Başbakanın HDP ziyaretine itirazım var!

Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun, yeni Anayasa, bütçe, reformlar ve iç tüzük konularında fikir alışverişinde bulunmak üzere TBMM’de grubu bulunan muhalefet partilerinin liderleriyle bir araya geleceği açıklandı.

Başbakanlık Basın Müşavirliği’nden yapılan açıklamaya göre, Başbakan Davutoğlu, 30 Aralık Çarşamba saat 13.00’te CHP, 16.00’da HDP genel başkanlarıyla, 4 Ocak Pazartesi saat 14.00’te de MHP Genel Başkanı ile görüşecek.

Meclis’te 319 sandalyeye sahip güçlü bir iktidar partisinin muhalefet ile görüşmesi son derece isabetli ve demokratik mesaj içeren bir adımdır.

Kutlarım.

***

Çoğunluk kibrine kapılmadan atılan bu adımın Meclis’te temsil edilmeyen partilerle devam etmesi sayısı az da olsa o partilere oy veren seçmene saygı açısından da isabetli olacaktır.

Aslında iktidar partisinin anayasa meselesi dışında muhalefetin desteğine de anlayışına da ihtiyacı yok. Ama iktidar partisi diğer partilere oy veren seçmenin de hükümetidir. Dolayısıyla onların temsilcileriyle önceden yapılacak görüşme hem iktidarın düşünemediği noktaları öğrenme açısından hem de sosyal barış açısından fevkalade isabetli bir adımdır.

Hocadan herkese mükemmel bir demokrasi dersidir.

Fakat bir itirazım var.

***

Başbakan karar verme yetkisi kendi elinde olan, kendi iradesiyle karar verebilecek olan partilerle görüşmeli, kendisi karar veremeyen bir yerlerden işaret bekleyen partilerle görüşmemelidir.

Bu bağlamda CHP lideri ile görüşmesini doğal karşılarım. Çünkü nihayetinde en fazla partisinin yetkili organlarına danışacak müsbet ya da menfi karar verecektir. Ama kararı kendisi verecektir.

Aynı şekilde MHP lideri ile de görüşmesini doğal karşılarım. Parti içi muhalefet MHP liderinin ortak aklı işletmediğini iddia etse de nihayetinde MHP lideri şahsi kararı da olsa kararı kendisi verecektir.

***

HDP lideri/eşbaşkanı konusunda aynı kanaatte değilim. Ne kendisi ne de yetkili organlarının kendi iradeleriyle karar vereceklerini düşünmüyorum.

7 Haziran seçimleri sonrasında emanet oylar konusunda yaptıkları açıklamadan dağdan gelen ikaz üzerine nasıl çark ettiklerini hepimiz biliyoruz.

HDP’nin kendi başına karar almayı bir kenara bırakın lider konumundaki kişilerin kendi şahsi fikirlerini bile söyleme hürriyetine sahip olmadıklarını düşünüyorum.

***

Ben HDP’nin kendi iradesiyle siyaset yapması, şiddete karşı durması şartıyla mecliste temsilinden yanayım. Ama hem irade sahibi değil hem de şiddeti savunmak gibi kabulü gayr-i kâbil olan bir ucube gibi duruyor karşımızda.

Belki hukuken hâlâ meşru bir parti pozisyonunda ama siyaseten meşruiyetini bence çoktan tartışmalı hale getirmiş bir örgüttür HDP.

Şu özyönetim adı altında fiilen kalkışma halinde olan terörist yapılanmalara verdiği açık kurumsal destek, terörle mücadele eden başta cumhurbaşkanı ve başbakan olmak üzere bütün yetkililere karşı yönelttiği hakaret, hele de şu ortamda Moskova ziyareti ve orada kendi devletini eleştirmesi bu partinin siyasi meşruiyetini tartışmalı hale getirmiştir.

***

Başbakanın bu örgüt lideri/eşbaşkanı ile görüşmesi bu siyasi mevtaya hayat vermekten ve meşruiyet kazandırmaktan başka bir işe yaramayacaktır.

Adamlar siyaset yapmıyorlar ki, fiilen ve resmen ve de kurumsal olarak terörü destekliyor ve kendi devletlerine saldırıyorlar.

Şu anda seçmen tabanını da kaybeden bu örgüte başbakan ziyareti hayat bûsesi demektir.

Teröre destek veren bir örgütün ayağına artık gidilmemelidir!

Bunu hak etmiyorlar!

İlla da gidilmesi gerekiyorsa, kendilerine çeki düzen verip hükümetin ayağına onlar gitmelidirler!