Bardaðýn dolu tarafýný görün!

Taraftarýna göre, F.Bahçe iyi oynamýyor... Spor yazarýna göre, “Keyif veren” bir futbolu yok... Hem Fenerbahçeli, hem spor yazarý olmayanlara göre de; takým eski günlerinde deðil...

Seri galibiyetler yakalayýp durmadan maç kazanan sarý-lacivertliler; bir türlü övgüyü yakalayamýyor. F.Bahçe gerçekten, bu kadar kötü mü? Hayýr!

Bir kere en önemli özelliði; lider dahil, hiç bir kulübün uygulamadýðý/uygulayamadýðý kadar, oyun disiplini içinde... Beðen-beðenme, takým oyunu oynuyorlar.

Kadrosu neredeyse sabit... 6 aylýk bebeklerin bile, ilk onbiri ezbere sayacaðý kemikleþmiþ bir bütünlük içinde... Kimin nerede, ne, nasýl ve hangi þartlarda neler yapacaðý da kurala/düzene/sürekliliðe sahip... Süper oynayaný yok ama, beter oynayaný hiç yok. Çünkü hocasýnda af yok. Milletin beðenmediði takým bu... Artýlarý herkesten fazla, ama neymiþ... Gösteriþli futbol oynamýyormuþ... Süper Lig, Medrano Sirki deðil ki; caný çeken palyaço olsun. 

★★★ 

F.Bahçe, hiç haketmediði kadar eleþtiri yaðmuruna tutulsa da; doðru bildiðinden asla þaþmýyor. Dün de Kasýmpaþa karþýsýnda, milletin gönlünü hoþ tutmak için deðil; kendi oyun stratejisinin gerektirdiði gibi davrandý. Gene fi yakasý yoktu ama, efektif oyun þablonu vardý. Gereðinden az deðil, gereðinden fazla deðil; olmasý gerektiði kadar oynadý. Kendi kalesine gol atmak, talihsizlikti. 

★★★ 

Fenerbahçe, beni de fazla heyecanlandýrmýyor ama; matematik gibi  pek de sevimli olmadan, elzem olmayý baþarýyor. Beðenmemek, anlamsýz bulaþýcý bir hastalýk gibi herkese yayýldý. Biraz da bardaðýn dolu tarafýný görsek!