Ekrem Ýmamoðlu’nun en sevdiði gazeteci tipi... Tavýrsýz gibi görünür ama acayip tavýrlý... O “kokmaz bulaþmaz” görüntüsünün arkasýnda mütemadiyen diþlerini bileyen bir “CHP militaný” gizli.
Ýsmini de vereyim:
Deniz Zeyrek.
Ýþbu Deniz Zeyrek’in yýldýzý Fetullahçýlarýn baskýn olduðu dönemde parladý. Öyle hýzlý bir “yükseliþle” yükseldi ki, Hürriyet gazetesinin Ankara temsilcisi “bile” oldu.
Ekrem Ýmamoðlu’nun en sevdiði gazeteci tipi demiþtim.
Öyle...
Hatýrlayalým: Herkesleri (muhalif gazetecileri bile) kucaklamakla övünen Ekrem Ýmamoðlu’na seçim kampanyasý döneminde soru bile sorulamýyordu; hemen terörize ediyordu ortamý... Daha doðrusu, yüzündeki “hoþgörü” maskesini sýyýrýyordu.
O sýralarda þu türden espriler dolaþýyordu ortalýkta: “Ekrem Ýmamoðlu’nu hoþnut etmek istiyorsanýz, ona Deniz Zeyrek sorularý sorun...”
Dün Ersoy Dede’nin köþesinde okudum:
Ekrem Ýmamoðlu ÝSBAK’ýn baþýna Bahattin Yetkin’i getirince, sosyal medyada kýyamet kopuyor. Daha doðrusu “linç konsorsiyumu” devreye giriyor...
Sebep:
Bahattin Yetkin’in AK Partili bilinmesi.
Hatta biri þöyle yazýyor: “800 bin farkla seni oraya getiren seçmen bir AK Partiliyi yönetici yap diye sana oy vermedi.”
Tartýþma büyüyünce, “saðduyunun sesi” Deniz Zeyrek devreye giriyor.
Ne yazýyor, biliyor musunuz?
Þunu: “Yok muydu bir CHP’li ya da ÝYÝ Partili de AK Partili birini atadýnýz?”
Herkesleri kucaklamakla övünen Ekrem Ýmamoðlu da, seçmen baskýsýna (ve tabii saðduyulu Deniz Zeyrek’in “ricasýna”) direnemeyerek, Bahattin Yetkin’in atamasýný iptal ediyor.
Buradan çýkarýlacak hisse þudur:
Baþkasýný partizanlýkla, kadrolaþmakla, liyakatsiz kiþileri iþbaþýna getirmekle suçlayanlarýn, önce dönüp kendi tasarruflarýna bakmalarý gerekiyor.
Ýkincisi de þu:
Deniz Zeyrek “yandaþ” olmayan bir gazeteci...
Daha doðrusu, etiketleme hakkýna sahip gazetecilerden...
Bir dönem, Fetullah kapatmasý liberallerin “siyasal programýný” savunuyordu, sonra CHP siyasetiyle uyum gösteren bir dünya görüþünün gazetecisi oldu. Sonra da Ekrem Ýmamoðlu’nun derin hayranlýðýný kazandý ve bu duruma geldi.
Sorsanýz, “baðýmsýz ve tarafsýz gazeteci” diyeceklerdir.
Deniz Zeyrek de buna itiraz etmeyecektir.
Öyle ya, “yandaþ”, AK Parti savunucusu olduðu düþünülen gazeteciler için kullanýlan bir etiketleme...
Mesela, CHP'yi destekleyebilirsiniz, Gezi’ci, çapulcu, þucu bucu olduðunuzu haykýrabilirsiniz, 15 Temmuz’a “kontrollü darbe” diyebilirsiniz, FETÖ’nün esasýnda “demokrasi mücadelesi” verdiðini ileri sürebilirsiniz (böyle düþünen CHP’liler türedi), darbeleri yüceltebilirsiniz... Bunlar size itibar kazandýrýr... Ama iktidar partisine meylettiðinizi, yani bir “iktidar programýný” desteklediðinizi söyleyemezsiniz.
Daha önce iki kez deklare etmiþtim:
Deniz Zeyrek’in “ibretlik” durumuna bakarak tekrarlýyorum:
Deniz Zeyrek’leri, Barýþ Yarkadaþ’larý, Ayþenur Arslan’larý, kapalý kapýlar arkasýnda Ekrem Ýmamoðlu’yla fikir teatisi (!) yaparken enselenen Ýsmail Küçükkaya’larý, Washington Portakal’larýný, baklavalý kazak giydiði için kadýna þiddet eylemi hoþ görülen bazý “sýrýtýk” moderatörleri gördükten sonra, karþýlaþacaðým her “yandaþ” ifadesi için, dilimizdeki aðýr küfürlerden birini sallayacaðým; kýzmak gücenmek olmasýn...