‘Koltuk için, þahsi ikbal ve iktidar arzusu’için siyaset yapanlar, ülkenin selameti ve devletin bekasý için siyaset yapanlarý anlayamazlar. Bundan dolayý da ‘Bahçeli ne yapmaya çalýþýyor, neyin peþinde?’ gibi sorular sorarlar, adeta þaþkýnlýða gark olurlar.
MHP Genel Baþkaný Devlet Bahçeli’nin gazetecilerle sohbeti yine haftanýn gündemini belirleyecek, hatta ülke siyasetinin gelecek dönemine etki edecek türdendi. Cumhurbaþkanlýðý seçiminde MHP’nin aday çýkarmayacaðýný ve R. Tayyip Erdoðan’ýn adaylýðýný destekleyeceðini söylemesi çok net bir duruþtu.
Seçim sathý mailine girmeden bu kadar net bir pozisyon almak uzun vadeli bir siyasi duruþ serdetmektir. Sabahtan akþama siyasi pozisyon deðiþtirenler, günübirlik kararlar alanlar da böyle bir tavrý anlayamazlar.
Oysa uzunca bir süredir Sayýn Bahçeli’nin siyasetini bina ettiði bir paradigma/bakýþ açýsý var ve bu deðiþmiyor.
Bahçeli 15 Temmuz kalkýþmasý üzerinden bir okumada bulunuyor ve bu okumanýn ürettiði hassasiyetlerle bir siyaset tarzý geliþtiriyor. Bu okumayý doðru bulmayanlar, Bahçeli’nin ürettiði siyaset tarzýný da anlamakta zorlanýrlar.
Bahçeli bir fedakârlýk yapýyorsa AK Parti için veya kendi siyasi geleceðine yönelik bir hesap için bunu yapmýyor, memleketin geleceði ve devletin bekasý için yapýyor.
15 Temmuz’da bertaraf ettiðimiz kalkýþmanýn nasýl bir Türkiye hedeflediði, hedeflenen bu Türkiye’nin nasýl bir uydu ülke ve esaret rejimi olacaðý belliydi. Darbeye tiyatro diyenler veya küresel kumpas ve tezgâhlarla Türkiye’nin esir alýnmak istenmesini paranoya olarak görenler bu fedakârlýðý anlamakta zorlanýrlar.
‘Koltuk, bakanlýk veya iktidar’ için deðil memleket için taþýn altýna gövdesini koyma yaklaþýmý farklý bir siyasi erdeme dayanýr. MHP lideri Bahçeli’nin yaklaþýmý böyle bir erdeme dayanmakla birlikte siyasi tutarlýlýk açýsýndan da büyük anlam taþýyor.
15 Temmuz sonrasý Yenikapý Ruhuna sahip çýkan ve hükümet sistemi meselesini gündeme getiren Bahçeli’nin referandumda ‘evet’ için çalýþmasý ne kadar tutarlý bir davranýþsa, 2019 seçimlerinde bu sürecin tamamýna ermesi için böyle bir tavýr takýnmasý da o kadar tutarlý bir davranýþtýr.
Kýlýçdaroðlu’nun 2019 seçimlerini parlamenter rejime dönüþ için bir referandum gibi takdim ettiði bir ortamda Bahçeli’nin Cumhurbaþkanlýðý sisteminden yana saf tutmasý niçin þaþýrtýcý olsun?
Bahçeli 2019 çýkýþýyla ilk günkü kararýnýn arkasýnda durduðunu ilan etmiþ oluyor. Bu, siyasi tutarlýlýktýr, fikri sadakattir.
MHP ile AK Parti’nin buluþtuðu hususlar þu þekilde özetlenebilir:
Ýki parti de erken seçimi doðru bulmamaktadýr.
Ýki parti de uyum yasalarý konusunda iþbirliði içinde hareket etme kararlýlýðýndadýr.
Ýki parti de Erdoðan’ýn adaylýðý konusunda kararlýdýr.
Ýki parti de milli ve yerli bir duruþa vurgu yapmakta, özellikle dýþ güçlerin oyunlarýna karþý böyle bir ittifaký gerekli görmektedir.
Ýki parti de Yenikapý Ruhuna sadýk kalmakta, içerdeki demokrasi düþmanlarýna karþý iþbirliðine önem vermektedir.
Türk siyasetinde liderlerin popülaritesi ve beðenilirliði önemli bir ölçüttür. Teþkilatlarýn gücü ve dinamizmi itici güçtür, liderin performansý ise lokomotif etkendir. Bahçeli’nin basýn toplantýsýndaki sempatik hali, net ve samimi beyanlarý, siyasi kararlýlýk ve fedakârlýk örneði sergilemesi halkýn takdirini toplayan ve Bahçeli’yi muhalefet partisi liderleri arasýnda bir adým öne geçiren bir durumdur.
Bahçeli siyasette gündem belirleyen, ön alan, ön açan ve son derece yapýcý olan tavýrlarýyla kendisi için de, Türkiye için de doðru olaný yapmakta; beðenilirlik çýtasýný yükseltmektedir.