Son 1 ayda her yaþtan insanýmýzýn katýlýmýyla farklý illerde birçok “buluþma” gerçekleþtirdik. Bu karþýlaþmalarda ve özellikle konferans sonrasý sorularda bir detay gözüme çarptý; Baþkanlýk Sistemine geçiþ ile ilgili istek “oluþan yeni bir bilinç” eþliðinde artýyor...
Sevgili dostlar, bu ülkede her adýma “istemezük” diyerek bilinçli-bilinçsiz karþý çýkanlar ayný tutumu Baþkanlýk Sistemi için de gösterdiler ve özellikle ilk konuþulmaya baþladýðý andan itibaren “Eyalet Yapýlanmasýna” geçiþ algýlamasýný yaymaya çalýþtýlar... Tutmadý, çöktü ve yalan tersine dönerek Türk Halkýnýn daha samimi bir þekilde sistemi sorgulamasýna yol açtý. Buna en güzel örnek son konferanslarda karþýlaþtýðým 17 yaþýnda bir genç...
Bakýn ne diyor bu kardeþim; “...Yiðit aðabey, bu ülkeyi soyanlar yýllarca ellerindeki medya sayesinde kukla siyasetçiler yarattýlar veya olanlarý kuklaya çevirdiler. Sistem yani var olan yapý buna izin verdi. Þimdi güçlü bir lider ama hala zayýf bir sistem var. Sistemi lider gibi güçlü hale getirmeliyiz”...
Sevgili dostlar, aklýmdan geçen daha önce yazarak ve konuþurken ifade ettiklerimi bir lise öðrencisinin aðzýndan duyunca gözümde tek bir cümle belirdi; Türkiye’de en büyük geliþim bilinç oluþumunda ve böyle devam edersek 2023’e kadar çok farklý bir Türkiye göreceðiz”...
Sonuç 1: Türkiye’nin 1938-2003 arasýnda yaþadýðý bütün sorunlarýn temelinde tek bir gerçek var; “güçsüz hükümetler, kudretsiz Baþbakanlar ve karþýlarýnda
GÜÇLÜ BÝR YERLEÞÝK DÜZEN”! Daha açýk yazayým; kendilerini “establishment” olarak tanýmlayanlar o kadar “dibe doðru kök” salmýþlardý ki, bu yapýnýn beslenmesi için ülkeyi yönetenlerin onlar kadar dibe doðru uzanmadan havada kalmalarý gerekliydi... Kaldýlar da! Yönetenler “yolcu”, onlar hep “hancý” oldular ve bu ülkenin kaynaklarýný “halkýný” bir kenara ayýrarak istedikleri gibi kendi ceplerine aktardýlar... Konuya bu gerçek eþliðinde bakýnca “Baþkanlýk ne getirecek” detayý da çok açýk; seçilen kim olursa olsun, % 51 ile baþa gelecek ve sadece Türk Halkýna karþý sorumlu olacak. Seçilen, halkýn yarýsýndan fazlasýnýn doðrudan desteðini alacak ve YERLEÞÝK YAPI ne kadar güçlü olursa olsun, BAÞKAN DAHA GÜÇLÜ ve daha derine ayak basma imkanýna sahip olacak! Uzun lafýn kýsasý; o kardeþimin de dediði gibi “sistem” güçlü bir hale gelecek ve halk kendi kaderine, seçtiði Baþkan vasýtasýyla sahip çýkabilecek!
Sonuç 2: Baþkanlýk Sistemi Türkiye’nin TEK ÇIKIÞI! Kurtuluþu ve sistemin garantisi. Eyalet, bölünme ve daha birçok yalan propaganda, bu geçiþin-kurtuluþun yolunu kesmek için! Bir Türk vatandaþý olarak tek isteðim var; bu sistemin tesis edilmesi ve güçlü baþkanlarýn yolunun açýlmasý...
Son söz: Erdoðan “aldýðý oy oraný” ve güçlü karakteri ile “sistemin eksiklerini kapatýyor” ve YERLEÞÝK DÜZEN’e karþý “DÝK durabiliyor, Türkiye’ye ve
Türk Halkýna zaman kazandýrýyor. Bize düþen bu kazanýlan zamanda “sistemi” BAÞKAN kim olursa olsun, HALKIN SEÇTÝÐÝ kiþinin güçlü olabileceði bir yapýya kavuþturmak. Bu ülkede holdinglerin, patronlarýn, rütbelilerin bir araya gelip eskisi gibi halký yok saydýðý bir yapý yeniden tesis edilecekse, bu kadar kazaným, bu kadar alýnan yol niye! Türkiye’nin baþka çýkýþý yok; YA BAÞKANLIK SÝSTEMÝ GELECEK, YA GELECEK!
Not 1: Ben kendi adýma, çocuðum bu “adamlara” bizim gibi köle olmasýn diye, sistemin deðiþmesi için aklýmýn erdiðince gerçekleri anlatmaya çalýþýyorum.
Bu baðlamda haftada en az 3 buluþma ile lise, üniversite öðrencileri ve her kesimle bir araya gelmeye çalýþýyorum. Lütfen sizler de yapýn! Durmayýn, anlatýn, dillendirin ve “daha güçlü bir ülke” için bir tuðla koyun... Yýllar sonra yataðýmýzda ölürken “Allah’a bir fýrsatým daha olsaydý diye piþmanlýk içinde yalvarmak yerine” þimdi savaþalým ve hakkýmýz olaný alalým... Gün BUGÜN!
Not 2: Bu detaylarý defalarca yazdým, elim tuttuðu sürece de yazmaya devam edeceðim! Ben baðýmsýz, “yerleþik sülüklerin halkýn damarlarýndan” ayýklandýðý bir Türkiye istiyorum... Eminim, sizler de en az benim kadar istiyorsunuz!