Süleyman Demirel bayaðý yaþlanmýþ, ancak yardýmla yürüyebiliyor... Buna karþýlýk zihinsel melekeleri yerli yerinde...
Merak eden varsa, 9. Cumhurbaþkaný’yla ilgili izlenimim bu. Kendisini Bakü’da, kalabalýk bir toplantýda, dünyanýn 70 ülkesinden gelmiþ 800 kadar önemli isme karþý konuþurken dinledim; biraz uzunca ve iyi bir konuþma yaptý...
Hikmet Çetin ise hiç yaþlanmayanlardan... Önemli bir dönemde dýþiþleri bakanlýðýný üstlenmiþ Hikmet Bey’in ismini, bazý düþünce üreten kuruluþlarýn kendisi gibi deneyimli baþka devlet adamlarýyla birlikte yürüttüðü çalýþmalarda ‘bilge adam’ konumunda görüyorum.
Eski bakanlardan Namýk Kemal Zeybek, Balkanlar’dan Çin sýnýrýna dayanan geniþ coðrafyayla ilgilenen Marmara Stratejik Araþtýrmalar Vakfý’nýn baþkaný Akkan Suver ile yardýmcýsý eski milletvekili Þamil Ayrým, Ýslam Ülkeleri Parlamenterler Birliði genel sekreteri Prof. Mahmut Erol Kýlýç, AA genel müdürü Kemal Öztürk de Türkiye’den davetliler arasýnda...
Çok sayýda öðretim üyesi, araþtýrmacý ve gazeteci yanýnda...
Bulgaristan, Romanya, Hýrvatistan, Estonya, Latviya ve Sýrbistan’ýn eski devlet baþkanlarýný da toplantýya çaðýrmýþ Azerbaycan Cumhurbaþkaný Ýlham Aliyev, hepsi gelmiþ...
Herhalde bir tek Nobel bilim ödülleri daðýtýlýrken olabilecek bir manzara da vardý toplantýda: Dünyanýn en zeki, en bilgili, en birikimli kiþileri sayýlabilecek 15 Nobelli bilimadamý... Fizik, kimya, ekonomi dallarýnýn tepe isimleri...
Ýlk gün devasa ‘Haydar Aliyev Merkezi’nde toplanýldýðý için herkesi görmem mümkün olmadý; bizleri ilgilerimize göre yedi gruba ayýrýp farklý otellerde konuk ettikleri için de sonradan ancak sýnýrlý sayýda katýlýmcýyla birarada bulunabildim.
Azerbaycan’ý baðýmsýzlýða kavuþmasýný takiben ilk tanýyan ülke Türkiye’ydi, buraya ilk gelen Turgut Özal baþkanlýðýndaki resmi heyetle ayný uçaktaydým. Sonra ilk büyükelçiyi Türkiye atadý Bakü’ya; onu bizzat tanýtmak için çýktýðý yolculukta dýþiþleri bakaný Hikmet Çetin’in uçaðýndaydým.
Biraz nostalji yapmama herhalde müsaade edersiniz...
Doðru dürüst oteli yoktu Bakü’nun; kaldýðýmýz otel bir felaketti... Caddelerinde Sovyet yapýmý kýytýrýk araçlar o da tek tük dolaþýrdý; taksi ise hak getire... Bir yerden diðerine gitmek için sokakta elimizi kaldýrýr, duran ilk özel araca binerdik... Araç sahipleri Türkiye’den geldiðini öðrendikleri yolculardan ayýp olur diye para almazdý... Binalarýn yüzüne bakýlacak gibi deðildi...
Þimdi bazýlarý henüz bizde olmayan beþ yýldýzlý otel zincirlerinin herbiri burada... Caddeler son model araçlarla dolu ve trafik sýkýntýsý Ýstanbul’u hiç aratmýyor... Havaalanýndan çýktýðýnýzda önünden geçtiðiniz bütün binalar ‘görün benim güzelliðimi’ dercesine geceleri ýþýl ýþýl yanýyor...
Günde kimbilir kaç uçak kalkýyor Türkiye’den; hepsi aðzýna kadar dolu...
Kaldýðým otelde Erzurum Devlet Hastanesi’nden gelen bir heyetle karþýlaþtým. Türkiye son yýllarda Avrupa, Asya ve Ortadoðu hastalarýnýn tedavi için uðradýklarý bir saðlýk merkezine dönüþtü ya, Erzurum’a da Azerbaycan’dan geliyorlarmýþ... Geçen yýl 500 kadar hastaya bakmýþlar... Bölgenin en büyük devlet hastanesi olarak daha fazla hastayla ilgilenebileceklerini bildirmek üzere Bakü’daydýlar...
Yeni bir Azeri nesli yetiþiyor, her katýldýðým toplantýda biraz daha hayranlýðým artan bir nesil: Kibar, bilgili ve hizmet ehli... Türkiye’den gelenle Anadolu Türkçesi konuþmanýn yanýnda, ayný genç kýz/erkeðin Rusça’ya, ayrýca Ýngilizce ve Fransýzca dillerinden birine de hakim olduðu görülüyor...
Bir bölümü Türkiye’den gelenlerin açtýðý okullarda yetiþiyorlar... Baþlangýçta yeni baðýmsýzlýðýna kavuþmuþ ve ihtiyacý olan bir ülkeye yardým için olsa bile, artýk kendine güvenen bir ulusun kabiliyetli gençleriyle ilgilenmeye dönüþmüþ Türkler’in Azerbaycan’daki eðitim faaliyeti...
Zengin bir ülke Azerbaycan, kendine güvenen ve geleceðe umutla bakan insanlarýn ülkesi... 21. yüzyýla kendilerinin de katkýsý olsun diye katýldýðým türden bilimsel toplantýlarý onlar düzenliyorlar...
* ‘Uluslararasý Ýnsani Forumu’ demek.