Irak’ýn kuzeyinde 25 Eylül’de düzenlenen referandumla ilgili geliþmeler her geçen gün yeni bir boyut kazanýyor. Referanduma tepki gösteren Ankara, Tahran ve Baðdat’ýn Barzani’ye referandum sonuçlarýný iptal ettirmek için uygulayacaðý -kýsmen- ortak strateji aþaðý yukarý oluþmuþa benziyor.
Bunu Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn dün gerçekleþen Ýran ziyareti öncesindeki açýklamasýndan anlýyoruz. Erdoðan Tahran ziyaretinin ardýndan yol haritasýnýn oluþacaðýný söylemiþti. Ýran’da Cumhurbaþkaný Ruhani ile ortak basýn açýklamasýnda Barzani’ye seslenerek “MOSSAD’la masaya oturarak verilen karar gayrýmeþrudur” dedi.
Bugüne kadarki açýklamalar ve yapýlan siyasi, askeri ve istihbari görüþmeler alt alta konulduðunda ortaya þöyle bir tablo çýkýyor. Ankara, Tahran ve Baðdat Kuzey Irak yönetimine karþý üç aþamalý bir planý hayata geçirecek. Bunun ekonomik, siyasi ve askeri boyutlarý olacaðýný tahmin etmek güç deðil.
Kamuoyu en çok Barzani’ye karþý alýnacak askeri tedbirleri merak ediyor. Habur sýnýr kapýsý civarýnda Mehmetçiðin gerçekleþtirdiði tatbikata Iraklý askerlerin de katýlmasý bu konudaki beklentileri yükseltti.
Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn “Bir gece ansýzýn gelebiliriz” sözleri ve Genelkurmay Baþkaný Hulusi Akar ile Ýran Genelkurmay Baþkaný Bakýri'nin karþýlýklý ziyaretleri beklentileri bir üst aþamaya taþýdý. Beklenti yüksek olsa da Türk, Ýran ve Irak silahlý kuvvetlerinin Barzani yönetimine karþý kapsamlý bir askeri operasyon düzenlemesi en azýndan ilk etapta çok gerçekçi görülmüyor.
Habur’da yapýlan tatbikatýn da iþaret ettiði gibi askeri bir operasyonun gümrük kapýlarýyla sýnýrlý kalacaðýný söylemek mümkün. Ankara kulislerine göre Irak ordusu peþmergenin elindeki gümrük kapýlarýnýn TSK tarafýndan alýnmasýný ve Baðdat’a devredilmesini istiyor. Þüphesiz merkezi Irak hükümetinin Türk askerini Irak topraklarýna davet etmesi Türkiye’nin elini rahatlatan bir durum. Buna raðmen Ankara’nýn böyle bir operasyona lojistik destek saðlamakla yetineceðini tahmin ediyorum. Peþmergenin elindeki gümrük kapýlarýnýn, hava sahasý kapatýldýðý için dünya ile iletiþimi kopma noktasýna gelen Kuzey Irak’ýn can damarý haline geldiðini de her halde vurgulamaya gerek yok.
Alýnabilecek askeri tedbirlerin bir boyutu da Kerkük’ün durumuyla ilgili. Farklý yazýlarda da belirttiðimiz gibi Barzani yönetimi Kerkük’ü de referandum kapsamýna alarak kýrmýzý çizgileri geri dönülmez bir þekilde aþmýþ oldu. Bu hamle nedeniyle bölgedeki tüm aktörlerin dikkati Kerkük üzerinde yoðunlaþtý. Daha önce Kerkük’e girmek isteyen Haþdi Þabi unsurlarý daha büyük bir krizin çýkmasýný istemeyen Ankara’nýn devreye girmesiyle engellenmiþti. Þimdi yine ayný unsurlar Peþmergenin Kerkük’ü terk etmesini istiyor. Referandumla Türkiye’yi adeta sýrtýndan hançerleyen Barzani yönetiminin bu kez Ankara’dan ayný koruyucu desteði almasý çok zor. Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn “Barzani tüm kazanýmlarýný kaybedebilir” vurgusu bu yüzden önemliydi. Kerkük’ün Barzani kontrolünde kalmasý artýk mümkün görünmüyor.
Kuzey Irak’a askeri tedbirler gündemdeki yerini korurken þu hususun da altýný mutlaka çizmek gerekiyor: Barzani yönetiminin çocuksu bir ýsrarla düzenlediði referandum özellikle Ankara-Tahran hattýnda askeri iþbirliðinin yolunu yeniden açtý. Terörle mücadele bu konjonktürde ýskalanmamalý. Kulislerde Ýran’ýn Kuzey Irak’taki PKK varlýðýna karþý “Bütün tekliflere açýk olduðu” söyleniyor. Ýki ülke 2010 yýlýnda PKK’ya karþý ortak operasyon yapmýþ, bu terör örgütüne aðýr bir darbe vurmuþtu. Bu iþbirliði yeniden hayata geçirilebilir. Ancak yeni dönemde terörle mücadelede iþbirliði Kuzey Irak’la sýnýrlý kalmamalý. Bu konsept Suriye’nin kuzeyini de kapsamalý. Ankara’nýn Suriye’deki operasyonlarýndan çekinen Þam yönetimini ikna etme görevi þüphesiz Tahran'a düþüyor.