Mustafa KARAALÝOÐLU
Mustafa KARAALÝOÐLU
Tüm Yazýlarý

Baþbakan, cemaat, dersane ve zor sorular

Dersane meselesinin mecrasýndan çýktýðýný, eðitim hariç her þey haline dönüþtüðünü izlemek keder verici. Sadece baþtan atýlan adýmlar deðil, dersane savunmasý adýna her gün bir baþka yanlýþ yapýlýyor, her gün bir düðme daha yanlýþ ilikleniyor. Büyük resim içinde ehemmiyeti sýnýrlý bir mesele giderek bütün havayý tatsýzlaþtýrýyor.

Nihayet, ölçme ve deðerlendirme sistemine yönelik bir adýmdan söz ediyoruz. Ne topyekün bir ülke meselesinden, ne de hükümetin kasten hizmet hareketine yönelik bir hamlesinden. Bütün tartýþmalar üzerinde kesin olan bir þey varsa budur.

Buna raðmen, savunmalarýn sadece hizmet hareketine düþmanlýk iddiasý üzerine oturtulmasý yanlýþ bir taktik olmanýn yaný sýra, bugünlerde çokça iþitilen “kardeþlik hukuku” açýsýndan da fevkalade yanlýþtýr. O yanlýþ büyüyerek devam ediyor. 

Son tahlilde hükümetin, özellikle de Baþbakan’ýn cemaate yönelik tavrýnýn ne olduðunu; ne kadar kayýrýcý, koruyucu ve kuþatýcý olduðunu biliyoruz. Detaya hacet yok, bunu teyit eden sayýsýz kritik vak’a yaþanmýþtýr.

Ýþin bu kýsmýnýn cemaatin önde gelen/gelmeyen isimlerinin malumu olduðu da bir sýr deðildir.

Dersane savunmalarýný izleyince; bütün bu geçmiþin yok sayýldýðýný görmek hayret vericidir.

Bütün bu sözleri, bu kampanyayý, bu saldýrýlarý hak etmeyen biri varsa o da her kritik olayda cemaate desteðini esirgemeyen Baþbakan’dýr. Üzerine gelen sert ve acýmasýz salvolara raðmen soðukkanlýlýkla yerini koruyor. Anlaþýlan o ki verdiði hassas mesajlarýn anlaþýlmasýný umuyor. Ýyi de yapýyor.

Peki...

Býrakýn Baþbakan’ý...

Topyekün Ýslami camiayý; mütedeyyin kitleleri, muhafazakar çoðunluðu hedef alan saygý sýnýrlarýný aþan tavra ne demeli?

Ne oldu da birdenbire öfkenin en kontrolsüzü ortalýða saçýldý? Onyýllardýr, cemaate þartsýz ve hesapsýz kardeþlik gösteren bu insanlara en aðýr ifadelerle saldýrmak neyin nesidir?

Bu ülkede bütün cemaatlerin zeminini oluþturan, hepsinden daha geniþ, hepsinden daha iddiasýz ama hepsinden daha çilekeþ milyonlar yaþýyor... Hizmet hareketine de, Ýsmailaða’ya da, Süleyman Efendi cemaatine de; þöhreti bu kadar büyük olmayan samimi bütün çalýþmalara da gönlünü açan milyonlar... Herkesin kursuna, okuluna, yurduna yardým eden; cami inþaatýna, fakire, fukaraya, Bosna’ya, Somali’ye koþturan; tabelaya bakmadan elinden geleni esirgemeyen sessiz ve büyük çoðunluk var. Onlar, derneklerden, vakýflardan ve cemaatlerden daha büyüktür.

Dersaneler, dersaneyi savunanlar için ne kadar önemliyse; yüreklerindeki karþýlýksýz sevgi de o insanlar için önemlidir. Þimdi o sevgi ve sempati vazosu kýrýlýyor.

Bunu fark etmemek, görmezden gelmek, yok saymak; bugünün kavgasý için bir kenara býrakmak haksýzlýktýr. Haksýzlýk bir yana, tarihsel bir anlam içerir ki hafýzalara hiçbir surette böyle bir buruk hatýrayý kazýmamak gerekir. En önemlisi de o insanlar neden bugün cemaatin yanýnda deðil, diye sormak da gerekir.

Dersanelere destek için laf söylemediler, tavýr koymadýlar, kalem oynatmadýlar diye o büyük çoðunluðu incitmek, hakarete varan saldýrýlara maruz býrakmak malum “kardeþlik hukuku”nun kitabýnda yazmaz.

Mesele tek taraflý deðil... Bilinsin ki onlarýn da gönlü kýrýlýyor, onlarýn da zihinlerinde sorular büyüyor, onlarýn da yüzü ekþiyor.

Bütün bunlarý hala anlayýþa, sükunete ve empatiye gidecek bir yol vardýr diye hatýrlatýyorum.

Bilmiyorum var mý?