakin faillerin yakalanması, itiraf etmeleri, adresleri, eldeki bilgi belge ve raporların hiç bir anlamı yok...

Zira bizde uzman çok!...

Her zaman derim; ‘Denizde kum bizde uzman!..’

Ve her zamanki gibi, mebzul miktarda uzman yazılı ve görsel medyada halkı günlerdir aydınlatıyor!...

Anlaşılan o ki, bir müddet daha aydınlatmaya devam edecekler...

Saldırıyı kimin yaptığı ile ilgili olarak onca komplo teorisi ürettiler...

Suriyeli muhalifler.., İsrail işi.., Amerikan taktiği.., Hizbullah.., İran.., Suriye derin devleti..vs, ( Henüz ‘Çin İşi’ diyen uzman çıkmadı. Bekliyoruz bakalım!..)

Seç seç beğen al... Artık hangisi uyarsa!...

Dediğim gibi, yakalananlar, tespit edilen yapılanma, itiraflar, bilgi, belge, istihbarat raporları.., falan, hiç önemi yok!

Tamam.., adı üstünde, bunlar uzman... Hepsinin aynı şeyi söyleyecek hali yok!... Her biri uzmanlığı nispetinde bir şeyler üretmek, söylenmeyeni söylemek durumunda...

Yoksa televizyon kanallarına çıkıp ‘benim bir fikrim geldi’ diyemezler!...

Hadi onları mazur gördük diyelim... Uzmanlıklarına verdik diyelim!...

Ya Babıali dallamalarına ne demeli?!...

Uzmanlar kadar kafaları basmadığı için koro halinde aynı şeyleri söylüyorlar;

“Başbakan Esed’e fazla yüklenmeyecekti... Esed’i tehdit etmeyecekti... Suriye’nin iç işlerine karıştık, bak başımıza ne geldi... Bu saldırının sebebi hükümettir... Sorumlu başbakan ve yanlış dış politikadır... “

Esed’e toz kondurmak istemeyen bir grup Babıali zırtapozu ise saldırının Suriyeli muhaliflerin işi olduğunu iddia ediyor...

Ultra-Kemalist ve müseccel ulusalcı ise; ‘şamar oğlanına döndük’ diyor... (Hani bir koyversen, levanten cenneti İzmir’i bırakıp, 1 haftada Şam’a bayrağı dikecek.. Arkadaş ‘Süperbidonman’ ya?.., Yapar mı yapar!...)

Aslında bu Babıali paçozları için Reyhanlı’ya kimin, ne için saldırdığının bir önemi yok...

Seçimle Kemalizm’i kurtarma şansları yok... O yüzden ne pahasına olursa olsun AK Parti’den kurtulmanın yolları olmalı...

Ey Babıali’nin izansız allameleri...

Yanıbaşımızda onbinlerce sivil, çoluk çocuk, katlediliyor...

Binlerce kadına tecavüz ediliyor...

Çocuk yaştaki onbinlerce Suriyeli hapishanede işkence altında...

Günde ortalama 300 kişi ölüyor...

Muhaberat’ın taşeronluğunu yapanların sivil, çoluk çocuk demeden Reyhanlı’nın göbeğinde bomba patlatacak kadar acımasız olduklarını gördük...

Ey Babıali’nin vicdansız kaşalotları!...

Bir defa bile zalim Esed diyemediniz..

Bir defa bile bu Esed gaddar bir diktatördür diyemediniz...

Bir defa bile “görüntüleriyle, işkenceleriyle tüm dünyanın gördüğü zulmü” göremediniz...

Bir adım ötemizde yaşanan insanlık trajedisi yüreğimizi kanatıyor diyen, koltuk uğruna tankla tüfekle halkın üzerinden silindir gibi geçen Esed rejimine kayıtsız kalamayız diyen hükümete kızıyorsunuz...

Suçluyu buldunuz... Hükümet, başbakan ve dış politika...

Ulan “Gaddar Zalim Esed”in hiç mi suçu yok?!...

Atılan bombalar vicdanların bam teline vuruyor ama sizden en küçük bir tını bile çıkmıyor!

Neden?..

Çünkü sizde akıl, izan, vicdan yok...

Ve maalesef sırf Erdoğan karşı olduğu için “Esedçi gazeteci” olmuş vicdansız çok!...