Tarih 4 Kasým 1993. Yer Ýstanbul Holiday Inn. Dönemin Baþbakaný Tansu Çiller þu açýklamayý yapýyor:
“Elimizde PKK’ya yardým eden Kürt iþadamlarýnýn listesi var. Listede 60 kadar isim bulunuyor. Devlet PKK’yla olduðu gibi, PKK’ya mali destek saðlayanlarla da her biçimde mücadele edecektir.”
Çiller’in bu açýklamasýnýn hemen ardýndan, 14 Ocak 1994’te Behçet Cantürk’le baþlayan cinayetler serisi baþladý. Yusuf Ziya Ekinci, Savaþ Buldan, Hacý Karay, Adnan Yýldýrým, Saðlýk Bakanlýðý Teftiþ Kurulu Baþkan Yardýmcýsý Namýk Erdoðan, avukat Medet Serhat, DEP’li avukat Faik Candan, Fevzi Arslan, Þahin Arslan ve Ankara’nýn Altýndað ilçesinin Yüksekovalý Nüfus Müdürü Mecit Baskýnkatledildiler. DEP Milletvekili, Mehmet Sincar da 4 Eylül 1993’te Batman’da öldürüldü.
Listede ismi olan RP milletvekili Mustafa Bayram ‘Aman beni kurtar diye Yalým Erez’e gidiyor. Erez Bayram’ý alýp en doðru adrese yani Mehmet Aðar’a götürüyor. Mehmet Aðar’ýn”Öyle bir þey olmaz. Nereden çýktý bu” dediðini aktaran Erez “Bayram da ondan sonra hayatta kaldý” diyor.
Tarihten bir yaprak.. Bank Asya sebep oldu hatýrlamaya..
Paralel yapýnýn bankasý olur mu diye baþlayan tartýþmalar, PKK’nin bankasýnýn olduðu söylenseydi ne olurdu demeye kadar vardý..
Eþ zamanlý tarih içinde güçlenen bu her iki grubun, izlediði yol ve yöntemlerin hiçbiri benzer deðil. En önemlisi de devletin bu her iki grupla yaþadýðý karþýlaþmalarýn farklý sonuçlara bugün yol açmýþ olmasý.
Gülen grubu, devletin eliyle büyümüþ ve yine devletin eliyle uluslararasý sulara yelken açmasý saðlanmýþ bir gruptur.
Ýmtiyazlý bir grup olmasýnýn verdiði imkanlarla, devletin en ince en kýlcal damarlarýna girmiþ ve nihayet uluslararasý konjonktürün elveriþli olduðuna inandýðý ve devlet içinden tasfiye edileceðini anladýðý bir zamanda, iktidar mücadelesine tutuþmaktan kaçýnmamýþ bir gruptur.
PKK ve Gülen grubu arasýnda paralellikler kurulmasý bu bakýmdan abesle iþtigaldir.
Tek benzerlik Amerika’nýn hem Öcalan’ýn hem Gülen’in siyasi hayatýnda oynadýðý belirleyici roldür.
Öcalan’ý Türkiye’ye teslim eden ABD, ayný tarihte Gülen’e Pensilvanya’nýn kapýlarýný açtý.
Gülen de, Öcalan’ýn teslim edilmesi gibi bir gün teslim edilir mi bilemeyiz ama olursa PKK ve Gülen grubu arasýndaki tek benzerlik ve ‘kaderdaþlýk’ sanýrým bu olur..
Banka üzerinden benzerlikler kurmak ise boþ iþ.
Deðil PKK’liði, Kürtlüðü dahi iyice tescilli bir insanýn ne banka kurma, ne de bu kimlikle emniyette ve yargýda güç devþirme þansý olabilirdi. PKK de aslýnda Gülen grubunun izlediði yol ve yöntemleri hiçbir zaman izlemedi, izleyemezdi de.
PKK devlet içinde bir gün iþe yarar diye, paralel bir yapý için deðil, devletin dýþýnda-mecburen- ama devlete alternatif bir statü için mücadele etti ve bu mücadeleyi hala sürdürüyor.
Ne bankasý var, ne bu bankanýn imtiyazlý ortaklarý.
Paralel yapýyla alakalý haberlere þaþýp duruyoruz ya..
Medyada þöyle haberlerin çýkmasý herhalde ancak bir þaka olabilirdi:
Yargýtay (.) dairesinin baþkaný KCK’li çýktý!
Diyarbakýr Emniyet müdürü Kandil’den atanmýþ!
Þaka gibi deðil mi?
Ama paralel yapý söz konusu olduðunda bu haberlerin medyada yer almasý hiç þaka gibi gelmiyor artýk.
Devletin kapýlarý ve imkanlarý, siyaset, ekonomi ve bürokrasi dahil bu yapýya sonuna kadar açýktý.
Oysa bir gazeteye iki kuruþ yardým yaptý diye Kürt iþ adamlarýný bu devlet hiç affetmedi ve teker teker infaz etti. Çiller infaz listelerini açýklayan Baþbakan olarak tarihe geçti. Lice’ye yatýrým yapmasýnýn cezasýný fazlasýyla ödettiler Halis Toprak’a. Belini doðrultmayan müflis iþ adamý kalmadý, Halis Toprak hala icralarda..