Fransýz Dr. Pierre Dukan, diyetinde üzerinde durulan diðer bir bitkisel ürün ise ‘konjac’ ya da ‘konyaku’. Yeni bir madde deðil, Uzakdoðu’da besin olarak ve geleneksel tababette yüzlerce yýldýr kullanýlýyor. Amorphophallus konjac bitkisinin yumru köklerinden elde edilen bir glukomannan, yani emilemeyen bir polisakarit. Çözünmeyen lifli yapýsý nedeniyle suyla þiþerek baðýrsaklarda doluluk saðlýyor. Mide boþalma süresini artýrarak ve/veya ince baðýrsaktan geçiþ süresini azaltarak karbonhidrat ve lipitlerin emilimini azaltýyor. Hem yarattýðý doygunluk hissiyle iþtahý azaltýr, hem de lipit, kolesterol, þekerli maddelerin emilimini azaltarak dýþkýyla dýþarý atýlmalarýný saðlar. Dolayýsýyla kan lipitleri, kolesterol ve kan þekerinin yükselmesini engeller. Bu etkileri yürütülen klinik araþtýrmalarla da desteklenmektedir. Ülkemizde yürütülen bir klinik çalýþmada ise hipertiroidi hastalarýnda konjac kullanýmýnýn tirodi hormunu (T3 ve T4) seviyelerinin düþürülmesinde yararlý olduðu bildiriliyor.
KABIZLIK ÝÇÝN GÜVENÝLÝR SEÇENEK
Konjac, sindirim enzimlerine dirençli olup aðýz yoluyla alýndýktan sonra hemen hemen hiç parçalanmadan kalýn baðýrsaða kadar gelebilmektedir. Kalýn baðýrsaktaki mikrobiyota (yararlý bakteriler) tarafýndan bir miktar parçalanmakta, meydana gelen çeþitli metabolitler baðýrsak saðlýðý için önemli olan yararlý bakterilerin (mikrobiyota) geliþmesi için ortam yaratmaktadýr. Konjac büyük ölçüde parçalanmadan dýþkýyla atýlmaktadýr.
Konjac su tutarak þiþme özelliði ve mikrobiyotanýn geliþmesini saðlamasý nedeniyle kabýzlýklarda da yararlý olmaktadýr. ABD’de yapýlan bir klinik çalýþmada süregen kabýzlýk þikayeti olan 4.5 ile 12 yaþlarý arasýnda 44 çocukta günde 5 grama kadar (kilo baþýna 100 miligram) miktarlarda dört hafta süreyle uygulandýðýnda kabýzlýk þikayetinin baþarýlý bir þekilde giderilebildiði gözlemlenmiþ. Yani kabýzlýk sorunu bulunan çocuk ya da yetiþkinler için güvenilir bir seçenek.
TABLETÝNÝ ALIRKEN DÝKKAT EDÝN
Tablet þeklinde kullanýldýðýnda yemek borusundan baþlayarak mide-baðýrsak sisteminde týkanmalara yol açabileceði uyarýsý yapýlýyor. Bu bakýmdan toz halde ya da kapsül þeklinde bol suyla alýnmasý öneriliyor. Dört aya kadar kullanýmlarda herhangi bir zararlý etki bildirilmemiþ. Ancak baðýrsaklarda þiþerek kalmasý nedeniyle kiþilerin almak durumunda olduðu diðer ilaçlarýn da emilimini azaltmasý söz konusu. Glukomannanlarýn muhtemelen safra asitlerinin itrahýný artýrmasýna baðlý olarak besinlerde bulunan yaðda çözünen vitaminlerin (A, D, E ve K) emilimini azaltabileceði bildiriliyor. Bu durumdan kaçýnmak için ilaçlarýn konjac almadan bir saat önce ya da dört saat sonra yutulmasý akýlcý bir önlem olacaktýr. Hatýrlatmakta yarar gördüðüm bir diðer husus ise baðýrsak sistemi ameliyatlarýndan sonra birkaç ay süreyle kullanýlmamasý gerekir, aksi takdirde geniþleyerek dikiþleri patlatabilir.
Kilo verme uygulamalarýnda yemeklerden 30 dakika önce günde üç defa 1 gram verilmesi öneriliyor. Ancak kan þekeri kontrolü ya da insülin direnci sendromu vakalarýnda önerilen miktar günde 8-13 grama kadar çýkarýlabiliyor. Yeterli miktar suyla alýnmamasý durumunda baðýrsak týkanýklýðý gibi önemli sorunlar yaratabileceði unutulmamalý.