Barýþ Treni’ne binenler

Onlar Barýþ Trenine binenler.. Onlar Barýþ Treni’ne binip, hayatlarýnda bir kez bile görmedikleri þehirlerde, kendileri gibi barýþ arayan amcalarýn, teyzelerin, kýz kardeþlerin, ablalarýn, aðabeylerin kapýsýný çalanlar.. 

Barýþ Treni’ne binenlerin üçünü, Gülistan Kýzýlkaya’yla beraber, geçen hafta Banga Bêdeng’e davet ettik.

Projenin mimarý Cengiz Algan, Merve ve Ýbrahim amca..

Stüdyoda, bir Cengiz’e bir Merve’ye, bir de Hakkarili Ýbrahim’e bakýp durdum.

Merve henüz ikinci sýnýfta bir üniversite öðrencisi. Erzurum’dan öteye gitmemiþ, görmemiþ pek..

Cengiz Algan’ý tanýtmaya gerek yok sanýrým.

Sivil mücadele alanýnýn en itibarlý, en güvenilir þahsiyetlerinden biri.

Elimizde fenerle sosyalist aradýðýmýz bir dönemde, Cengiz bir sosyalist olarak barýþa katký için, Türkiye’yi arþýnlayýp duruyor..

Ya Hakkarili Ýbrahim.. Stüdyonun giriþinde karþýlaþýr karþýlaþmaz bana Kürt halkýnýn haklý mücadelesindeki ‘yerimi’ hatýrlattý saðolsun. Bu ‘yeri’ daha doðrusu bu hikayeyi korumam gerektiði yolunda hoþuma giden tavsiyelerde bulundu. Söylediðine göre, ‘kýrk þehidi’ var. HDP’nin barajý aþmasý için, Barýþ Treni’ne beraber bindiði gençlerden oy isteyecek kadar sýký bir HDP’li.. Kimseyi ihanetle suçlamýyor, barýþa inanmýþ, partisine  inanmýþ, hilesi hurdasý olmayan bir insan Ýbrahim.. Onu aðýrlamak hakikaten güzeldi..

Aþiti-barýþ-kelimesini defalarca kullandý. Ýbrahim barýþ istiyor sadece, kan akmasýn istiyor..

***

Bu girizgah yeter sanýrým, söz sýrasý gençlerde, bakalým neler yaþamýþlar, neler görmüþler, sýrasýyla okuyalým, yerimizin yettiði kadarýyla tabi..

Merve Taþçý: ...yine bir baþka þehirde, stant baþýndayken Kürt ve baþörtülü bir kadýn gelmiþti sýrtýnda bebeðiyle. Gözlerimin içine bakarak, tarif edilemeyen bir duyguyla “af gelecek mi” diye sordu. .Ben orada uzaklardan gelen bir haber spikeri olarak deðil, onun yüreðine deðmiþ bir el olarak ‘Eþiniz mi aðabeyiniz mi içeride’ diye sordum. “Ýkisi de” dedi ve ardýndan kýsa fakat çok samimi bir sohbete daldýk. Belki af da gelecekti, kim bilir. Bebeðin süveterine Daðkapý’da barýþa bak logolu bayraklarýmýzý, Newroz’da tepelere taþýyan Kürt çocuklarýnýn Kürtçe cümlelerinde gördüm. Malatya’da engelli bir bireyin barýþa imza atmak için sýrada bekleyiþini gördüm. Öcalan’ýn barýþ vurgusunu dinlemek için Batman’dan yürüyerek gelen 1200 kiþinin ayaklarýnda gördüm. 6 aydýr verdiðimiz emeðin karþýlýðýný “30 yýldýr neredeydiniz” diyen Hanife Teyze’de gördüm.

***

Betül Yurtseven: Onlarca akrabasýnýn (anladýðým kadarýyla PKK için savaþmýþlardý) ölümünü görmüþ Ýbrahim amca, bu seçimde meclise girebilmesi için HDP’ye oy vermemi rica etti. Ben de AK Parti’yi desteklediðimi, þu ana kadar baþka bir partiye oy vermediðimi ve vermeyi de düþünmediðimi söyledim. Ýbrahim amca, MNP dönemlerinden Kürt partileri kurulana kadar rahmetli Erbakan’ý desteklemiþti. Sonrasýnda Kürt partilerine oy vermiþ, ancak Milli Görüþçülerle irtibatýný koparmamýþtý. Ak Parti kadrolarýnýn ise ‘dönek’ olduðunu düþünüyor, Erdoðan’ý sevmiyordu. ‘Ama sen þimdi benim babama da dönek demiþ oluyorsun Ýbrahim amca, yapma’ dediðimdeyse, pek gocunmadý ama konuþmasýný daha yumuþak bir üslupla sürdürdü.

