MHP lideri Sayýn Devlet Bahçeli’nin, CHP yönetimine yaptýðý uyarý ve eleþtiriler güncel siyasetin ötesinde tarihi bir öneme sahip.
Herkesten önce tabandaki CHP’liler Bahçeli’ye kulak vermelidirler.
Çünkü mevcut CHP yönetiminin, CHP’yi götürmek istediði yerin hem CHP’ye hem de Türkiye’ye kaybettiren bir siyaset tarzý olduðunu Bahçeli gayet anlamlý bir biçimde dile getirdi.
Bir bilge devlet adamý olarak Bahçeli, CHP yönetiminin tavrýna iliþkin olarak bakýnýz ne diyor:
“Milletten ümidini kesen CHP yönetimi, milli iradeye çýkan yollarý týkamak ve hatta kullanýlamaz hale getirmek için olmadýk yollara sapmýþtýr. TBMM’nde yaþanan kürsü iþgalleri, kavga sahneleri, ucuz oyunlar, isnat ve iftiraya varan siyasi söylemler muhataplarýný mahcup edecektir. Milli Mücadele’de destan yazan aziz Türk milletine nasýl ve hangi tür hükümet etme sistemini tercih ettiðini sormanýn neresi yanlýþtýr? 15 Temmuz’da tankýn önüne yatan, gökyüzündeki darbeci uçaklara adeta pençe atan kahraman millete makûs güvensizlik nasýl yorumlanmalýdýr.”
Bu sözler, sadece CHP yönetimine yönelik eleþtiriler baðlamýnda okunmamalýdýr.
Zira bu sözler, 15 Temmuz ruhuna yaslanan millet eksenli siyaset anlayýþýnýn manifestosu niteliðindedir.
Bu açýdan bakýldýðýnda CHP’nin savrulduðu yer, milli irade ve demokratik siyaset açýsýndan hayli sorunlu bir yerdir.
CHP, “Söz konusu millet iradesine karþý koymaksa gerisi teferruattýr!” anlayýþýndan vazgeçmelidir.
***
AK Parti-MHP bloðunun yapmaya çalýþtýðý þey nedir?
Sistemik bir krizi aþmak için iþbirliði yapmak.
Ortada hükümet biçimimizle ilgili bir sorun var.
82 Anayasasýnda ortaya konulan yürütmedeki çift baþlýlýðýn yol açtýðý sorun, 2014’te milletin doðrudan kendi Cumhurbaþkanýný seçmesiyle birlikte farklý bir alana taþýndý.
Bir yanda doðrudan millet tarafýndan seçilen bir Cumhurbaþkaný var. Ve o Cumhurbaþkanýnýn yürütmeye iliþkin çok geniþ yetkileri var.
Öbür yanda yürütmenin ikinci ayaðýný oluþturan bir Baþbakan var.
Ayný partiden olsalar bile her iki yürütme makamýnýn baþýndakilerinin karþý karþýya gelme riski çok yüksek.
Cumhurbaþkanýnýn ve Baþbakanýn ayrý partilere mensup olmalarý halinde ortaya çýkabilecek riski/krizi düþünmek bile istemeyiz.
Düþününüz Cumhurbaþkanlýðý makamýnda Erdoðan, Baþbakanlýk koltuðunda Kýlýçdaroðlu var. Bir de koalisyon hükümeti olduðunu düþünün.
Allah aþkýna ne olur ülkenin hali?
Bu örnekler parti farklýlýklarýyla veya kiþisel hýrslarla izah edilebilecek bir konunun çok ötesinde sistemik bir sorunla karþý karþýya olduðumuzun ifadesidir.
Bu durumda ne yapýlabilir?
Ya Cumhurbaþkaný yürütmenin tamamen dýþýnda tutulup sembolik bir makam sahibi olarak konumlandýrýlmalý, ya da aradan Baþbakanlýk makamý çýkartýlarak yürütmenin tekleþmesi saðlanmalý.
Ortada fiili bir durum var denilirken kastedilen þey tam da budur.
Fiili durumdan kaynaklý bu sistemik krizi aþmak için getirilen bir öneriyi, “Hukuksuz olan fiili duruma hukuki meþruiyet kazandýrmak istiyorsunuz” demek ne kadar yanlýþ ise, “Rejimi deðiþtirmek istiyorsunuz!” suçlamasý da bir o kadar yanlýþtýr.
Zira fiili durum, zaten meþru ve hukuki bir durumdur.
Çünkü ortada doðrudan millet tarafýndan seçilen meþru bir Cumhurbaþkaný vardýr.
Ortada birbirinin karþýtý gibi duran iki çözüm önerisi var.
Bir: Cumhurbaþkanlýðý makamý sembolik olsun. Yürütme Baþbakanlýk makamýna ait olsun.
Ýki: Mademki Cumhurbaþkanýný doðrudan millet seçiyor, o halde yürütmenin baþý Cumhurbaþkaný olsun.
Yürütmenin tek elde toplanmasý, tek adam yönetimi anlamýna gelmiyor.
Bunlar gerçeklikten uzak, ucuz siyasi iddialardýr.
***
Son sözü milletin söyleyeceði bir sürece “hayýr” diyen CHP, Sayýn Bahçeli’nin haklý olarak eleþtirdiði gibi milli iradeye giden yolu hastalýklý ve sorunlu yöntemlerle enfekte etmeye çalýþýyor.
Görünen o ki Bahçeli ile görüþen Kýlýçdaroðlu’nun tutumunda bir deðiþiklik olmayacak.
Keþke Bahçeli’nin uyarýlarýndan ders çýkarsalardý.