Prof. Dr. Erdem YEÞÝLADA
Prof. Dr. Erdem YEÞÝLADA
Tüm Yazýlarý

Baðýþýklýk sistemi kanser tedavisinde dönüm noktasý mý?

Science gibi saygýn bir derginin kanser tedavisinde baðýþýklýk sistemini yýlýn olayý olarak deðerlendirmesi, ilaç tekellerinin yeni moleküllerinin pazarlanmasý için bir basamak gibi geldi bana...

Dünyaca ünlü bilim dergisi Science, bu yýlýn son sayýsýnda, 2013’ün en önemli olayý olarak ‘Kanser tedavisinde baðýþýklýk sisteminin etkinliðinin kabul edilmesi’ni gösteriyor. Yazýda uzun soluklu araþtýrmalar sonucu baðýþýklýk sisteminin tümörler üzerine salýnmasýnýn yararlý olabileceði konusunda dikkat çekici bulgulardan bahsediliyor. Aslýnda vurgulanan yine dev ilaç firmalarý tarafýndan yürütülen çalýþmalar sonucu geliþtirilen bazý moleküllerin [sitotoksik T-lenfosit antijen 4 (CTLA-4) ve programlý ölüm karþýtý-1 (anti-PD-1)] baðýþýklýk sisteminin engellenmiþ olan T hücrelerini serbest hale geçirerek kanser hücrelerinin yok edilmesini saðladýðý bulgular... Bu konuda ABD’de yürütülen bazý klinik çalýþmalarýn baþarýlý sonuçlarýndan bahsediliyor. Ancak geliþtirilen CTLA-4 molekülü ile tedavinin maliyeti dudak uçuklatan cinsten; 120 bin dolar. Yani bu saygýn derginin kanser tedavisinde baðýþýklýk sistemini yeni bir strateji olarak ön plana çýkarmasý, yýlýn olayý olarak deðerlendirmesi, aslýnda ilaç tekellerinin yeni moleküllerinin pazarlanmasý için bir basamak gibi geldi bana!

ZERDEÇAL KÖKÜ TOZU ÝÞE YARADI

Halbuki bitkisel ilaçlarýn baðýþýklýk sistemi üzerindeki etkisi yüzyýllar boyunca bilinmektedir. Altý yýl kadar önce Çin’de, Sincan’da, týp üniversitesine yaptýðým bir ziyarette onkoloji uzmaný olan rektör yardýmcýsýyla görüþmüþtüm. Kanser kemoterapisinde baðýþýklýk sistemi desteklerini baþarýyla kullandýklarýndan bahsetmiþti. Ancak ne yazýk ki bazý tedavi uygulayýcýlarý tarafýndan bitkisel ilaçlar ‘öcü gibi’ görülmekte, hatta aþaðýlanmakta! Hatta bitkisel ilaçlarla ilgili tanýtým yapan firma görevlilerini ‘bitkisel ise gelme’ diyerek kabul etmeyenler var. 

Geçen hafta sonu Adana’daki konferansýmdan uçakla dönerken yanýma tesadüfen bir öðrencim oturdu. Kendisi kýsa bir süre önce bir arkadaþýnýn kanser kemoterapisi gören babasý için bir önerim olup olamayacaðýný sormuþtu. Ben de kendisine, hekimlerin kemoterapi gören hastalarda bitkisel ilaçlarýn kemoterapiyi olumsuz etkilemesinden çekindiklerini, bu nedenle mutlaka hekime danýþmalarý koþuluyla her sabah ve akþam birer çorba kaþýðý zerdeçal kökü tozunu yoðurt veya balla karýþtýrarak içmesinin yararlý olabileceðini önerdim. Öðrencim hemen sevindirici haberi verdi; sonucun bu kadar iyi olmasýna hekim de çok þaþýrmýþ.

Tabii bu örnekten böyle uygulamalarýn her hastaya mutlak yarar saðlayacaðý þeklinde bir sonuç çýkarmak kesinlikle doðru deðil. Nitekim 120 milyon dolarlýk tedavinin de baþarý olasýlýðý (3 yýllýk yaþam süresi deðerlendirildiðinde) yüzde 20-30 civarýnda. Çünkü her hastanýn baðýþýklýk sistemi ayný güçte deðil, her kanser tipi için uygulanabilirliði ve yararlý olup olamayacaðý henüz bilinmiyor.

Þahsi düþüncem, bazen çözümler yaný baþýmýzda, kolaylýkla ulaþýlabilir yerde durur. Bütün mesele onlarý görebilmek, deðerlendirebilmek. Ýlaç geliþtirmek için milyarlarca dolar harcamaya gerek kalmadan, klinisyenlerle doðal ilaç araþtýrýcýlarýnýn etkin kollaborasyonu ile bazý sorunlar aþýlabilir.