Bakmak başka... Görmek başka...

Türkiye’de hiç kimsenin tanımadığı öyle genç futbolcular ortaya çıktı ki; yabancı kulüpler kapış kapış kapınca, varlıklarına ancak tanık olabildik.

Bursa’dan, İstanbulspor’dan, Altınordu’dan ve daha bir çok yerden; mantar gibi türediler. Biz farkında değilken, Avrupa gençleri bulup çıkardı. Onlar sayesinde, kendi değerlerimizi farkedip milli yapmaya başladık. Bu aslında, utanılacak bir durumdur.

***

Hadi grubetçilerimizin çocuklarını Almanya’dan, Hollanda’dan, Belçika’dan, Fransa’dan kopartarak ligimize ve milli takımımıza kazandırıyorduk. Milli takımımızın temel nüvesini, ağırlıklı olarak bu gençler oluşturuyor. Buna alışmıştık. Ama Türkiye’nin içinden yeni değerlerin ortaya çıkışı, kendi marifetimizle ve altyapı düzenimizle değil; gene Avrupa’nın tercih becerisiyle oldu. Bizim haberimiz yokken, onlar farkediyorlar. 

Artık her kulübün bir scout ekibi varken... FFP kriterleri nedeniyle gençlerimizi zaten biz bulmak zorundayken... Bu ülke topraklarında yetişen Merih Demiral gibi, Zeki Çelik gibi genç yıldızlarımızı yabancıların bizden önce keşfetmesi ve parlatması, içimi acıtıyor.

F.Bahçe’nin kendi altyapısından yetiştiği halde, Merih Demiral’la sözleşme yapmadan onu göndermesi ve kıymetini bilmemesi, bu konuda ne durumda olduğumuzu acıyla gözler önüne seriyor.

İtalyan Sassuola takımına geçtikten sonra varlığı hissedildi, kıymeti anlaşıldı. Bu böyle mi olmalı?

***

Diyeceksiniz ki; saydığın isimler dahil, bir çok genç zaten A milli takım dışındaki genç takım kategorilerinde forma giydiler. Doğrudur... Ama onları en lazım olacak yerde, yani  milli takımımızda kafadan kullanabilmek için, illa da yabancılar mı gözümüze sokacak?

UEFA baskısı sonucu, frapan transferler yapması engellenen büyük kulüplerimiz; hazırlopçu olmaktan çok, Ozan Kabak gibi kendi değerini kendi keşfeden, yığınla örneklere tanık olmalı...  Hemen, şimdi, derhal!

Andre Gide, “Önem verdiğin şey, baktığın yerde değil; bakışında olsun” der. Artık görmesini bilelim.