12 Eylül öncesinde tüm Türkiye’de olduðu gibi Tunceli’de de eðitim gençleri geleceðe hazýrlamaktan çok uzak bir konumdaydý. Derslerden önce öðrencilere Marksist felsefe öðretilmekteydi. Liseden mezun olan öðrenciler Türkiye haritasýnýn üzerinde akarsuyu bile göstermekten aciz olarak okulu bitiriyorlardý. Öðretmenlerin büyük bir bölümü çocuklara alfabeden önce baðlý olduðu örgütün sloganlarýný öðretmekteydi. Kýsacasý Tunceli Lisesi eðitimi kurumu deðil, Marksist felsefeye hizmet eden, komünist ve bölücü örgütlere militan yetiþtiren bir kurum haline gelmiþti. ’ (1)
PKK terör örgütünün Tunceli sorumlusu Y.M’nin ifadesine bakýldýðýnda aslýnda 12 Eylül öncesinde eðitimin genel halini ve daha sonrasýnda 1990’lý yýllarda ülkenin karþýlaþtýðý sorunlarýn sebebini göstermektedir.
2011 yýlýnda güvenlik güçlerine teslim olan Ragýp G’nin ifadesi ise yukarýda Tunceli sorumlusu Y.M’nin söylediklerinin sonuçlarýný doðrulamaktadýr. ‘Aslýnda ben milli deðerlere ve Ýslam dinine baðlý bir ailede yetiþtim. Öðretmenim S.H ise örgütün yazýlarýný ve fikirlerini bizimle paylaþýyordu. Ýlk baþta korkumdan ses çýkarmasam da ilerleyen zamanlarda Kürt kimliðimizin ayaklar altýna alýndýðýný düþünmeye baþladým. Ben daðda iken bizi daða yönlendiren öðretmenimizin oðlunun üniversiteyi yurt dýþýnda okuduðunu öðrenince kandýrýlmýþlýk hissine kapýlarak teslim olmaya karar verdim.
Ýfadelerden de anlaþýlacaðý gibi çatýþma sürecinin eðitsel sebeplerinin olduðu aþikâr. Bu durumun eðitsel açýdan sebeplerine genel olarak baktýðýmýzda 1980 ve 2000’li yýllar arasýnda eðitim sisteminin Sünniler için fazla Laik, Aleviler için fazla Sünni, Kürtleri için fazla Türk olarak algýlanmasý, eðitimin uzlaþtýrýcý rolünden ziyade bir zamanlar ötekileþtirici rolünün aðýr bastýðýný kanýtlayacak niteliktedir.
Toplumsal barýþ sürecinde eðitim açýsýndan yapýlmasý gerekenler nelerdir? Sorusunu birkaç açýdan ele almanýn ehemmiyet arz ettiðini söylesek yanlýþ olmaz.
Almanya ve Britanya’nýn baþardýðý gibi, içinden geçtiðimiz bu hassas dönemde eðitime düþen en önemli görev, homojen bir ulus öðretisinin yerine çoðulcu ve çok kültürlü bir ortaklýk yaratma sürecinin gerçekleþmesine yönelik uygulamalar içermesini saðlamaktýr. Bunu saðlamanýn en önemli adýmý, farklýlýklarý görmezden gelen, hatta tehlikeli sayan dýþlayýcý bir milli eðitimin toplumsal birlik ve beraberlikten çok, çatýþmayý beslediðinin fark edilmesi olacaktýr. Örneðin KKTC’de Annan Planý sonrasýnda Dr. Vehbi Zeki Serter’in yazmýþ olduðu ders kitaplarýnda ilk kez yeni tarih dersi öðretimiyle, milliyetçi öðeler içeren, ötekini düþman olarak iþaret eden, metinsel ve görsel içeriðiyle Ada’da uzlaþý saðlamasý zor olan eski kitaplar yerini yeni hükümetin Kýbrýs’ta çözüm vizyonuna uygun tarih kitaplarýna býrakmýþtýr. Ülkemizde ise bu doðrultuda olumlu adýmlar son birkaç yýlda atýlmýþ ama tam anlamýyla sonuçlandýrýlmamýþtýr.
Ders kitaplarý ve müfredatlarýný hazýrlamanýn ve yenilemenin yanýnda bu içeriði nesillere aktaracak olan öðretmen eðitiminin, barýþ sürecinin de önemli bir parçasý olarak düþünülmemiþ olmasý, eðitimde bu süreçte ihmal edilen diðer bir kýsým olarak söylenebilir. Derse giren Türk veya Kürt milliyetçisi öðretmenler, dersin konusu ve içeriðinden baðýmsýz olarak, güncel geliþmelerle ilgili tartýþmalarý sýnýf ortamýna taþýyabilmekte, bunu yaparken eðitim alan çocuklarýn zihinlerinde etnik olarak ayrýþmaya sebep olmakta, olumsuz, dýþlayýcý ve aþaðýlayýcý ifadeler kullanabilmektedirler.
Doðu bölgelerimizde, sýnýftan daða çýkýþlarý destekleyen bu ülkenin öðretmenlerinin olduðunu bildiðimiz gibi, Kürt sorununa Yeni Bakýþ-Barýþa Emanet Olun adlý kitaptan öðrendiðimize göre bir zamanlar evde Kürtçe konuþan öðrencilerin kendisine bildirilmesini isteyen ve Kürtçe konuþtuðu için öðrencilerine ceza veren öðretmenlerinde varlýðý bilinmektedir.
Kürt veya Türk milliyetçisi öðretmenlerin söylemleri ile okullarda ayrýþtýrýlan nesiller, evde de önceden yaþanan ve çekilen acýlarý büyüklerinden dinleyerek bu sürece nasýl olumlu anlamda dâhil edilebilirler?
Barýþ için eðitimde ne yapýlabilir? Devam edeceðiz.
(1) Þeker D.B, Tunç A, Þahin E; Terörün Sosyal Psikolojisi-Van Ýli Örneði. Terör Eylemlerine Katýlan Kiþilerin Ýç Göç, Sosyal Psikolojik ve Eðitim Açýsýndan Deðerlendirilmesi.