Albay: Asker, üzerindeki rozet nedir? Joker: Barýþ iþareti, efendim! - Nereden aldýn?
- Hatýrlamýyorum, efendim!
- Kaskýnda ne yazýyor?
- “Öldürmek için doðdum.”
- Kaskýna “öldürmek için doðdum” yazýyorsun ve barýþ rozeti takýyorsun! Ne demek bu? Bir çeþit sapýk þaka mý?
- Hayýr efendim!
- O zaman soruma cevap ver!
- Galiba insanýn ikilemine dair bir þeyler söylemeye çalýþýyordum efendim!
- Ne?
- Ýnsanýn ikilemi. Jungcu, þey efendim!
- Oðlum sen kimden tarafsýn?
- Bizden tarafým efendim!”
Gustav Hasford’un ‘Short Timers’ romanýndan esinlenerek çekilen ve bir klasik olan ‘Full Metal Jacket’ filminden alýntýladýðýmýz giriþteki sahne, bugünlerdeki yaygýn ‘ikilemi’ de fazlasýyla özetliyor. Etrafýmýz, “öldürmek için doðduðunu” düþünen ama dillerini ‘barýþ’la doldurmuþ olanlardan geçilmiyor. Özellikle sol-liberal apolitik diskurun bitmez tükenmez kliþesine dönüþmüþ bu ekseni, Arap isyanlarýyla çok daha berrak bir þekilde hem görme hem de turnusol testine tutma imkânýmýz oldu.
Yüzbinlerce insanýn katledilmesine gözlerini kapatmanýn, darbeleri allayýp pullamanýn, deðiþim dalgasýna saldýrýp asýrlýk düzen için her türlü meþrulaþtýrmanýn zeminini oluþturmanýn ekseni de ayný dilde gizli. Bu dili etkili kýlan unsurlar var elbette. Baþta, küresel entelektüel hegemonyayý oluþturmanýn rahatlýðý içindeler. Ayrýca medya üzerindeki kavramsallaþtýrma güçleri de tartýþýlmaz. Bu gücün görülmeyen asýl sermayesi ise konu Ýslam dünyasý olunca küresel sistemle olan varoluþsal uyumudur.
Arap Ýsyanlarýyla ortaya çýkan literatürü üstün körü tarayan birisinin hemen fark edeceði eksenin üç temel özelliði bulunmaktadýr. Birincisi, derin bir komploculuk. Bütün bölge halklarýna ‘pasif bir nesne’ muamelesi yapan bu yaklaþým, ‘olanlarýn olma ihtimaline’ bile saygý göstermeyerek, neredeyse üç-beþ ayda bir kendi tezlerini nesh etmekten de sýkýlmayarak, yaþananlarýn doðrulanamaz-yanlýþlanamaz bir güç tarafýndan dizayn edildiðini iddia ettiler. Ýkincisi, zýmnen Ýslamofobik, açýkça Ýslamcýfobik dilin rahatlýkla kullanýlmasýdýr. Ortaya çýkan deðiþim dalgasýný hem bastýrmak hem de kirletmek için yoðun bir þekilde ‘fobi dünyasýndan beslenen’ bu dil, küresel an
lamda oldukça rahat bir þekilde ve en yoðun insan haklarý söylemini kullanan aktörler tarafýndan tüketildi.Üçüncüsü ise yukarýdaki ‘ikileme’ rahmet okutacak düzeyde siyasi doðruculuða savrulan ‘barýþ’ dili oldu. Barýþýn bu denli ölüm(ler) için kullanýldýðý bir dönem olmamýþtýr herhalde.
Benzer bir durumu Türkiye için de yoðun bir þekilde tecrübe ediyoruz. Kanlý bir sürecin en aktif, en apolitik ve en ciddiyetsiz destekçiliðini garabet bir terörizm-barýþ ekseninden ayrýlmayanlarda görüyoruz. Farklý baðlamlarda da olsa, PKK terörizmini açýk bir þekilde görmezden gelmeye çalýþmanýn en trajik hâli ile ‘barýþla-savaþýn ve silahla-sözün’ ciddiyetsizlik sýnýrlarýnýn-üstelik- olabilecek en kanlý þekilde zorlandýðýna ve-beraberce- sindirilmesi gerektiðinin vaaz edildiðine þahitlik ediyoruz.
Eðer yaþanan ‘ikilemi’ sorgulama cüreti gösterirseniz, alacaðýnýz cevap, Joker’in verdiði ‘bizden tarafým’ olmanýn ötesine geçmemektedir. Bu trajik durum ne kadar sürdürülebilir, bilinmez. Ancak bildiðimiz þey, kaskýnda ‘öldürmek için doðdum’ yazan ve üzerinde ‘barýþ’ rozeti ile dolaþanlarýn sorununun bir ikna meselesi olmayý geçtiðidir.