Bangladeþ halkýna, -‘yeni putlar dikilmesi'ne müsaade etmemeleri dileklerimizle-, tebrikler..

Pakistan'dan 1971'de kanlý bir iç savaþla ayrýldýktan sonra kurulan Bangladeþ Devletinin 53 yýllýk ömrünün ilk 4 yýllýk kýsmýný yöneten Þeyh Mucib ve son 20 senelik kýsmý da kanlý bir diktatörlükle yöneten kýzý Þeyh Hasine'nin dönemi, 5 Temmuz günü kanlý þekilde noktalandý ve Baþbakan Þeyh Hasine, kendisini protesto edenler üzerine, ateþ açtýrarak binleri bulan ölümlerin ardýndan, Baþbakanlýk binasýnýn da kitlelerce basýlmasýndan sonra, bir helikoptere bindiði gibi Hindistan'a gitti,- açýkçasý-, KAÇTI!

Babasý Þeyh Mucib'in ve bütün ailesinin 1974'de öldürülüþü sýrasýnda gizlenerek kurtulan ve iktidarý döneminde de nice Müslüman âlimleri idâm ettirmesiyle ünlü Þeyh Hasine, mazlûmlara zulmetmekten daha çetin hesap vermelerle karþýlaþacaðýnýn korkusuyla kaçmýþ olmalý herhalde..

*

Ýran'da, 1953 yýlýnda Muhammed Musaddýk'ýn baþbakanlýðý döneminde, Ýran petrolleri 'millîleþtirilip' , Ýngilizler kovulunca, Þah da hanýmý Süreyya ile Roma'ya kaçmýþ ve amma, 45 gün sonra, Amerika, Obama zamanýnda resmen de itiraf ettiði üzere, Musaddýk'ý, sadece 200 bin dolar vererek General Zâhidi'ye gün ortasýnda yaptýrdýklarý bir darbeyle Baþbakanlýk'tan alýp zindana götürmüþler ve Þah M. Rýza Pehlevî geri dönmüþ ve 'General Zâhidî'yi de damad edinen Þah, 26 yýl daha tahakküm etmiþ, babasýnýn ve kendisinin heykellerini yeniden diktirmiþti..

Ama, 1977 ortasýnda baþlayýp, 1979 baþýna kadar devam eden silâhsýz -ya da, asýl silâhý sadece Allah'u Ekber olan- milyonlarca göstericiler üzerine ateþ açtýrarak 150 bin kadar insaný öldürdükten sonra, tekrar kaçmýþ ve kendisini kabul edecek bir ülke bile bulamadan utanç verici þekilde ölmüþtü.

Þimdi, Bangladeþ'te, Müslüman halk kitleleri, kendisine, 'Bengallilerin Atasý' mânâsýna gelen 'Bangabandu' soyadýný verdiren Þeyh Mucib'in heykellerini yýkmakla meþgul.. Ýnþaallah, Þeyh Hasine de, Þah gibi yeniden döndürülmez; özellikle de Hindistan eliyle.. Dünyanýn en fakir ülkelerinden olan Bangladeþ halký da bundan sonra, inþaallah hayýrlý yarýnlara ulaþýrlar..

Bu konuya iki hafta önce, 24 ve 26 Temmuz tarihli yazýlarýmda 'Bangladeþ'te Neler Oluyor?' sorusuna cevap ararken, -özetle- þunlarý yazmýþtým:

Geçen hafta boyunca, Bangladeþ'te baþlayan ve 100'den fazla ölümün olduðu öðrenci ve halk gösterilerini (...) anlamak için, önce, yarým asýr öncelere bakmak gerekiyor.

Hind Müslümanlarý, Hindistan'da Ýngiliz emperyalizmine karþý verilen mücadelenin bayraktarý idiler. (...) Ýngiltere 1947'de Hindistan'dan çekilirken, (...) Doðu'da Bengal Körfezi'nde Doðu Pakistan, 2 bin km uzaklýktaki Batý'da Pencab Vadisi'nde Batý Pakistan olmak üzere, iki ayrý parçadan oluþan bir Pakistan Ýslâm Cumhuriyeti kurulmuþtu. (...)

