Bahçeli farkı

Seçimlerden sonra anahtar parti haline gelen MHP diğer partilere göre bir de lider farkıyla temayüz ediyor. 

MHP liderini mecliste temsil edilen partilerin genel başkanlarından ayıran kimi özellikleri var.

Bu özellikleri sebebiyle Devlet Bey çok rahat hareket ediyor.

Yanılıyor olabilirim ama göründüğü kadarıyla Devlet Bey çevresinden etkilenmek yerine çevresini etkiliyor; dinlemiyor dinletiyor!

Bu haliyle DemirelErbakanTürkeş, Ecevit kuşağı eski liderleri andırıyor.

Belki değil ama bıraktığı izlenim böyle.

***

Bi defa yaşı itibariyle aksakallı sayılır.

1948 doğumlu. Kılıçdaroğlu da 48 doğumlu ama aralarından 11 ay fark var. (Bahçeli Ocak ayında Kılıçdaroğlu Aralık ayında dünyaya gelmiş.)

Davutoğlu 1959, Demirtaş 1973 doğumlu.

İkincisi, Devlet Bey parti lideri olarak da mevcutlar arasında en kıdemli olanı.

Önceki görevleri bir yana 1997 yılından beri 18 yıldır genel başkan. Liderlik birikimi daha fazla.

Kılıçdaroğlu ve Demirtaş genel başkanlıkta henüz 5 yıllık bir tecrübeye sahipler.

Davutoğlu ise henüz bir yıllık genel başkan.

***

Devlet Bey’in bu özelliklerinin ötesinde diğer liderlerde bulunmayan apayrı bir özelliği var. O da koalisyon tecrübesidir.

4 lider arasında koalisyon tecrübesi bulunan tek lider Bahçeli’dir.

Koalisyonun pratiğini bilen, getirisini götürüsünü bizzat içinde bulunarak yaşamış tek lider.

Öyle olunca da siyasi tavrı, ağzı sütten yandığı için yoğurdu da üfleyerek yemek gibi bir hassasiyet gösteriyor olabilir diye değerlendirilebilir.

***

MHP 1999 seçimlerinde tahminlerin üzerinde bir başarı göstermişti. 28 Şubat sürecinin baskısına karşı erkek-ürkek propagandası etkili olmuştu.

Ben o zaman da “Devletin başına Devlet geçmeli” başlıklı bir yazı yazmıştım. 28 Şubat sürecine karşı direnmesi için FP ve DYP ile hükümet kurmasının gereğine işaret etmiştim.

Ne yazık ki MHP o süreçte 28 Şubat sürecinin taşeronlarıyla hükümet ortaklığı yapmak gibi büyük bir hatanın içine düştü.

Millet de 2002 seçimlerinde Bahçeli’nin başında bulunduğu MHP’ye baraj cezası verdi.

***

Böylesi acı bir tecrübeye sahip olan MHP liderinin  CHP ve HDP hassasiyetini anlıyorum.

Lakin yüzde 41 oy oranı ile Türkiye’nin hala en büyük halk desteğine sahip  partisine karşı takındığı çelişkili tavrı anlamakta güçlük çekiyorum.

AK Parti heyetini karşılarken gösterdiği nezaket, ciddiyet, hoşgörü ve hele de o helalleşme erdeminin ardından gece yarısı yaptığı yazılı açıklama çok düşündürücü.

AK Parti ile HDP’yi aynı kefede değerlendirme, AK Parti CHP hükümeti tavsiyesi hatta AK Parti CHP HDP birlikteliğini alaycı bir üslupla tavsiye edişini nedense ben Devlet Bey’e yakıştıramıyorum.

***

Zaman zaman çok makul tavırlar sergileyen MHP bir de bakıyoruz  ki o makul politikaların yerinde yeller esiyor. Bu çelişkiyi görünce acaba MHP içinde onu bu makuliyetten uzaklaştıran, görünmeyen bir  faktör mü var diye insanın aklına bin bir türlü soru geliyor.

Sabahki makul tavrın yerini, gece üstten bakan bencil ve alaycı bir açıklamanın alması gerçekten düşündürücü.

Ben Devlet Bey etkilenmiyor etkiliyor diye düşünüyorum ama bu tür ani değişiklikleri görünce de birileri Devlet Bey’i etkiliyor hissine kapılıyorum.

***

Şu anda AK Parti’nin önünde CHP ile hükümet kurmaktan başka alternatif kalmamış görünüyor.

Sebebi MHP’nin tavrı.

Devlet Bey HDP’nin hükümette yer almasına şiddetle karşı çıkıyor, tamam anlıyorum da CHP’nin HDP’den farkı mı var ki meydanı CHP’ye bırakıyor?!

Hedef AK Parti’yi yıpratmak ve MHP’ye oy kazandırmaksa seçmen bunu anlamayacak kadar ferasetsiz mi görünüyor?

2002 de seçmenin verdiği dersi MHP’ye kimler unutturmaya çalışıyor?