Bize mütemadiyen “Avrupa deðerleri” dersi veren ve bu harikulade “birlik”le yaþadýðýmýz problemi mevcut yönetime (daha doðrusu Cumhurbaþkaný Erdoðan’a) fatura eden arkadaþlar bir taraftan bizatihi “Atatürkçülük” demek olan Avrupa deðerleri üzerinden Erdoðan’ý pataklýyorlar (Erdoðan hamaset yapýyormuþ), diðer taraftan “Atatürkçü mü oldunuz?” diyerek, Ýslamcý Erdoðan’a karþý “Ýslamcýlýk” pazarlýyorlar.
Duruma göre Ýslamcý...
Duruma göre AB’ci, Batýcý, seküler, serbest piyasacý, þucu bucu...
Bir dönemi böyle geçirdiler.
Þimdi yeniden “Ýslamcý” reflekslere döndüler.
Erdoðan’ýn Kudüs hamlesini “yetersiz” buluyorlar.
Daha etkin ve sonuç alýcý hamlelere yönelmeliymiþ.
Ne yapmalýymýþ?
Ýsrail’e savaþ mý açmalýymýþ? Kudüs’e ordular mý göndermeliymiþ?
Bunun cevabý yok.
Söyledikleri tek þey þu: “Geç kalýndý.”
Neredeyse bütün yayýnlarýnda “Erken davranýlsaydý ABD bu iþe cesaret edemezdi” demeye getiren yorumlar yapýyorlar ve ABD’yi durduracak yegâne formülün “erken diplomasi” olduðunu söylüyorlar.
Bunu yapacak tek isim varmýþ...
Kimmiþ?
Doðrudan söylemiyorlar, lafý dolandýrarak, bizden bazý çýkarsamalar yapmamýzý bekliyorlar.
Kudüs konusunda Trump’ýn böyle bir karar alacaðý daha baþtan belliymiþ. Bu iþ daha düþünce safahatýndayken Türkiye devreye girip Trump’ýn zihnini çelmeli, Amerika’yý bu tehlikeli oyundan vazgeçirmeliymiþ.
Buna “önleyici diplomasi” adý veriliyormuþ.
Peki, bu diplomasiyi kim uygulayacaktý?
Bu da soru mu?
Kim olacak, elbette diplomasinin þahý Ahmet Davutoðlu...
Ýlaveten, Davutoðlu’nun Kudüs konulu söylev ve demeçlerinden örnekler vererek, bu iþin nasýl olacaðýný/olmasý gerektiðini anlatýyorlar.
Hemen aklýmýza Erdoðan takýntýlý eski Baþbakan Baþdanýþmanýnýn yazýlarý geliyor: “Mayýs ayýnda Baþbakan deðiþmeseydi kredi notumuz düþmezdi. Mayýs ayýnda Baþbakan deðiþmeseydi dolar yükselmezdi... Mayýs ayýnda Baþbakan deðiþmeseydi 15 Temmuz olmazdý.”
Demek ki Mayýs ayýnda Baþbakan deðiþmeseydi, ABD Kudüs kararýný alamayacaktý, buna cesaret edemeyecekti!
Bu mu?
Doðrudur, böyle bir þey oldu. Mayýs 2016’da Baþbakan deðiþti.
Daha doðrusu, dönemin Baþbakaný, gördüðü lüzum üzerine görevinden istifa etti.
Bitti...
Böylece bir dönem kapandý.
Gelgelelim, bazý arkadaþlar hâlâ o travmadan çýkamadý.
Neredeyse bütün yayýnlarýnda ve tutum alýþlarýnda, o deðiþiklikten kaynaklanan travmatik, yaralý, sinik bir muhalefet dili egemen...
Bu “dil”den kurtulamadýklarý için, “yeni kötü”nün karþýsýna mütemadiyen “eski iyi”yi çýkarýyorlar ve gerçekten çok ayýp ediyorlar.
Bana sorarsanýz, kalsaydý kuþ konduracaðýný söyledikleri Davutoðlu’na kötülük ediyorlar.
Siyasetin ve medyanýn gizli Trump’çýlarý kim?
Bilmek istiyorum...
Trump’ýn kötülükleri üzerinden mütemadiyen Erdoðan’a laf gönderen, Trump eleþtirilerinin AK Parti’de alýnganlýk yaratacaðýný düþünen arkadaþlara sesleniyorum:
Kim bu gizli Trump’çýlar?
Karnýnýzdan konuþmayýn, dosdoðru söyleyin!
Hangi eleþtirilerinize alýnganlýk gösterdiler?
Kime hangi itirazý yönelttiler?
Dahasý, “küreselciler” ve “Soros” denildiðinde, siz neden buradan “Trump savunusu” çýkarýyorsunuz?