Bakanlarýmýzdan beklentimiz tam da bu iþte!

Baþta Ekrem Ýmamoðlu olmak üzere, Kanal Ýstanbul projesi ile ilgili olumsuz algý üretmek için bir kampanya yürüyor. Ýki deniz arasýndaki yükseklik farký nedeniyle gemilerin kontrolsüz bir þekilde Marmara'ya geçeceðinden tutun da akýþ sonrasý oluþacaðý söylenen çürük yumurta kokusuna kadar. Kanalýn fay hatlarý üzerine kurulacaðýndan tutun da çýkacak hafriyatýn oluþturacaðý kirliliðe kadar. Bir kamyon dolusu tezvirat… Bu tezvirata iliþkin Çevre ve Þehircilik Bakaný Murat Kurum, tam da yerinde ve zamanýnda muhteþem bir müdahale yaptý. Bu yalanlarý bir bir çürüttü. Murat Kurum'un açýk ve anlaþýlýr bir dille ortaya koyduðu açýklamalardan öðrendik ki; Karadeniz’in tuzlu su miktarýnýn artmasýyla doðal dengenin bozulacaðý, her iki denizde de balýkçýlýðýn biteceði iþi palavraymýþ meðer. Yýlýn hiçbir döneminde çözünmüþ oksijenin canlý yaþamý için gerekli sýnýrýn altýna düþmeyeceði saptanmýþ. Yani doðal yaþam koþullarýnda bir deðiþiklik olmayacakmýþ. Kurum'un açýklamasýyla öðrendik ki, Terkos ve Sazlýdere'de oluþacak olan kaybýn Ýstanbul'a yansýmasý yüzde 3'ler seviyesini geçmiyormuþ. Kurum'un açýklamasýyla öðrendik ki Kanal projesinin depremi tetikleyeceði yalanmýþ. Meðer Kanal Ýstanbul’un bir fay hattýna 11 diðerine 30 kilometre mesafedeymiþ. Bu ve pek çok hususta Bakan Kurum'un yaptýðý bilgilendirmeler önemli. Kimi politikacýlar, twitter trolü gibi; "Baþkan bu kanalý öyle de böyle de yapacak" gibi sloganik mesajlar paylaþýyor. Oysa sosyal medyada milyonlarca kullanýcý, taraftar motivasyonuyla bu sloganlarý zaten atýyor. Bizim bakanlardan, milletvekillerinden, belediye baþkanlarýndan beklentimiz baþka. Bize bilgiyle gelin. Montrö'deki Çanakkale Boðazý detayýný Murat Bardakçý'dan deðil sizden öðrenelim.

 

KARÞI OLMAK YA DA SAVUNMAK ÝÇÝN BÝLMEK GEREKMEZ MÝ?

Cuma akþamý CNN Türk'te benim de katýldýðým bir programda, Barýþ Yarkadaþ bir anket açýkladý. 500 kiþiyle telefonda yapýlmýþ bir araþtýrma. “Kanal Ýstanbul yapýlmalý mýdýr?” diye sormuþlar. Katýlýmcýlarýn yüzde 72.4'ü hayýr demiþ. Buradan hareketle analiz yapýyorlar. Arkadaþ biraz ciddiyet lütfen. 500 kiþiye telefon açarak anket yapýlýr da sonuçlarýnda siyasi çözümlemeye varýlýr mý? Þehir hatlarýna konulacak vapura renk mi beðeniyorsunuz! Bu kanal projesinin temelde iki önemli ayaðý var. Biri uluslararasý anlaþmalar diðeri kýyý emniyeti. Bu iki temel meselede, konunun uzmaný koca koca profesörler bile uzlaþabilmiþ deðiller. Telefon açtýðýn 500 kiþi nasýl hemen fikir sahibi olmuþ?

 

ERDOÐAN’A YARAR ENDÝÞESÝYLE ÝYÝ OLANI BÝLE SÖYLEMEK YASAK

Enver Aysever, bir CHP’linin sosyal medyada yaptýðý; "yerli otomobil güzel olmuþ" paylaþýmýný, kendi takipçi kitlesine þikayet etti. "Bakýn görün iþte bu kiþi bir CHP PM üyesi" diye yazdý. Yani demek istiyor ki Aysever; “Sen CHP’lisin arkadaþ, araba iyi olmuþ olabilir. Ama sana mý kalmýþ buna 'iyi' demek..." Öyle ya... Erdoðan'ýn ekmeðine yað sürecek bir paylaþýmda nasýl bulunur ki bir CHP'li. Arkadaþ bu tavýr var ya. Ýþte bizi dibe çeken tavýr bu. Hangi konu olursa olsun. Bir CHP'li icabýnda TOGG otomobilini alkýþlayabilmeli. Bir AK Partili eðer aklýna yatmýyorsa "Bu Kanal Ýstanbul projesini desteklemiyorum" diyebilmeli. Nedendir bu baský kurma gayretleri. Kabul etmek lazým ki, CHP 80 sene boyunca ülkeyi komprador burjuvaya emanet etmiþ, çakýlacak bir yerli çivinin bile önünde durmuþ bir partidir. Bugün seçmenleri, partisinin bu sözleriyle tavýrlarý arasýndaki paradoksu görüyor. Yaþanan deðiþimin herkes farkýnda. Özellikle Enver Aysever gibi antiemperyalist bir sosyalist nasýl olur da yerli ve milli bir yatýrým karþýsýnda böyle pozisyon alýr, anlamak mümkün deðil. Erdoðan düþmanlýðý kör etmiþ gözlerinizi. Bu projeler Erdoðan'la mezara gitmeyecek. Bu bayrak dalgalandýkça altýnda var olmaya devam edecek. Yapmayýn...