Hafta içinde Ýktisadi Giriþimci ve Ýþ Ahlaký Derneði (ÝGSÝAD) 'Onurlu insan, onurlu yaþam için asgari ücret' araþtýrma sonuçlarýný açýklýyor. Araþtýrmaya göre asgari ücret bin 495 lira olmalý.
Bu araþtýrmayý Bakan Çelik'e sorduklarýnda "Ýþletmeler rekabet edemez düzeye gelirse kapýlarýna kilit vurur, iþçiler kapý önüne konulur" diye cevaplýyor.
Bakan Çelik'in söyledikleri bir gerçeði açýklýyor: Türkiye 2001 krizin ardýndan ucuz emek piyasasý sayesinde özel sektörü ayakta tuttu.
Resmi Kayýtlara göre 18 milyon; TÜÝK anket yöntemine göre 24 milyon çalýþan var bu ülkede. Yaklaþýk 3,5 milyon kiþiyi kamu istihdam ediyor. Geriye kalan kýsým özel sektörde.
Önceki hafta 'görüntüde verip-göstermeden almak' baþlýklý yazýmda vergi sisteminin gelir daðýlýmýný düzelteci etkisinin azlýðýný ve yine vergi sisteminin üretimi desteklemediðini sadece varsa yoksa devlet düþünülüp devleti beslediðini yazmýþtým. Geçen hafta ise 'Çocuklarýmýzýn geleceði' baþlýklý yazýmda ise devletin bir tüketim haznesi olduðunu, gelecek gelirlerimizi bile harcadýðýný yazmýþtým.
Düþünsenize bir kamu bütçesi oluþturuluyor. Merkezi bütçe 400 milyar, yanýna bir de 150 milyar liralýk sosyal güvenlik bütçesini ekleyin. Yýlda 650 milyar lira harcayan bir devlet.
Ne üretiyor?
Geçen haftaki yazýma gelen tepkilerde ve bu konularý açtýðým bazý yerlerde 'memur karþýtlýðý' eleþtirileri alýyorum.
Þimdi konularý baðlayalým:
Bakan Çelik'in özel sektör sözkonusu olunca gösterdiði iflas hassasiyetini devlet sözkonusu olunca da gösterebilmeliyiz.
Son on yýlda;
Özel sektör resmen çalýþanýnýn emeðini-ümüðünü sýkarak, boðazýna-gýrtlaðýna yapýþarak büyüyebilmiþtir.Býrakýn ülke büyümesini, milli gelir artýþýný, refah devletini. Özel sektörde ücretler son on yýlda ciddi þekilde düþmüþtür.
Son on yýlda;
Devlet sektöründe maaþlar ve kadrolar ciddi þekilde artmýþ; devlet imtiyazý son hýzla sürmüþtür.
Hatta gelinen noktada kamu maaþlarý özel sektör maaþlarýný oldukça geriden gelip geçmiþ ve sonrada ciddi þekilde kamu maaþlarý fark atmýþtýr.
Maaþ konusunda son nokta: Kamu maaþlarýnýn düþmesi deðil, özel sektör maaþlarýnýn artmasý artýk temel sorundur.
Ama kamu personel sistemi, yani memurluk veya Elif Çakýr'ýn deyimi ile kod adý:657 bir imtiyaz, bir kapitülasyon olmaktan da çýkmalýdýr.
Kamu personel reformunu biz ne kadar yapmaz isek o kadar devletimiz baðýmsýz kalacaktýr. Türkiye Cumhuriyeti Devleti baðýmsýz bir devlettir. Ama TC maalesef dýþ güçlerden ziyade Türk Halkýna karþý baðýmsýz bir devlettir.
TC'nin Türk Halkýna karþý baðýmsýzlýðý deðil baðlýlýðý saðlanmalýdýr.
Devlet ile Milletin bütün olmasý için memurluk ve kamu personelliði imtiyazý ortadan kaldýrýlmalý; tüm hizmetler herkese açýlmalýdýr.
Türkiye ekonomisi görüntüde gösterdiði baþarýnýn temellerinde ciddi sýkýntýlar yaþýyor. Keþke siyasetin gösterdiði büyük deðiþimi ve baðýmsýz politik anlayýþý ekonomide küçücük þekilde de olsa görebilseydik.
Ekonomide yapýsal reformlarý krizlerde hatýrlayýp sonrasýnda unutmak bize geçmiþte de çok pahalýya mal olmuþtur.
Bu sefer 2008-09 kriz sürecinde dilimizden düþürmediðimiz þu Kamu Personel Reformunu en azýndan gerçekleþtirelim.
Bu sayede Türk Halkýndan bile baðýmsýz olan Devleti Halkýmýzýn hizmetine verebilelim.
SON NOT:
Soruyorlar "madem ücretler düþüyor, o zaman nasýl oluyor bu kadar tüketim?" Ýþte size kýsa formülü:
Ücret kaybýný banka kredisi ile telafi et, tüketici kredisi kullan. Ucuz emek-banka karý demektir.
Ucuz emek kredileþen ve finansallaþan emek piyasasý demektir.
Ucuz emek TV'lerde para kanallarýnýn iþ yapmasý demektir.
Ve ucuz emek
Dünyanýn da sonu demektir.