Ayrý iki kulüp olan Beþiktaþ ve Trabzonspor, ayný ligde mücadele ediyor ama; hem aldýklarý puanlar hem de içinde yaþadýklarý olaylar açýsýndan birbirinin tam zýddý. Biri huzur içinde, öbürü kaynýyor.
Türkiye’nin bir gerçeði þu ki; iþler iyi gittiðinde birçok olumsuzluk bile göze hoþ görünür. Tam tersi olarak, gerilimler içinde çýrpýnýyorsan arada oluþan güzellikleri de o gözler görmez.
Þimdi soru þu: Beþiktaþ’ta iþler iyi gittiði için mi huzur var. Yoksa kulüpte huzur olduðu için mi iþler iyi gidiyor?
“Tavuk mu yumurtadan, yumurta mý tavuktan çýkar” meselesi... Ýkisi de ayný þey! Biri olmadan diðeri olmuyor.
***
Trabzonspor’un ana sorunu, kulüp baþkanlýðý kimliðinin ne anlama geldiðinin bilincinde olmayan birisinin, baþkan kalmaktaki ýsrarý... Ýbrahim Hacýosmanoðlu’nun, ne zaman neyi ve nasýl söylemesi gerektiðini bilmeyen tavrý; doðrudan kulübün ana sorunu... Trabzonspor, sýrf baþkanýnýn patavatsýzlýklarý yüzünden onlarca tartýþmanýn ortasýna düþtü.
Acil çözüm; bugüne kadarki yaptýðý olasý hizmetlere karþý teþekkür edilerek, onunla olan baðlarýn koparýlmasýdýr. Ama öyle anlaþýlýyor ki, gene baþkanlýða adaylýðýný koyuyor. “Eyvah” demekten baþka söylenecek bir þey yok... Öyle görünüyor ki; Bordo-Mavililer’i her gafýnda özür dileyen bir çaresizlik ve piþmanlýk zinciri daha bekliyor.
Özür dilemek elbette erdemdir ama, bu özür tavrý her durumda alýþkanlýk halini alýrsa bunun adý, sergilediði “Erkeklik” raconunda çok aðýr bir karþýlýk bulur.
***
Beþiktaþ Baþkaný Fikret Orman ise, tam tersi bir baþkanlýk modeli sunuyor ama; efendi olmanýn bu ülkede iþe yaramadýðý gerçeði ile sýk sýk yüzleþmek zorunda kalýyor. O yüzden, baþkalarý neler yapýyorsa, onlarý uygulamaya kendini mecbur hissediyor. Özenip de yaptýðý için, üstünde sakil duruyor. Bazen Aziz Yýldýrým gibi olmak, bazen Hacýosmanoðlu gibi davranmak istediðinde; o havayý da veremediði için sýrýtýyor.
Oysa bildiðimiz Fikret Orman olmasý her þeye yeter. Çünkü onun gibisi az var. Sahip olduðu doðal karakterinin kýymetini bilmeli...