MHP Genel Baþkaný Devlet Bahçeli deyim yerindeyse "kükredi" ve ikinci kez meydan okudu. Grup toplantýsýndan bazý satýrbaþlarýný paylaþacaðým önce...
Bahçeli, "17-25 emniyet ve yargý ortaklý darbe giriþiminin tekrarýný planlayana boyun eðersek, boynumuz devrilsin, göz yumarsak gözümüz çýksýn, eyvallah edersek de kanýmýz kurusun" dedi.
Peki mesele ne? Kitabýn ortasýndan konuþalým.
Sinan Ateþ cinayetini MHP ve Bahçeli'nin üstüne yýkmak için yoðun bir çaba var.
Mahkeme yakýnda baþlayacak. Hep beraber takip edeceðiz. Ancak Bahçeli bir önceki açýklamasýnda "Hodri meydan" demiþti ve "Bakalým yargýlama Ankara'ya mý yoksa Pensilvanya'ya mý çýkacak?" ifadesini kullanmýþtý.
Bu süreçte dikkat çekici bir baþka geliþmeyse "Kaplan çetesi" üstünden yürütülen kumpas oldu. Zira gizli tanýk Serdar Sertçelik, AK Parti'li eski ve yeni bakanlarýn, Cumhurbaþkaný Erdoðan'ýn en yakýnýndaki isimlerin çete ile iliþkili gösterilmesi için kendisine düzmece ifadeler imzalattýrýldýðýný bizzat kendisi anlattý. Hem de bu kumpasý kurmasýný isteyen emniyet müdürünün ses kaydýyla birlikte. Almanya'da firari durumda olan FETÖ'cü Erk Acarer'in gizli tanýk Serdar Sertçelik'e söylediði "Keþke eklenseydi, hepsi zaten suçlu" sözleri kumpas zihniyetinin bir yansýmasýydý.
Gizli tanýðýn ayaðýnda elektronik kelepçe olduðu halde yurt dýþýna nasýl kaçýrýldýðý araþtýrýlýyor. MÝT yakýn takipte. Konuyla ilgili üç emniyet müdürünün gözaltýna alýnmasý süreci yine bir baþka dikkat çekici geliþme oldu.
Zira Bahçeli, "Mesele üç emniyet müdürünün açýða alýnmasýndan çok daha büyük" dedi.
Bahçeli'nin "Cumhur Ýttifaký'nýn tasfiyesine ümit baðlayanlar size kötü bir haberim var; cumhur ittifaký sonuna kadar vardýr" ifadesini de bir kenara not edin lütfen.
Benim tüm bu geliþmelerden anladýðým tek bir þey var.
Cebinde FETÖ gibi baþka çok sayýda aparat ve etki ajaný bulunan batý aklý yeni operasyonlar peþinde...
28 Mayýs'ta milletten tokat yiyen bu kesim, yerel seçim sonuçlarýyla yeniden umutlanmýþ gibi görünüyor.
Ve ekonomik toparlanma olmadan Cumhur Ýttifaký surunda gedik açýp baskýn seçim planý yapýyor gibi görünüyorlar.
Bunun için de zihinsel iþgali büyütmeleri gerekiyor. Ve tabii bu süreç etki ajanlarý aracýlýðýyla yürütülecek.
Ýþte tam bu noktada 9. yargý paketindeki etki ajanlarýyla ilgili düzenleme dikkat çekiyor.
Benzer bir düzenlemeyi Gürcistan hükümeti yapmaya çalýþýyor. Günlerdir yasaya karþý sokaklarda eylem yapanlar var. Gerekçeleri "Demokrasi ve ifade özgürlüðü sýnýrlanýyor" þeklinde. Size tanýdýk gelmiþ olabilir. Zira batý fonlarýyla gazetecilik, sivil toplum kuruluþu faaliyeti adý altýnda zihnimizi formatlamaya çalýþanlara karþý dikkatli olmalýyýz. Etki ajanlarý yasasýyla ilgili en çok ciyaklayanlarýn firari FETÖ'cüler ve Alman medyasýnýn olmasý ne kadar tesadüf bilemiyorum. Ama firari FETÖ'cü Erk Acarer'in kafa bir milyonken canlý yayýnda "Benim haberlerimi Alman emniyeti ve istihbaratý istiyor" itirafýný da bir kenara not etmekte fayda var. Amaçlarý kumpas ve kirli propagandalarla zihinleri iþgal etmek, Cumhur Ýttifaký'ný parçalamak, MHP ile AK Parti'nin arasýna açmak gibi görünüyor. Cumhurbaþkaný Erdoðan'ýn "Geniþletilmiþ Ýl Baþkanlarý Toplantýsý"nda yaptýðý "Fitne tüccarlarýnýn tuzaðýna düþmeyeceðiz" açýklamasý da, vesayet odaklarýnýn uyumadýðý, pes etmediði, uygun ortam ve fýrsat kolladýðý uyarýsý da bu anlamda dikkat çekicidir. Batý'nýn bir planý var ve aparatlarýyla bu planý uygulamaya çalýþýyor ama milletin tüm bu saldýrýlara þerbetli olduðunu da unutmuþ görünüyorlar.
