Seçim barajý konusu...
Her halükarda Türkiye’nin çözmesi gereken ciddi bir sorun.
12 Eylül’ün ürünü.
PKK eksenindeki Kürt siyasi hareketinin Meclis’e yansýmasýný önlemeyi amaçlayan bir düzenleme.
Kürt siyasi hareketi, son seçimlerde baðýmsýz adaylarla ve “bir þekilde” kontrol edebildiði seçmen yöneliþiyle Meclis’e grup kuracak sayýda bir milletvekili göndermeyi baþardý.
Ancak baraj sýkýntýsý böylece çözülmüþ olmadý. Halen sistemin kara deliði olmaya devam ediyor.
Evet, Haþim Kýlýç’ýn seçime 6 ay kala tartýþmayý tetiklemesinin bir anlamý olmalý.
Bir süredir Haþim Kýlýç’la Ak Parti’nin arasý limoni.
Hakikaten Haþim Kýlýç’ýn içinde bulunduðu bir siyasi proje var mý, bilmiyorum, kendi kendime yaptýðým deðerlendirmede, Haþim Kýlýç adýna rol alýnabilecek makul bir siyaset alaný göremiyorum. O da ýþýk olmasa bile Ak Parti’de siyasi gelecek arayabilirdi, ama son geliþmelerle orasý da týkandý, geriye CHP mi kaldý, MHP mi, yoksa Camia çevresinde oluþacak ve nasýl bir toplumsal karþýlýkla buluþacaðý bilinmeyen bir siyasi yapýlanma mý? Bence Haþim Kýlýç için siyasi proje yollarý pek ýþýklý deðil.
Geriye ne kalýyor?
Tayyip Erdoðan ve Hükümet uygulamalarýna yönelik eleþtirel tavýr tercihi. Bu tercihlerin, Camia’nýn muhalefetine paralel nitelik arz etmesi ve sanki orasý ile alakalýymýþ gibi bir görüntü vermesi. Bunun Tayyip Bey ve Ak Parti cenahýnda “Acaba mý?” deðerlendirmelerine ve tepkilere yol açmasý.
Muhtemel ki bazý serzeniþ birikimleri Abdullah Gül’de de bulunabilir, ama o, bunlarý çok özel zeminler dýþýnda seslendirmemeyi “dava arkadaþlýðý”nýn gereði olarak gördü ve bana göre çok da sorumlu davrandý. (Belki Tayyip Bey’in kulaðýnýn ve kalbinin bir yeri buralardan gelecek dost seslere açýk olmalý)
Haþim Kýlýç ise, muhalif rol içinde görülmekten kaçýnmadý, kimbilir belki de bunu tercihan yaptý ve son olarak “Baraj meselesi” ile de, bizzat Cumhurbaþkaný tarafýndan da seslendirilen sert sözlerin hedefi oldu.
Haþim Kýlýç konusu emekli olup, emeklilik sonrasý durduðu yer netleþinceye kadar devam edecek gibi görünüyor.
Baraj meselesi ise, sancý niteliðini koruyacak.
Bir süre önce (27 kasým) Milliyet gazetesinde Aslý Aydýntaþbaþ “Seçim sonrasý ortalýk karýþabilir” baþlýklý bir yazý yazdý. Hatta “kaos”tu ona göre beklenen. Yazýnýn üslubu tartýþýlabilir ama, iþaret edilen ihtimal bütünüyle gözardý edilemez, diye düþünüyorum.
Yaptýðý deðerlendirme özetle þöyle:
Kürt siyasi hareketi barajý aþmak için seçimlere baðýmsýz adaylarla girdi ve belli bir sonuç aldý. Cumhurbaþkanlýðý seçimlerinde Selahattin Demirtaþ’ýn oyu yüzde 9.5’a yükseldi. Önümüzdeki seçimlerde seçime parti olarak girilir ve yüzde 9.5 olmasa bile yüzde 8-9 oy alýnýr ve baraj sebebiyle parlamento dýþý kalýnýrsa ne olur?
Diyor ki Asla Aydýntaþbaþ: “Kaos” olur.
Sonra da þunlarý yazýyor:
“HDP’nin baraj altý kaldýðý bir senaryo, Ak Parti’ye mi yarar sanýyorsunuz? O vekillikler seçim sistemindeki garabet yüzünden iktidar partisine geçse de, 2015 Türkiye’si bu haksýzlýðý kaldýramaz. Ak Partili vekiller bile bu “milli irade hýrsýzlýðýna” isyan eder. Ýktidar partisi kaç oy alýrsa alsýn, Türkiye ansýzýn istikrarsýz ve kaotik bir yere sürüklenir. Parlamento dýþý kalan Kürtler, Rojava’da yaptýklarý gibi “kendi yoluna gitme” kararý alýr. Türkiye kendi eliyle Kürtleri itmiþ olur. Kantonlardan, yerel parlamentolardan söz etmeye baþlarýz. Bir itiþ kakýþtýr baþlar. Özetle, iktidarý son derece ürküten 6-7 Ekim olaylarý, seçim sonrasý 6-7 aya yayýlýr. Daha da önemlisi, dünya basýný her gün “Kürtler dýþarýda kaldý” diye bas bas baðýrýrken, seçimlerin meþruiyetine gölge düþer.”
Aslý Aydýntaþbaþ, üstelik bunun uluslararasý tepkilere yol açacaðýný, “Türkiye’ye uyarý üstüne uyarý geleceðini, AB ile iliþkilerin biteceðini, ekonominin sendeleyeceðini” yazýyor.
Tabii ki kara bir tablo söz konusu. Bu kara tablo paylaþýlmayabilir, hatta yazar suçlanabilir, ama “baraj iþi”nin bölgede uluslararasý konjonktürü gözleyip ona göre slalomlar yapan örgüt cenahý için malzemeye dönüþtürülmesi iþten bile deðildir. Türkiye’yi sýkýþtýrmak isteyen uluslararasý “Üst Akýl” odaklarý için de her malzemenin önemli olduðunu unutmamak gerekiyor.
Bence Ak Parti, bu seçimler geçti belki, ama bu iþi ciddi tuttuðuna ve gerçekten çözüm aradýðýna dair bir hamleyi yapmalý. Hatta bu iþi “Çözüm süreci”nin bir boyutu gibi görmeli.
Ak Parti sancýlý alanlara neþter vura vura ilerlemiyor mu?