Ve 1970 Nisaný'nda Bengal Körfezi'ni silip süpüren ve yaklaþýk 750 bin kadar insaný ve on binlerce meskeni yutan bir büyük sel felaketi meydana gelince.. Hiçbir Hükûmet'in böylesine büyük bir felaketin üstesinden kolayca gelememesi; büyük çaresizlikler, aksaklýklar, yokluklar ve salgýnlar yaþanmasý tabiî idi. Ýþte o hengâmede Bengalce konuþanlarýn yaþadýðý Doðu Pakistan'da 'Âwamî Ligue' (Halk Birliði) isimli siyasî partinin lideri Þeyh Muciburrahman, 'Pakistan Devleti'nin çare olamayacaðýný, Bangladeþ (Bengallilerin ülkesi) diye ayrý bir devlet kuracaklarýný' söyleyerek, isyan bayraðýný açtý ve (...) korkunç kanlý ayaklanma, 1971'de Baþbakan Ýndira Gandhi' Hindistaný'nýn ebeliðinde yeni bir devletin doðuþuyla noktalandý.

*

Nüfusu bugün 190 milyonu aþan bu ülkedeki (...) buhran yeni bir merhaleye taþýndý.

Meselenin zâhirdeki aslý ne mi?

'Devlet kadrolarýna alýnacak yeni memurlarýn yüzde 30'unun, '1971 Ayaklanmasý' sýrasýnda 'üstün hizmet' görenlerin torunlarýna verileceði'ne dair düzenleme..

Yani, bizdeki kemalist-laik kadrolarýn hele de 'tek parti diktatörlüðü' uygulamalarýnýn bengalcesi.. (...)

*

Bangladeþ'in içinde bulunduðu durum üzerine, Üsküdar- Uncular'daki 'Fütüvvet Vakfý'nda 25 Temmuz akþamý, Bangladeþ'li 20 kadar öðrenci ve akademisyen kardeþlerin katýldýðý ve 2 saati aþkýn bir toplantýdan çýkan sonuç þu oldu: (...) Bizdeki kamalist-laiklerin 1923-1950 arasý 'tekparti diktatörlüðü'nü ve sonra yapýlan onca askerî darbelerdeki uygulamalarý ve halka zorla, dipçik baskýsýyla kabul ettirilen anayasaya da dercedilen bir takým 'dayatma ilke'lerini hatýrlatacak þekildeki uygulamalar Bangladeþ'te nihayet sosyal patlamalara yol açtý ve askerî birliklerin, protestocular üzerine ilk olarak ateþ açmasý noktasýna gelindi.

(...) Bugün 76 yaþýnda olan Þeyh Hasine'nin '20 yýllýk iktidarý', elinin en kanlý olduðu bir dönemi yaþýyor. (...)'

*

Evet, Ýki hafta önce yazdýklarýmýzýn özeti buydu..

Dua ve temennimiz, Bangladeþ'in o 190 milyonluk mazlum ve yoksul Müslüman halkýnýn bundan sonra biraz olsun, gün yüzü ve 'halk'a hizmeti Hakk'a ibadet anlayýþýyla yapan yöneticiler' görmesinedir.*

*

**

EVET , 'DÝJÝTAL KÜLTÜR' DEÐÝL, 'DÝJÝTAL FAÞÝZM'..

Dilimize 'dijital kültür' diye yerleþtirilmek ve kabul ettirilmek istenilen ve büyük çapta uluslararasý þerr güçlerinin yalan mekanizmasý halinde çalýþtýrýlan 'dijital iletiþim teknolojisi' için, Tayyib Bey'in 'dijital faþizm' demesi çok yerinde..

Uluslararasý iletiþim mecrasýnda son dönemde, Siyonistlerin Yahudilerin Filistin'de- Gazze'de iþledikleri korkunç barbarlýklarýn paylaþýlmasýna -güyâ insanî gerekçelerle- engel koyan, sansür uygulayan 'Ýnstagram'ýn yayýnýna da Türkiye engel olunca, içerde ve dýþarýdaki -en hafif tabiriyle- 'dijital güdümlü mâlûm taife', dünya çapýnda feryada baþladý; asýl sansürü kimin yaptýðýný gizlemek için..

Öyle ki, dün, Amerikan medyasýnda, Trump, Türkiye'nin usta diplomasisiyle , dünya çapýnda gerçekleþen son büyük 'esir takasý andlaþmasý'ndan dolayý Putin'e övgüler yaðdýrýrken; o büyük takasýn, hangi ülkenin ve hele de hangi liderin çabalarýyla gerçekleþtiðine dair tek kelime yoktu.. Sansür, gerçeðin gizlenmesi ise, iþte bu..

Bu konuya ve ayrýca,- merhûm þehîd Ýsmail Heniye'nin yerine- Hamas'ýn siyasî Büro Baþkanlýðý'na Yahyâ Sinvar'ýn getirildiðinin son anda açýklanmasý üzerine de Cuma günkü yazýda deðinelim, Ýnþaallah..