Baktý ama göremedi

"Bakan” Müslim Doðan.
HDP’nin Ýzmir’den çýkardýðý milletvekili. 

Seçim hükümetinin, (MHP’nin altýn tepside sunmasýyla) “Kalkýnma”dan sorumlu bakaný.

“Biz yaptýðýmýz gözlemlerde o tür silahlý güçler ile silahlý yapýlarla hiç karþýlaþmadýk” sözünü, Eþ baþkaný Selahattin Demirtaþ’la gittiði Cizre incelemesi sonucu söyledi.

“Bakaným, baktým ama göremedim” dedi özetle.

Sadece gözü açýkta býrakan poþularý,

O poþulularýn ellerinde taþýdýklarý silahlarý,

Sivillerin arkasýna saklanýp ateþ edenleri,

Belediye araçlarýyla kazýlan hendekleri,

O hendeklerin içine gömülen bombalarý,

Gittiði gün o hendekteki mayýna basýp yaralanan küçük Kürt çocuðunu,

Mutfak tüpleri içine yerleþtirilmiþ el yapýmý patlayýcýlarý,

Roketatarla polisi hedef alanlarýn kayýtlarýný,

O polisleri, askerleri öldürme emri verenleri,

Ortada delil namýna binlerce malzemeyi göremedi Bakan.

Sýfatý “Bakan” ama görevi “görmemek” herhalde...

Ama hakkýný yemeyelim.

Eþ Baþkanýnýn, Kandil’in gör dediðini gördü Bakan.

Mesela daha otopsi raporu çýkmadan 16 kiþinin polis tarafýndan kurþunlanarak öldüðünü gördü.

Oysa 35 günlük bebek, senin teröristlerinin ambulansý kurþunlamasý nedeniyle mahalleye giremediði, hastalýðýna müdahale edilemediði için ölmüþtü.

“Gerekirse sivilleri öldürün” talimatý veren teröristi görmedin ama ortada bu vicdansýzlýk durmasýna raðmen ateþ arasýnda kalanlarýn ölümünden polisi sorumlu tuttun, suçlu olarak onlarý gördün.

Sen nasýl “Bakan”sýn ki baktýn ama iþine geleni gördün.

Devlet uyudu mu?

Uyumadý ama kör ve saðýr býrakýldý. Hem de bilinçli olarak ve bu günler hesaplanarak.

Nasýl mý?

Star yazarý Ahmet Kekeç, 24 TV’de yayýnlanan “Esas Mesele” programýnda hatýrlattý.

Oslo görüþmeleri sýrasýnda dönemin MÝT Müsteþar Yardýmcýsý Afet Güneþ muhatabýna “Þehirlere bomba yýðýnaðý yaptýðýnýzý biliyoruz” sözü belki de hem PKK’yý hem de Paralel’i panikletti.

Devletin bunu bilmesinin tek bir yöntemi var. Ýstihbarý ajanlar ve elemanlar.

Plan devreye sokuldu.

KCK operasyonlarý ile devlet kör ve saðýr yapýldý.

Aslýnda paralel bir taþla iki kuþ vurdu.

Ellerine plastik kelepçe takýlarak tespih tanesi gibi dizilen KCK’lýlarýn aslýnda bir perdeleme olduðunu þimdi daha iyi anlýyoruz.

Çünkü o operasyonla paralel iki yüzün üzerinde muhbiri de savcý marifetiyle deþifre etti.

Ki o elemanlar sayesinde terör örgütünün her adýmýndan, aldýðý her nefesten haberdar olan devlet bir anda zaafa uðradý.

Hep yurtdýþýndan örnek veriyorlar ya.

Sevdikleri anavatanlarý ABD’de bir ajaný deþifre etmenin cezasý 10 yýldan baþlýyor ve bu suçun ertelemesi ya da paraya çevrilmesi söz konusu bile deðil.

ABD’de olsaydý PKK içindeki iki yüzden fazla muhbiri suç olduðunu bile bile deþifre eden savcýnýn halini siz düþünün.

Karaçöl, Baþbuð’u hatýrlattý

17/25 Aralýk darbe giriþiminin savcý ve hâkimlerine yakalama kararý verilince o hâkimlerden Süleyman Karaçöl, sosyal medya üzerinden mesaj atmýþ.

“Ben terör hâkimliði yaptým. Bana “Silahlý terör örgütü yöneticiliði” iddiasýnda bulunuyorlar. Ben yöneticiysem nerede yönettiðim kiþiler. Evde bile sözüm dinlenmiyor nasýl örgüt yöneteyim. Ok bile atamam nasýl silahým olsun. Beni Karayýlan’la bir tutuyor devlet” demiþ.

Aklýma dönemin Genelkurmay Baþkaný Ýlker Baþbuð geldi.

Ýki üç internet sitesini aktif olmadýðý halde kapatmamakla “silahlý örgüt yöneticiliði” suçu isnat ettiðiniz Baþbuð da ayný soruyu sormuþtu size. Bir Genelkurmay Baþkanýný nasýl teröristle bir tutarsýnýz demiþti.

Baþbuð aklandý, sizin kumpasýnýzdan kurtuldu ama siz hukukun elinden o kadar kolay kurtulamayacaksýnýz. Öyle gözüküyor.