Türkiye, Çözüm Süreci’ni bir yönüyle zaman kazanma süreci olarak da gördü. Eðer PKK’lý teröristler sýnýr dýþýna gönderilebilirse, silahlar bir süreliðine bile olsa susarsa bölgenin barýþýn tadýna varacaðý, teröristler dönmek istediði zaman buna direnç göstereceði varsayýldý.
Karar alýcýlar bu tespiti bir tercihten öte, bir zorunluluk olarak gördüler. Dýþ konjonktür ve içerideki aktörlerin yetersizlikleri karar alýcýlarý terörü sona erdirme konusunda böyle bir yaklaþýma adeta zorladý.
***
Sonuçta aylardýr kan akmýyor, örgüt silahlý eylemlerini sýfýra yakýn bir düzeye indirdi. Bu durum bir yönüyle örgütün de iþine yarýyor; bu sayede PKK tüm gücünü Kuzey Suriye’de ayrý bir devlet yapýlanmasý için harcayabiliyor. Herkesin bildiði üzere PYD, PKK’nýn Suriye ayaðý...
PYD ve Suriye’de Kürt devleti düþüncesi Türkiye’yi de rahatsýz ediyor, ancak “Türkiye’de terör mü, yoksa Suriye’de güçlenen PYD mi?” diye sorulduðunda Türkiye tercihini ikincisinden yana koyuyor. Yani bir tür ehven-i þer hali söz konusu.
Türkiye’yi, Suriye’de rahatlatan bir diðer etken ise PYD ile El Nusra ve Barzani arasýndaki çatýþmalar. PYD/PKK ikilisi El Kaide’nin silahlý uzantýlarý ile kanlý bir savaþ içinde. El Kaide sonu getirilebilir bir örgüte benzemiyor. El Kaide girdiði yerlerde savaþý kazanamýyor belki ama, rakiplerine de savaþ kazandýrtmýyor. Bu nedenle PYD bu savaþa devam eder ise sonu gelmez bir yýpranma süreci devam edecektir. Bunun Türkiye ve bölgeye de maliyeti aðýr olur elbette. Bu nedenle Ankara ve PYD’nin kýsa sürede anlaþmasý herkesin hayrýna olacaktýr. Bu ise PYD’den çok Ankara kriterlerinin kabul edilmesine baðlýdýr.
Türkiye’yi PYD konusunda rahatlatan ikinci unsur ise Barzani. Barzani ve PKK/PYD geleneði birbirinin tam zýddý iki hareket... Aralarýnda pan-Kürt liderlik konusunda ciddi bir rekabet var. Hatta PYD, Suriye’nin kuzeyinde Barzani yanlýlarýný ve diðer ýlýmlý Kürt gruplarý aðýr baský altýnda tutuyor. Türkiye söz konusu rekabette Barzani’nin yanýnda, ancak taraflarýn arasýna girmemeye büyük özen gösteriyor.
Türkiye için bir diðer önemli nokta ise PYD’nin Ýran ve Esad ile ittifak halinde oluþu. Barzani ve diðer Kürtler ise Ýran’a ve Suriye rejimine þüphe ile bakýyor.
Bu çerçevede Barzani’nin Diyarbakýr ziyareti Türkiye-Barzani ittifakýný perçinliyor ve PKK’ya “Kürtlerin tek temsilcisi sen deðilsin” mesajýný da veriyor.
***
Ýçeride ise Türkiye, çatýþmasýz geçen süreyi daha da uzatmak istiyor. Devlet bir yandan zaman kazanýyor, diðer taraftan ise Kürtlere “siz de bu ülkenin öz sahiplerisiniz” mesajýný veriyor. Barzani’nin Diyarbakýr ziyareti Çözüm Süreci’ne ‘hayat öpücüðü’ gibi de deðerlendirilebilir. Bu açýdan bakýldýðýnda Barzani gibi sembol bir ismin Diyarbakýr’a gelmesi, Baþbakan düzeyinde aðýrlanmasý, hatta Türkiye Cumhuriyeti Baþbakaný ile birlikte þölenlere katýlmasý tarihi bir adýmdýr... Bu ziyaretin Kürtler ve Kürtçü hareketler nezdindeki etkisi ise sanýlandan büyük olacaktýr.
Diðer taraftan satranç hamlelerini andýran bu hamlelerin Türkiye dýþýndan müdahalelere açýk olduðunu unutmamak gerekiyor. Çünkü terörün altyapýsý ve dýþ baðlantýlarý olduðu yerde duruyor... Bu cenahta yaþanacak bir hareketlenme barýþ giriþimlerine tamiri güç zararlar verebilir. Tüm bunlara ek olarak, Kürt siyasetindeki her hamlenin batýdaki etkisi de unutulmamak zorundadýr...