Baþkanlýk için Davutoðlu gerekçeleri

Davutoðlu’nun kaleminden “Yeni Türkiye sözleþmesi.” Muhalefete üzerinde uzlaþma çaðrýsý, deðilse yeni sözleþme önerisi ile gelme talebi. 

“Yeni bir medeniyet çaðrýsýnýn öncüsü olacak bir Türkiye inþasý.”

“Hem milletimize hem insanlýða çýðýr açma” vizyonu.

100 madde.

Ayrýca 350 sayfalýk “Daima Adalet Daima Kalkýnma” baþlýklý “odaðýna insan onurunu alan” seçim beyannamesi. Davutoðlu’nun diliyle “Bir inþa beyannamesi.”

“Türkiye’nin önümüzdeki çeyrek asýrlýk geleceðini belirleyecek” gözüyle bakýlan 7 Haziran seçimleri. “Yeniden büyük devlet olma” hedefi. Þu an farkýnda olunmasa bile “Tarih yazmaya soyunma.”

“Bütün askerleri gibi beyaz kefenini giymiþ bir Alpaslan rolünde. Ak Parti davasýnýn bir neferi.”

“Davutoðlu’na özgü” diyebileceðimiz bir muhteva içinde “Selam olsun”larla baþlayan, üç dönemlikleri ayakta alkýþlatan ve “Var mýsýnýz?”larla “Ak Genç”liði, seçime motive eden bir sunumla, siyaset gündemine konulan Yeni Türkiye Sözleþmesi“Yeni Meclis’in ilk iþi yeni anayasayý yapmaktýr” diyen Davutoðlu’ndan yeni anayasa için bir çerçeve çalýþmasý.

Kuþkusuz beklenen, “Baþkanlýk sistemi”ne iliþkin bizzat kendisinin yazdýðý paragraflarýn muhtevasý. Davutoðlu’nun Baþkanlýk sistemi için gerekçeleri þunlar:

“- Darbe dönemlerinde milli iradeyle iþ baþýna gelen hükümetleri sýnýrlamak için yapýlan müdahaleler sonucu, parlamenter sistem zayýflatýlmýþ, cumhurbaþkanlýðý makamýyla, baþbakanlýk makamý arasýnda 2001 krizine yol açan krizler yaþanmýþtýr.

- 2007 yýlýnda yapýlan anayasa reformunun ilk uygulamasý olarak, cumhurbaþkanýnýn halk tarafýndan seçilmesiyle birlikte yetki karmaþasý daha da derinleþmiþtir.

- Yetki karmaþasýnýn giderilmesi ve hesap verilebilirliðin tesisi için idari yapýnýn baþkanlýk sistemi yönünde yeniden yapýlandýrýlmasýný gerekli görmekteyiz.”

Davutoðlu þunu da not ediyor:

“Baþkanlýk sistemini, anayasal çerçevede yasama ve yürütmenin etkin olduðu, demokratik kontrol mekanizmalarýnýn öngörüldüðü bir yönetim modeli olarak tasavvur ediyoruz. Yürütme erki de yasama ve yargý erki gibi anayasal denetime açýk olacaktýr. Güçler ayrýlýðý ilkesine dayanan anayasal ilkemizde, denetlenmeyen hiçbir güç kalmayacaktýr.”

Yeni Türkiye sözleþmesinde baþka çerçeve ifadeler de var kuþkusuz. Mesela Anayasa’da yer alan “Hakimiyet kayýtsýz þartsýz milletindir” hükmünü sýnýrlayan “kurumlar üzerinden kullanýlma” rezervini devre dýþý býrakan bir cümle:

“Devlet mekanizmalarý toplum üzerinde egemenlik kurma araçlarý deðildir. Amir olan millettir, memur olan devlettir.”

Sonra bekleneceði gibi yargý baðýmsýzlýðý vurgusu, ama 28 Þubat yargýsý ve 17-25 Aralýk darbe giriþimleri ile güncellenen özel notlarla:

“Demokratik hukuk devleti ilkeleri çerçevesinde yargý baðýmsýzlýðý esastýr. Bu baðýmsýzlýk, kendi içinde oluþabilecek örgütlenmelere karþý korunacak. Yani yargýçlar iktidarý benzeri oluþumlarýn önüne geçilecektir.”

Sonra sivil ve askeri bürokrasiyi demokratik iktidarýn emrine veren ve paralel örgütlenmelere kapýyý kapayan bir hassasiyet:

“Sivil ve askeri bürokrasi, ehliyet ve liyakat esaslarýyla, çaðdaþ bürokrasinin kurallarýyla yapýlandýrýlýrlar. Hesap verme makamýnda bulunan ve milli iradeyle göreve gelmiþ sivil otoriteye tabiidirler. Bürokrasi hiçbir gerekçeyle yatay ya da paralel örgütlenmelere izin verilmez.”

Ve þöyle bir özgüven bildirimi ile son buluyor sözleþme metni:

“Türkiye zengin kültürel birikimi, güçlü ekonomisi, insan odaklý siyaset anlayýþý, saðlam sosyal dokusu, etkin dýþ politikasýyla insanlýk aleminin onurlu bir üyesi ve küresel düzenin yükselen bir gücüdür. Bu yeni Türkiye sözleþmesiyle geleceðe taþýnacaktýr.”

Ardýndan da þu çaðrý geliyor:

“Vatandaþlara, rakibimiz olan siyasi partilere, STK’lara, Türkiye’nin entelektüel camiasýna aydýnlara yönelik olarak 2023’e giderken yeni Türkiye sözleþmesini onlara takdim ediyorum. Ya bu sözleþmeyle ilgili kanaatlerinizi bildirin, ya da kendi sözleþmenizi çýkarýn. Ta ki 77 milyona hitap eden ortak bir metinde anlaþalým.”

Çaðrý bu, bakalým nasýl bir karþýlýk görecek?