Baþbakan’ýn baþka seçeneði yok

Cumhuriyet tarihinde Çankaya seçimleri her zaman olaðanüstü þartlarda yaþanmýþ, öncesi ve sonrasýnda bir dizi komplo senaryosu tedavüle sokulmuþtur.

Yine böyle bir kavþaktayýz.

Bu kez süreç çok daha “canlý” ve “kanlý” geçecek gibi gözüküyor. Bunun iki önemli nedeni var: 1-Ýlk kez Cumhurbaþkanýnýn halk tarafýndan seçilecek olmasý, 2-Baþbakan Erdoðan’ýn aday olma ihtimali.

Ýki gerekçe de hem “karþý cephe” hem “uluslar arasý güç odaklarý” bakýmýndan büyük “risk” taþýyor.

Çankaya’nýn yeni sahibinin halkýn tercihiyle belirlenecek olmasýnýn parlamenter sistemin sonunu hazýrlayacaðý ve baþkanlýk sistemine kapý aralayacaðý düþüncesi, 2015’de baþbakanlýðý býrakacaðýný açýklayan Erdoðan’ýn Cumhurbaþkaný seçilmesi halinde içeride ve dýþarýda “oyun kurucu” olarak varlýðýný sürdürecek olmasý, hazýmsýzlýðýn en önemli nedenleri arasýnda sýralanabilir.

Dolayýsýyla Cumhurbaþkanlýðý seçiminin iç siyasi hesaplara baðlý formülasyonu tek baþýna açýklayýcý deðildir. Türkiye üzerinde hesabý olan veya Türkiye’ye farklý roller biçen tüm uluslararasý aktörler bu seçimin parçasýdýr.

Tehlikeli hesaplar

2 yýllýk süre içinde denklemdeki bilinme-yen sayýsýný arttýrmak, maratonun sonuna doð-ru denklemi biri lehine çözümlemek ya da aleyhine düðümlemek için akla hayale gelmeyecek oyunlar kurgulanýrsa, herhalde hiç birimiz için sürpriz olmaz.

Bunun içinde kanlý eylemler olabilir, kurumlar ve gruplar arasý savaþ týrmandýrýlabilir, meclis atraksiyonlarý hýzlandýrýlabilir.

Hatta daha fazlasý...

Kiþisel kanaatim; AK Parti açýsýndan süreci en fazla dramatik hale getirebilecek iki kritik geliþme Cemaat ve Abdullah Gül iliþkisinde biçimlenir.

AK Parti’nin 10 yýllýk iktidar süresi boyunca bu iliþkileri dinamitlemek isteyenler baþaramadý. Cemaat mensuplarýnýn hatýrý sayýlýr kýsmý AK Parti tabanýnýn en dinamik unsuru oldu. Gül ve Erdoðan’ýn arasýna hiç kimse giremedi.

Bir baþbakanlýðý, diðeri cumhurbaþkanlýðý hiç tereddüt etmeden “kardeþlik” duygusuyla birbirine emanet etti.

2003 yýlý baþýnda Erdoðan’a baþbakanlýk yolunu açanlarýn hesabý, iki kardeþ arasýnda çýkmasý arzulanan kavga ihtimaliydi!

Olmadý...

AK Parti ve cemaat arasýndaki kavga hesabý üzerinden üretilen senaryolar da karþýlýk bulmadý, aksine güçlendirdi.

Kardeþlik hukuku

Son dönemdeki geliþmelerden anlýyoruz ki, darbe senaryolarýyla Türkiye’yi formatlayamayan, kavga planlarýndan yeni iktidar üretemeyenler, özellikle Baþbakan/Cumhurbaþkaný, Erdoðan/Hocaefendi eksenindeki tartýþmalara umut baðlamýþlar.

Bu kez baþarýrlar mý?

Bana pek ihtimal dahilinde gözükmüyor. Gül ve Erdoðan arasýnda öyle derin bir hukuk var ki, klasik siyaset teorileriyle izaha çalýþmak daha önce olduðu gibi bizi yanýltabilir. Çünkü iliþkileri, ikbal beklentisiyle deðil kardeþlik duygusuyla örülüdür.

Ayný þekilde cemaatle iliþkiler de öyle.

Baþbakan’ýn Hocaefendiye yaptýðý “gurbete son ver” çaðrýsý güçlü gönül baðýnýn tezahürüdür. Kimi zaman gönül kýrgýnlýklarý yaþansa da güçlü baðýn varlýðý hala canlý ve diridir.

Ama bu gönül köprülerine daha önce dýþarýdan yapýlan saldýrýlara þimdi içeriden ve kenardan saldýrýlarýn eklemlendiðini görmek gerekir. Hatta kýsmen baþardýklarý söylenebilir.

Bunun anlamý açýk; baðýþýklýk sistemi güçlendirilmeli ve bu baðlamda iliþkiler güncellenmelidir.

Baþarýldýðýnda karanlýk odaklarýn sinsi planlarý fantezi olarak hafýzalarda yer alýr, ötesi hiç olmaz.

Cumhurbaþkaný ve baþbakanýn, kimi AK Partili yöneticiler ve bazý yazarlarýn aksine Anayasa Mahkemesi’nin kararýyla ilgili yaptýklarý “saðduyulu” yorumlar, zirvede meselenin algýlanýþ biçiminin farklý olduðunu gösteriyor.

Doðrusu da budur.

Ýnanýyorum ki vakti geldiðinde Gül ve Erdoðan buluþur, Çankaya için kararlarýný “ortaklaþa” verirler. Zirvedeki mutabakat, AK Parti açýsýndan kesinlikle problem oluþturmaz.

Tek seçenek

Nasýl bir karar çýkar, kestirmek güç. Cumhurbaþkaný yeniden aday olabilir, aktif siyasete dönebilir, köþesine çekilebilir, uluslar arasý bir göreve talip olabilir. Biraz spor yorumcularýnýn üç sonuçlu maç tahmini gibi oldu ama sürecin Gül açýsýndan ucu açýk olduðunu ifade etmek istedim.

2015’de baþbakanlýðý býrakacaðýný açýklayan Erdoðan için 2014’de yapýlacak Cumhurbaþkanlýðý seçiminde durum farklý. “Durmak yok yola devam” felsefesinde ýsrar varsa, istese de istemese de Çankaya adaylýðý dýþýnda hiçbir seçeneðinin olmadýðý kanaatindeyim.

“Torun seveceðim artýk”diyerek kenara çekilmek ister mi veya bir sivil toplum kuruluþunun baþýna geçer mi, bana hiç gerçekçi gelmiyor.

Belki de biz yanýlýyoruz.

En iyisi büyük sözü dinleyip 2014’ü beklemek...