Sonra ben de Ýbrahim amcaya kendimi anlattým. Ailemde hiç Kürt yoktu - sanýrým ‘safkan Türk’ denilebilecek bir aileye mensubum. Hiç þehit de yoktu. Yani benim bu meseleyle varoluþsal hiçbir alakam bulunmamaktaydý. Ancak Milli Görüþ demek, ‘ümmetçilik ile siyaset iþlerinin birbirinden ayrý tutulmamasý’ demektir. Kürtçü partilere oy veren Ýbrahim amca ile Ýstanbul’da doðup büyümüþ ‘siyasal Ýslamcý’ bir ailenin kýzýnýn, Diyarbakýr yolunda Erbakan’a ihanet edilip edilmediði meselesini sakin sakin konuþtuðu yer de Barýþ Treni’dir. ...Ýstanbul’a döndüðümde, tren yolculuðunu özetlerken babamýn tepkisi ‘Hocanýn partisini býrakýp HEP’e mi oy vermiþ? O daha da önce dönek olmuþ o zaman’ þeklinde oldu. Yýh yýh!. Sesleri çok çýkan az sayýdaki adamlarýn bir þehirde bize ‘hain’ demesine biraz caným sýkýldý, bir þehirde ‘resmi tren aktivisti’ yaftasý baþka bir arkadaþýn canýný sýktý, bir baþka þehirde mantý yerine restoran yemeði yememiz hepimizin canýný sýktý (isim verip rencide etmek istemiyorum), diðer bir þehirde ‘HüdaPar’lý mýsýnýz’ sorusu ile týrstým, Iraklý bir Kürt ile Diyarbakýr meydanýnda Ýngilizce konuþarak anlaþýrken kendimi ‘Türk Dili Konuþan Ülkeler Zirvesi’nin çevirmenlerinden biri gibi hissettim. Bir dayýnýn ettiði ‘bunlar genç akil, genç akil!’ hakaretini de övgü gibi algýladýðým için pek üzülemedim. Misafir olduðumuz þehirlerin halklarýnýn bize olan ilgisi, muhabbeti ve sevecenliði karþýsýnda ise hiç þaþýrmadým. Türkiye’nin insanýný bilmesem, barýþýn geleceðine inanýp trene biner miydim sanýyorsunuz?

***

Fethullah Ceylan: Ha bir dostumun sorduðu gibi, barýþý kim mi istiyor?  Savaþtan caný yanmýþlar, çocuklarýný korkmadan sokaða, askere, okula göndermek isteyenler. Üç kuruþ kazanan iþ yerinin kepenklerini türlü baskýlarla kapatmak zorunda olanlar. Ýþsiz olduðu için sevdiði kýza kavuþamayan genç adam. Parasý olmadýðý için çocuðunu okula gönderemeyen baba. Oðlu askerde anne, sevdiði gurbette genç kadýn.. Ucundan kýyýsýndan bu ateþin yaktýðý herkes barýþa hazýr. Peki kim mi barýþý istemiyor? Sosyal medyada ki klavye delikanlýlarý, savaþ bittiðinde koltuklarýný kaybedecek parti yöneticileri, hayatýný bu savaþýn yarattýðý kaos üzerine kuran uyuþturucu, sigara karteli sahipleri, savaþmaktan baþka hiçbir þeyden anlamayan eli silahlý birtakým örgütçüler, Kürt sorunu ben demeden çözülemez diyen egosu tavan gazeteciler, sokaklarý yaðmalayarak, evleri-arabalarý ateþe vererek fikir beyan ettiðini sanan gençler ve elbette Türkiye’nin ayaðýna pranga olmuþ bu sorunun çözülmesini istemeyen  eski dünya süper güçleri.. Eski dünya diyorum zira biliyorum ki bu sorun çözüldüðünde bu ülke ve bu bölge toplumlarý, bugün dünyada var olan adaletsiz düzeni yeniden deðiþtirecek kadar güçlü olacaklar. Biliyorum ki ülkem de bu tren gibi belki ‘’hiç dönemeyeceði bir yerden belki de hiç varamayacaðý bir yere yolculuk ediyor.’’  Bu yolculuðun adý umut.. Niyet hayýr, akýbet hayýr olsun..

Küçük bir not:

Kýrýkkale’de nazar boncuðu daðýtan amca var ol!

Sivas’ta gece yarýsý yanýna gidip, “bizim için bu soðukta nöbet tutuyorsunuz, bir çay için dediðimde”, “Siz olmasanýz da baþka bir yerde durabilirdik ama burada sizin için durmak benim için þereftir” diyen polis abi var ol!

Malatya’da “Ben doksanýmý devirdim, çok þey gördüm, çok þey yaþadým, çok yer gezdim. Allah bu acýlarý bir daha bize yaþatmasýn” diyen ninem, var ol!

Diyarbakýr’da barýþ için geldik dediðimde, “baþýmýzýn üstünde yeriniz var” deyip çayýn parasýný almayan genç adam, var ol!!

Bu kadar güzel bir projeyi ortaya koyan ve buna katký sunan insanlar, var olun!