Baro seçimleri tuhaf deðil mi?

Ýzlemiþsinizdir, dünyanýn en büyük, en kalabalýk barolarýnýn baþýnda gelen Ýstanbul Barosu’nun Baþkanlýðý’na yeniden Galatasaray Üniversitesi öðretim üyesi Doç. Dr. Ümit Kocasakal seçildi.

Þahsen de tanýþtýðým Sayýn Kocasakal’ý kutluyor, baþarýlar diliyorum.

Ancak, bu baro seçimlerinde bu yazýmda sizlerle de paylaþmak isteyeceðim bir tuhaflýk olduðunu da düþünmüyor deðilim.

Seçimlerde tuhaflýk derken kimsenin aklýna lütfen bir teknik aksaklýk, hile falan gelmesin, Sayýn Kocasakal seçimleri bileðinin hakkýyla, daha doðrusu oy kullanan avukatlarýn büyük çoðunluðunun yasal ve meþru destekleri ile kazanmýþtýr, buna kuþku yoktur.

Ama, sorun tam da buradadýr.

Sayýn Doçent Dr. Ümit Kocasakal’ýn siyasi görüþleri bilinmektedir, ekranlarda sýk sýk kendisini dinleme olanaðýný da buluyoruz, bendeniz Sayýn Baro Baþkaný’nýn siyasi görüþlerine zerre kadar katýlmasam da bu siyasi pozisyon da yasal ve meþru bir pozisyondur, buna da hiç kuþku yoktur.

Ancak, Sayýn Kocasakal’ýn meþru ve yasal görüþlerinin, Ýþçi Partisi’ne yakýn, en azýndan mülhem, ulusalcý, milli egemenlikçi, AB karþýtý ve kanýmca doðru da olmayan bir çerçevede sol (!) adý verilen görüþlerdir bunlar, Türkiye siyasi yelpazesinde pek de güçlü bir pozisyonu olduðunu söylemek mümkün deðildir.

Bir siyasi görüþün Türkiye siyasi yelpazesinde çok güçlü olmamasý, yüzde birlerin altýnda oranlarla ifade edilmesi bu görüþ için taným gereði asla bir nakýsa deðildir, bunu da belirtmem þart ama bu görüþ Ýstanbul Barosu gibi üye sayýsý galiba otuz bine yaklaþan hukukçulara, avukatlara ait bir meslek kuruluþunda egemen olabiliyor ise, ortada en azýndan istatistiki bir mesele vardýr.

Türkiye’nin iktidar partisinin yüzde elli dolayýnda bir seçmen desteðine sahip olmasý seçimle yönetimleri oluþturulan meslek örgütlerinde, sivil toplum örgütlerinde de yönetimleri ele geçireceði anlamýna gelmez, demokrasinin selameti için gelmemesinde de büyük fayda vardýr, siyasi iktidarýn tüm kurum ve kuruluþlarý kontrol ettiði bir sistemi muhtemelen hiçbirimiz istemeyiz ama tüm bu çekincelerime raðmen Ýstanbul Barosu’nda seçimlerle, yasal yöntemlerle oluþan yönetim iradesi yine de ilginçtir, üzerinde durmayý, düþünmeyi gerektirir.

Avukatlarýn oluþturduðu bir meslek örgütünde AK Parti’nin egemen olamamasýný normal bulabilirim, ülke geneline egemen olan siyasi tercihin bu örgüte yansýmasý þart deðildir, hatta yukarýda belirttiðim gibi belki daha da iyidir ama yine de yukarýda belirttiðim gibi Ýþçi Partisi’ne en azýndan ideolojik olarak yakýn bir çizginin Baro seçimlerini, üstelik meslek sorunlarýný deðil de siyasi yaklaþýmlarý öne çýkararak kazanmasý tuhaftýr, izaha da muhtaçtýr.

Bu sonucu gördüðümde Yargýtay’ýn o meþum Hrant Dink kararýný, Anayasa’nýn 90. Maddesini görmezden gelen çok sayýda baþka kararýný, Anayasa Mahkemesi’nin 367 ya da süryani vatandaþlarýmýzýn isimleriyle ilgili vermiþ olduðu kararlarý ve baþkalarýný çok daha iyi anlýyorum galiba.  

Hukukçularýn oluþturduðu bir meslek örgütünde ortaya çýkan bu iradenin, istatistiki olarak, ülke genelinden anlaþýlabilecek standart sapmalardan çok daha büyük ölçülerde sapmýþ olmasý muhtemelen alýnan eðitimin içeriðinden, hukuk fakültelerimize egemen olan anlayýþtan ve az ölçüde de mesleðin doðasýndan kaynaklanmaktadýr.

Kimse alýnmasýn, elimden gelebilecek tüm objektivitemle yazmaya gayret ediyorum, ülkemizde egemen olan hukuk eðitim-öðretim anlayýþý, içerik, müfredat, anlayýþ ve yaklaþým olarak çaðdaþ standartlarýn, büyük ölçüde teknolojinin belirlediði küresel dönüþümlerin dýþýnda bir çizgi üzerinden yürüyüp gitmektedir.

Seneler geçmekte ama bu durum deðiþmemektedir.

Ne demek istediðimi görmek için son yirmi senenin yüksek yargý kararlarýnýn objektif bir analizi yeterli olacaktýr.

Yüksek yargý organlarýna “Anayasanýn 90. maddesini uygulamak içimize sinmiyor, alýþmamýþýz” mealinde bir zihniyet hala egemen olabiliyor ise, yargýçlarýmýzýn kahir ekseriyeti “evrensel hukuk ilkeleri ile devletin çýkarlarý çeliþtiðinde devletten yana tavýr alýrým” diyebiliyor ise ortada ciddi bir sorun var demektir.

Ýstanbul Barosu seçimleri de kanýmca bu sorunun avukatlar düzeyine yansýmasýndan baþka bir þey deðildir.  twitter.com/KarakasEser