Haftanýn en çok ve en sert tartýþýlan konusu, elbette Beþiktaþ-Trabzon maçý oldu. Hatta maçtan çok, bu mücadelenin hakemi Mete Kalkavan dillere dolandý. Bazý hakemlerin vereceði veya vermeyeceði yuvarlak kenarlý hatalarla, hiçbir hakemin asla yapmayacaðý kadar keskin çizgili, hayati yanlýþlarý var.
Bunlar maçýn sonucunu etkilemiþ midir?... Evet, elbette etkilemiþtir. Ama bir varsayým olarak; tartýþýlan konularýn maçta hiç gerçekleþmediðini kabul edelim. Beþiktaþ, gene de maçý kazanmayý hak etmiþ miydi?
Trabzonspor, Ýstanbul’da sezonun en iyi futbolunu sergilemesine ve çok etkin olmasýna raðmen; evet Beþiktaþ maçý kazanmayý hakedecek bariz bir üstünlüðe sahipti. Bunu inkar edemeyiz.
Sinan Engin, bu yöndeki bir benzetmeye TV’de karþý çýkarak “O olmazsa, bu olmazsa diye maç yorumu yapamayýz. Olmuþsa olmuþtur. Ne yani, o zaman oturup kim daha fazla pozisyon üretmiþse, 3 puaný ona mý verelim. Böyle bir mantýk kabul edilemez.” demiþti. Ki, o da doðruyu söylüyor.
***
Bazýlarý da “Beþiktaþ’ý kolluyorlar” yaygarasý peþinde... Özellikle bir kulüp gözetilerek, kollanarak, korunarak maçlarýn manipüle edildiði gerçeðine inanmam... Ama genel olarak, 3 büyüklerin belli bir koruma çemberi altýna alýndýðýný da kabul ederim. Bunu yaparken de; “Bu þampiyon olsun, öbürü olmasýn. Ya da þunun önünü açalým, diðeri takýlsýn” gibi belirgin bir projeleri yok. Sadece, “Aman þunlarýn aðzýný açtýrmayalým” þeklinde, onlarýn rýzasýna uygun kararlara yöneliyorlar. Fakat bu sefer de, diðer iki kulüp yaygarayý basýyor. Medya da buna çanak tutuyor.
Eskiden maçlar naklen yayýnlanmadýðý ve televizyonlarda onlarca spor programý olmadýðý, yavaþ çekimler de sunulmadýðý için; yaygarasý bugünkü kadar büyük olmazdý. Ekranda ispatý-belgesi-tekrarý olmadýðý için; bir çok pozisyon güme giderdi. Teknik direktörlerin maç sonu basýn toplantýlarý bile zorunlu deðildi.
“Televizyon icad oldu, mertlik bozuldu” diyeceðim ama, konuya tam oturmuyor. Çünkü gerçekler, TV sayesinde þamar gibi yüzümüze vurmaya baþladý. Yýllarca saklanan þeyler, saklanamaz hale geldi. Problem burada!
Bizim federasyonlar; eski düzenin o kronik alýþkanlýðý altýnda; vaziyeti idare edeyim derken, tartýþmayý daha beter hale getiriyorlar. Akýllarý þeytanlýða çalýþmasa, vaziyeti idare etmeye yeltenmeseler; dürüst/açýk/net olsalar, bu kaos ortamý bu kadar yýkýcý olmaz.
Balýk baþtan kokuyor!