- KUVEYT –
Hatýrlýyor musunuz, “Bu referandumdan ‘Evet’ çýkarsa ülke krize girer, Türkiye’nin itibarý biter” diyorlardý.
Ama milletimiz, eski fotoðraf makinalarý gibi bunlarýn negatif çalýþtýklarýný" iyi bildiði için mesajý doðru anladý ve Türkiye için “Evet” dedi.
Peki sonra ne oldu?..
Yeni sistem tam olarak yeni seçimle devreye girecek ama sürecin baþlamasý bile içerde ve dýþarda çok önemli deðiþikliklere sebep oldu.
Ekonomik verilerdeki iyileþmeler her gün daha belirgin hale geldi ve istikrarýn kokusunu alan yabancý yatýrýmcýlar rotayý Türkiye’ye çevirdi.
Dýþarda ise iddialarýn aksine, daha güçlü bir Türkiye algýsý oluþtu.
***
Bir an için referandumdan “Hayýr” sonucu çýktýðýný düþünün ve þimdi nasýl bir Türkiye'de yaþadýðýmýzý tahayyül edin.
Ýçerdeki durumumuz, CHP gibi olurdu.
Ya dýþarda?..
Türkiye üzerindeki vesayet iktidarýný perçinleyen batý boðazýmýzý her gün biraz daha sýkacaktý.
Oysa 16 Nisan’dan sonra daha saðlam basan Türkiye, PKK’nýn kalbi Sincar’a operasyon yaptý, “Çatýþmasýz bölgelerin” hayata geçmesinde çok önemli rol oynadý.
Hakeza "Hayýr" öncülüðü yapan Avrupa, frene basmaya; manevra için müsait yer aramaya baþladý.
Çünkü, gücünü doðrudan milletten alan, uzaktan kumandalara kapýyý kapatan milli ve güçlü bir Türkiye vardý artýk.
Kuveyt'te en büyük temel...
Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn 16 Nisan’dan hemen sonra Hindistan’a gerçekleþtirdiði önemli gezi ile baþlayan dýþ maratonu, 3 Mayýs’ta Rusya ile devam etti. Erdoðan, Putin ile yaptýðý görüþmeler sonucunda 24 Kasým 2015’te kucaðýmýzda bulduðumuz uçak krizini bitiren ve Suriye’de çatýþmasýzlýk dönemini baþlatan çok önemli anlaþmalar imzaladý.
***
Bugün de Kuveyt’teyiz.
Cumhurbaþkaný Erdoðan burada bir Türk firmasýnýn (Limak) yurtdýþýnda tek baþýna kazandýðý en büyük ihale olan Kuveyt Havalimaný Terminali'nin temel atma törenine katýldý. Ayrýca Kuveyt Emiri Þeyh Sabah El Ahmed El Cabir El Sabah'la iki ülkeyi ve sancýlý bölgemizi ilgilendiren konularý görüþtü.
Dünyanýn gözü o zirvede...
Cumhurbaþkaný Erdoðan, 15 Mayýs’ta Çin’e gidecek ve oradan da ABD’ye geçecek ve bütün dünyanýn dikkat kesildiði görüþmeyi yapacak.
Türkiye bu görüþmeye çok önem veriyor. Nitekim, Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn en yakýn çalýþma ekibinden dýþ politika konusundaki birikimi iyi bilinen Ýbrahim Kalýn, Genelkurmay Baþkaný Hulusi Akar ve MÝT Müsteþarý Hakan Fidan günlerdir Washington’da görüþmeler yapýyor.
Adalet Bakaný Bekir Bozdað da FETÖ davalarýnýn en önemli üç savcýsýyla bu ekibe dahil oldu.
Bu ziyarette, Obama döneminde ciddi hasar gören Türkiye-ABD iliþkilerinin sürdürülebilir çerçeveye çekilmesi için gayret sarf edilecek.
Bundan sonraki durak ise 25 Mayýs’ta Brüksel’deki NATO Zirvesi…
Burada da kendi ulusal çýkarlarý için Türkiye’ye karþý yürüttükleri çirkin savaþta NATO’yu sopa olarak kullanmaya çalýþan bazý AB liderleriyle yüzleþecek olan Erdoðan, meydanlardan haykýrdýðý gerçekleri gözlerinin içine bakarak tekrarlayacak.
'Evet'in gücü...
Bu küresel maraton tamamlandýðýnda Türkiye özellikle FETÖ konusunda þu anda bulunduðu noktadan çok daha ileri gitmiþ olacak.
Referandumdan önce “Erdoðan gidiyor” diyenler þimdi, “Dünyanýn gidiþatýna yön verecek üç büyük liderden biri Erdoðan’dýr” diyorlar.
Bu, Türk milletinin gücüdür.
Milletimiz, cephede kazandýðý büyük baþarýnýn tapusunu ancak þimdi alabilmiþtir. Türkiye gerçek baðýmsýzlýða þimdi kavuþmuþtur.
Artýk uzaktan kumandalar çalýþmayacak, millet ne isterse o olacaktýr.