Cuma akþamý Numan Kurtulmuþ ile ekonomi aðýrlýklý konularý konuþtuðumuz bir “Sansürsüz Özel” programý gerçekleþtirdik. Kurtulmuþ’un ekonomi konusundaki görüþlerini geçmiþte kamuoyundan takip ettiðim için bilmeme raðmen, program sýrasýnda konu konuyu açýnca hakkýnda daha derin bilgiye sahip oldum ve açýk söyleyeyim; ekonomi algýlamasý ve deðerlendirmesi bu þekilde olan bir politikacýnýn daha doðrusu bir akademisyenin, AK PARTÝ EKONOMÝDEN SORUMLU GENEL BAÞKAN YARDIMCISI koltuðunda neden oturduðunu çok daha iyi anlarken, bir vatandaþ olarak da fazlasýyla mutlu oldum... Daha da açýk yazayým; “Baþbakan neden bu adýmý attý” diyenlerin “detayý ýskaladýðýný, göremediðini” anlarken, atýlan adýmýn derinliðini þimdi çok daha iyi idrak ettim... Türkiye, 2003 sonrasý baþladýðý “ekonomide milli dinamiklerin temel olduðu” kalkýnma modelini 2023’e taþýyacaksa, Kurtulmuþ bu koltuða oturacak en iyi isim...
Sevgili dostlar, Türkiye’nin 2001 krizine sürüklenirken düþtüðü tuzakta birkaç ana baþlýk var; 1- Finansal gelir-gider dengesi ve gereksiz yere aþýrý borçlanarak paranýn 5 bin kiþiye transfer edilmesi, 2- Olmayan bir Avrupa Birliði üyelik süreci ile kendini bulamamasý, 3- IMF ve içerideki iþbirlikçilerin sistemden ayýklanarak yapýnýn arýndýrýlmasý...
Bu baþlýklar 1850 sonrasý Osmanlý’yý ve 1946 sonrasý ve özellikle 1991-2003 döneminde Türkiye’yi YOK EDEN-KENDÝNÝ BULMASINA engel olan dinamikler... Konuya bu açýdan bakýnca Kurtulmuþ’un ortaya koyduðu KALKINMA ve ARINDIRMA planýnýn önemi ve uygulanmasýnýn gereði net olarak ortaya çýkýyor...
Bu noktada o akþam konuþtuklarýmýzdan da yola çýkarak baþlýklarý da paylaþmak istiyorum:
1- Türkiye, AB’nin “terbiye etme-ödev verme odasýnda” bekleyemeyecek kadar önemli ve BÜYÜK, CÝHANÞUMUL bir DEVLET ve bunu idrak ederek AVRUPA yalanýnýn durdurulmasý dahil her türlü adýmý atmalý!
2- Avrupa ile iliþki ancak ve ancak AB Türkiye’nin “Türk-Müslüman coðrafyasýnýn ÖNCÜ KUVVETÝ” olduðunu idrak ve kabul etmesiyle saðlýklý bir noktaya gelebilir ve devam edebilir.
3- Türkiye, IMF’yi kovduðu andan itibaren ayaða kalkmýþ, nefes almaya baþlamýþ bir ülke ve içerideki yerleþikler ne kadar bastýrýrsa bastýrsýn, bu yola bir daha asla geri dönmemeli!
4- Türkiye “faiz belasýndan” kesinlikle “sýfýr” noktasýna çekecek kadar basiretli bir savaþ sonunda kurtulmalý ve Merkez Bankasý dahil hangi kurum, kiþi bastýrýrsa bastýrsýn GEREÐÝ yapýlmalý.
5- Türkiye’de siyasi kavga gibi görünen “büyük dalgalanmalarýn” altýnda RANT KAVGASININ da büyük payý vardýr ve ayný oyun kurgusu yeniden sahneye konmasýn diye “YERLEÞÝK YAPI” özellikle “FÝNANSAL ERGENEKON” mutlaka yok edilmeli. Türkiye’nin 1980-2003 arasýndaki varlýklarý 13 bin aile ve net olarak 5 bin gerçek-tüzel kiþi tarafýndan emilmiþ.
6- Þirketlerimizdeki ana kar 2008’e kadar neredeyse tamamen “faaliyet dýþý kar” yani FAÝZ getirisinden gelmekte olup, AR-GE yatýrým gibi konularý dýþarýda býrakan ve hala “sanayici-iþadamýyýz” diyen tiplere karþý önlem alýnmalý. 1950’lerde Japonya, 1980’lerin baþýna kadar Kore, Türkiye ile ayný “ekonomik deðerlere” ve marka birikimine sahip olmasýna raðmen, bugün bu ülkelerin dünya genelinde yüz milyarlarca dolar ciro yapan markalarý var. Bizde ise “montaj” ana “yapý” olarak hala devam etmekte ve Devlet-Halk kandýrýlmakta.
7- Bir ülkede vergi rekortmeni olan 10 þirketten 8’i banka ise orada ciddi bir “sorun” vardýr ve Türkiye’de maalesef durum böyle. Üretmeyen, faiz üzerine kurulu bir sistem üzerinde “yükselen” bir ülke olamaz.
8- Özelleþtirmeler BLOK SATIÞ deðil HALK’a ARZ þeklinde olmalý, halkýn birikimlerinin kamu deðerlerine ortak olmasý saðlanmalý.
9- Türkiye kendi ekonomik modelini geliþtirmeli, bu yolda gereken adýmlarý atmalý ve BATI HAYRANI-BATI’dan BORÇLANMA-Küresel ÞÝRKETLER’e satýþ gibi “ana ekonomik dinamiði” bozan giriþimler kesinlikle “sýfýr” noktasýna çekilmeli.
Sevgili dostlar, Kurtulmuþ ile konuþtuðumuz konu baþlýklarý bunlar. Eksik býraktýðým mutlaka olmuþtur, geneli aktardým ve gerisini sizin sentez dinamiðinize býraktým...
Sonuç: “Baþbakan Erdoðan neden bu adýmý attý” diyenlere þunu söylemek istiyorum; Baþbakan kafasýndaki makro bir plan üzerinde ilerliyor ve attýðý her adýmýn bir sebebi var. Büyük, güçlü, tam baðýmsýz, ekonomik olarak ilk 10’a girmiþ, CÝHANÞUMUL bir 2023 Türkiye’si hedefliyor ve adýmlarýný analiz ettiðimizde bunu çok daha net idrak ediyoruz...
Son söz: AK PARTÝ EKONOMÝ’den sorumlu GENEL BAÞKAN YARDIMCISI koltuðunda Kurtulmuþ’un oturmasý çok önemli bir adým ve gelecek Türkiye modeli ve GENELÝN YÖNETÝMÝ “ekonomik çok hýzlý kalkýnma” dinamiði üzerinde yükselecek... Her adýmýn bir sebebi var, geneli görmeye çalýþalým...