Baþbakan deðiþimi þimdi anlaþýldý mý?

Pazar günkü olaðanüstü kongre, AK Parti’deki genel baþkan deðiþiminin iki açýdan izahý oldu. 

Birincisi, Cumhurbaþkaný Erdoðan, seçildiði günden beri Türkiye’nin yönetimi ile ilgili en önemli hususun altýný çizdi ama kendi partisi içindeki bazýlarýna bile anlatamadý. Hatýrlatayým; Sayýn Erdoðan 14 Aðustos 2015’te Rize’de þunu söyledi:

“Beyler, Türkiye 10 Aðustos 2014 tarihinde, milletin doðrudan cumhurbaþkanýný seçmesiyle yeni bir döneme girmiþtir. Artýk ülkede sembolik deðil, fiili gücü olan bir cumhurbaþkaný var. Þimdi yapýlmasý gereken bu fiili durumun, hukuki çerçevenin anayasal olarak kesinleþtirilmesidir.”

Erdoðan, bu gerçeði anlattý anlattý, kendisine en fazla destek çýkmasý gerekenler bile ipe un serdiler. Anlamazlýktan geldiler. Hatta 7 Haziran’dan sonra CHP ile koalisyonu, Erdoðan’ý Cumhurbaþkanlýðýnda tutsak etmek için fýrsat olarak gördüler. Baþkanlýk sistemini, Türkiye’nin gündeminden çýkarma hesabý yaptýlar. Olmayýnca, AK Parti’nin 1 Kasým seçim baþarýsýna sahiplenmeye kalktýlar.

Erdoðan da; “Öyle mi? Anlamak istemiyor musunuz? O zaman anlayacaðýnýz dilden anlatayým” dedi. Davutoðlu-Yýldýrým deðiþimi iþte budur... Ýpe un sermeye kalkanlar, yerini Baþkanlýk sistemine yürekten sahip çýkanlara býraktýlar.

Ýkincisi, Erdoðan’ýn AK Parti üzerindeki liderlik etkisini/gücünü azaltma, törpüleme ve kýrmaya teþebbüs ettiler. Parti kurucularýndan bazýlarý, Erdoðan’ý hedefe koydular. Washington ve Brüksel’e “Erdoðan’ý bitirin, yerine bizi getirin, o gitsin biz gelelim, Türkiye tam istediðiniz gibi olur” mesajlarý verdiler. Gülen medyasý ile Doðan medyasý bu algý operasyonunda yine görev aldý. Ýki medya grubu da zaten Gezi olaylarýndan beri “Erdoðan gitsin, AK Parti kalsýn” planýnýn parçasýydýlar. 7 Haziran’dan sonra Zaman gazetesi açýktan HDP’li restorasyon hükümeti isterken, Hürriyet’te Ahmet Hakan, 13 Haziran 2015’te þunu yazdý: “Bir ihtimal daha var. HDP ile MHP’nin dýþarýdan destek verdiði bir CHP azýnlýk hükümeti... Kýsa süreli... Restorasyona dönük... 17/25 Aralýk’ý yeni
den yargýlama konusu yapacak, tahribatý giderecek bir hükümet...”

Amaç, aslýnda Erdoðan’ýn AK Parti liderliðini bitirmekti. Sayýn Davutoðlu önceki gün kongrede yaptýðý konuþmada Sayýn Erdoðan için “liderimiz” dememeye özen gösterdi. Öyle iðnelemeler yaptý ki, neden genel baþkanlýktan gittiðini de izah etmiþ oldu. Sayýn Binali Yýldýrým ise konuþmasýna, “Erdoðan liderimiz, yolu yolumuz, davasý davamýz” diyerek yeni dönemin adýný koydu...

Erdoðan’ýn liderliði ile oynamaya kalkanlar, AK Parti kongresinde, siyasi hayatýmýzda parti ve lideri konusunda görülmemiþ baðlýlýðýn, birlikteliðin ilanýný saðladýlar... Sayýn Davutoðlu, 1 Kasým’daki seçim baþarýsýnda kendi payýný hatýrlatýrken, Erdoðan’ý ýskalamaya kalkmayacaktý. Vefa, o baþarýnýn mimarý olarak Erdoðan’ý selamlamayý gerektiriyordu. Kongre delegelerinin 1405 oyla Yýldýrým’ý genel baþkan seçmelerini iyi anlamalý...

Kimisi delegenin bu görülmemiþ kenetlenmesi ile alay etmeye kalkýyor. Utanmadan “koyun sürüsü” diye hakarete yelteniyorlar. Biliyoruz birilerinin cephesinde öfke, kýzgýnlýk ve periþanlýk yaþanýyor. Ama neden bir lidere baðlýlýkta, böylesine bir vefayý, sevgiyi ve baðlýlýðý anlamaya çalýþmýyorsunuz?   

Belli oldu ki, AK Parti’nin bütünlüðü ve seçilmiþ Cumhurbaþkaný ile AK Parti’nin baðlarý, ciddi bir tehlike atlatmýþ. Ýçeriden destekli bir küresel operasyon daha bertaraf edilmiþ.

Hem AK Parti yönetimi, hem de hükümet, yeni dönemin sorumluluðunu taþýyacaklarla tahkim ediliyor...