Konuyu detaylý þekilde açmadan bir tespit yapmak istiyorum; Türkiye’nin 1938-2003 arasýnda yaþadýðý bütün sorunlarýn temelinde tek bir gerçek var; “güçsüz hükümetler, kudretsiz Baþbakanlar ve en önemlisi karþýlarýnda GÜÇLÜ BÝR YERLEÞÝK DÜZEN”!
Sevgili dostlar, BAÞKANLIK baþlýðýna bu tespit eþliðinde bakýnca “Baþkanlýk ne getirecek” diye sorup, konuyu önemsizleþtirmeye çalýþanlara vereceðimiz ilk cevap çok açýk; seçilen kim olursa olsun, % 50’nin üzerinde baþa gelecek ve sadece Türk Halkýna karþý sorumlu olacak... Daha açýk yazayým; YERLEÞÝK DÜZEN’in özellikle 2003 yýlýna kadar karþýsýnda bulmaya alýþtýðý “güçsüz hükümetler” modeli tam olarak çökecek! Bir not düþelim: Bugün sistem “mükemmel olma noktasýna uzak” fakat Baþbakan Erdoðan aldýðý oy ve kiþisel özellikleri ile sistemin eksiklerini kapatýyor...
Sonuç 1: “Seçilen”, halkýn yarýsýndan fazlasýnýn doðrudan desteðini alacak ve YERLEÞÝK YAPI ne kadar güçlü olursa olsun, BAÞKAN, bu YAPI’dan her zaman DAHA GÜÇLÜ olacak! Bu noktada geçmiþe dönün bakýn; ortalama ömrü 1.5 yýl olan hükümetler ve güçsüz koalisyonlarýn kudretsiz Baþbakanlarýna hükmeden GÜÇLÜ YERLEÞÝK DÜZEN!
Sonuç 2: 10 yýllýk emek ve mücadele ile gelinen noktada bugün YERLEÞÝK DÜZEN’e karþý Türk Halkýnýn 1930’lardan itibaren “kaptýrdýklarý” geri alýnmaya baþlandý. Þimdi bu süreci hýzlandýrmak ve halký bu ülkenin TEK SAHÝBÝ kýlmak için atýlmasý gereken en önemli adým; Baþkanlýk Sistemi...
Sonuç 3: Ekonomide öngörülebilir bir büyüme ve uzun vadeli sürdürülebilir kalkýnma-istikrar için Türkiye’nin atacaðý en önemli adým yine BAÞKANLIK SÝSTEMÝ! Güçlü bir sistem garantisi olan ekonomilerde büyüme çok daha hýzlý olacaktýr!
Sonuç 4: Türkiye’nin BÜYÜKLÜÐÜ-BÜTÜNLÜÐÜ açýsýndan da bakýnca tek net çýkýþ; Baþkanlýk Sistemi... Eyalet, bölünme ve daha birçok yalan propaganda, bu geçiþin-kurtuluþun yolunu kesmek için yaratýlan “sanal engel ve kara propaganda”!
Sonuç 5: Cumhuriyet kurulduktan sonra özellikle 1938-1946 döneminde düþürüldüðümüz “kontrol edilebilir” olma tuzaðýndan 2003 sonrasý kurtulmaya ve özellikle “küresel finansal prangalarý” kýrmaya baþladýk. Bu kurtuluþ ve ESKÝ BÝRLEÞÝK BÜYÜK BÜTÜN’e dönüþ, 2008 sonrasýnda özellikle IMF’nin Türkiye’den kovulmasýyla hýzlandý ve dünya genelinde ortaya çýkan YENÝ DÜNYA DENKLEMÝ içinde Türkiye, “en önemli bileþenlerden” biri olma yoluna girdi... Bu yürüyüþün, ekonomik, sosyal ve en önemlisi geçmiþimizle kucaklaþtýðýmýz, coðrafyamýzýn genleþtiði adýmlarý var. Bu adýmlar atýlýrken Türkiye YENÝ DENKLEM içinde, çevresinde oluþan yeni coðrafi dengenin de MERKEZ’i olmaya doðru ilerliyor... BU MERKEZ’in varolan sistem ile yönetilmesi artýk kolay deðil. Bu gerçeði dikkate alýnca BAÞKANLIK kaçýnýlmaz!
Son söz: Baþbakan Erdoðan “aldýðý oy oraný” ve güçlü karakteri ile “sistemin eksiklerini kapatýyor” ve YERLEÞÝK DÜZEN’e karþý “DÝK durabiliyor, Türkiye’ye ve Türk Halkýna zaman kazandýrýyor. Fakat bu güç “SÝSTEM en üst noktasýna geldi” anlamýný taþýmýyor. Kiþisel çaba ile kapatýlan fark, YAPI “bir üst kademeye” çekerek mutlaka sistemsel olarak kapatýlmalý ve Türkiye’nin 100 yýllýk sentezi “Baþkanlýk” ile ortaya konmalý!