"BÝZE NE KUDÜS'TEN"
Kudüs'ten, Gazze'den Baðdat'tan, Þam'dan "Bize ne?" diye söz edenler, "Sarý öküzü verilim kurtulalým" zihniyetinde olanlardýr. Ve onlar kimi bilinçli, kimi bilinçsiz sýranýn kendisine geleceði günü beklemektedir. Ancak memlekete dair kafa yoranlarýn hepsi "Anadolu Müdafaasý"nýn Kudüs'ten, Gazze'den, Þam'dan, Baðdat'tan baþladýðýný anlatýyor. O yüzden "Sarý öküzü verelim kurtulalým" zihniyetinde olanlar aslýnda kasabýn býçaðýný yalamaktadýr. Onlara ne Atatürk'ün Afrin'deki karargahýný anlatabilirsiniz, ne Filistin, Libya cephesinde verdiði mücadeleyi...
Bu yüzden biz bize bakacaðýz. Özellikle Cumhur Ýttifaký'na gönül verenlerin gönlünü tamir ederken, milli ve manevi deðerlerle yoðrulmuþ olanlarý her daim uyanýk ve teyakkuzda tutmanýn mücadelesi verilmelidir.
Bu süreçte Dünya Ýslam Bilginleri Ýstiþare Zirvesi'ne katýlan Cumhurbaþkaný Erdoðan'ýn uyarýsý her daim kulaklarda küpe olmalýdýr. Zira Erdoðan, "Siyonist yayýlmacýlýk, Filistin halkýnýn topraklarýný gasbetmeyi, gerekirse bunun için masum kaný akýtmayý kendine hak görüyor. Vadedilmiþ topraklar hayali, bunlarýn gözünü âdeta kör etmiþ durumda. Bu amaca ulaþmak için Ýsrail yönetimi, hiçbir kural, sýnýr, ahlak tanýmýyor" ifadesiyle büyük resmi tam olarak ortaya koymuþtur.
DEM Parti Grup Baþkan Vekili Sezai Temelli'nin Mardin'den Mezopotamya'ya bakýp, "Türkiye'nin en bereketli topraklarý buralar, vadedilmiþ topraklar. Musa bütün ömrünü bu topraklarý arayarak geçirdi. Geldiler bu topraklarý da kuruttular" sözleri iþte tam da bu meseleyi özetlemektedir. "Geldiler ve bu topraklarý kuruttular" diye anlattýðý elbette bizim milletimiz. Peki Meclis'te yemin eden DEM'li Temelli kim adýna bu sözleri söylemektedir? Ki ayný Temelli, tasarruf tedbirleri paketi açýklandýðýnda, "Tasarruf etmek istiyorsanýz terörle mücadeleyi býrakýn" deyivermektedir.
DEM Parti Mardin Milletvekili Beritan Güneþ'in bölgedeki kaçak elektrik kullanýmýný savunurken, Güneydoðu Anadolu'dan "Kürdistan" diye söz etmesi, Türkiye'yi sömürgeci ve düþman hukuku uygulayan bir güç olarak tasvir etmesi elbette bir baþka iþaret olarak okunabilir. Burada asýl uyanýk olmasý gereken bu coðrafyanýn Kürtleridir.
Zira Türkiye'deki Kürtler ABD-Ýsrail'in kucaðýnda kan döken PKK/YPG'nin gerçek yüzünü gördü. Artýk çocuklarýný terör kamplarýna göndermiyor.
Ýnþallah Türkiye'nin bu yaz yapacaðý büyük operasyon Irak ve Suriye'deki Kürtler için de yeni bir uyanýþýn iþareti olabilir. Zira bölgede kan ve gözyaþýna son verebilecek önemli güçlerden biri de bizzat Kürtlerin kendisidir.
TÜRKÝYE'NÝN KAHRAMANLARI
Benim gözümde hepsi Türkiye'nin kahramanlarý... Cephede elinde silah tutan kadar o silahý yapanlar da kahraman bana göre... Ancak buna raðmen Areda Survey bir anket yapma ihtiyacý hissetmiþ ve "Savunma sanayisindeki geliþmeleri nasýl deðerlendiriyorsunuz?" diye sormuþ.
Beni þaþýrtan Türk halkýnýn yüzde 62,2'sinin "Savunma sanayi alanýndaki geliþmeler güven duygumu arttýrýyor" cevabý vermesi oldu. Zira ben en azýndan yüzde 90 oranýnda bir rakam bekliyordum.
Takdir milletin elbette. Ancak yüzde 14 gibi bir kitlenin "Savunma sanayisindeki geliþmeler güven duygumu azaltýyor" cevabý üstüne kafa yorulmasý gereken bir durum. Takdir milletin elbette.