Baþkanlýk Sistemi’nde ‘Türkiye modeli’ nedir?

Sistem konuþmalarýnda sýkça dile geliyor: “Türkiye tipi Baþkanlýk Modeli” þeklinde... 

Bu vurguyu, “doðal hukuk” çaðrýsý olarak okumak mümkün. Her ne kadar doðal olana dair soyut ve genel önerilere iþaret ediyor olsa da. Bu genel ve soyut vurguyu, “tarihi bakýþ”la somutlamak mümkündür elbet. Meseleyi biraz daha ritmik hale getirmek istersek, karþýmýza bu sefer de tarihi deneyimlere yaslanmak imkaný çýkar zira... Yani; doðallýðýný, kendiliðinden, kendi hayati/tarihi tecrübelerinden çýkarýrken, evrensel insani kazanýmlarý da ýskalamadan yürüyebilmek hukuk ve adalet yolunda...

Tarihi deneyim deyince; 1. ve 2. meþrutiyetlerden 1876’dan bu yana çizegeldiðimiz önemli bir parlamento geçmiþimiz var. Anayasacýlýk geçmiþimiziyse 1808’e Sened-i Ýttifak’a kadar götürebiliriz. “Devlet iktidarýný kýsmen de olsa denetlemeyi maksat edinmiþ” ilk evrak olarak ciddi bir tecrübedir bu senet... Ayný Sened-i Ýttifak’ýn, yenilenen ordu/yönetim iliþkisinin yol açtýðý buhranlar ve kopmaya yüz tutmuþ merkez taþra iliþkisi gibi sistem týkanmalarýnýn üzerinden çýktýðýný biliyor muyuz?... Ayný Sened’in kanlý bir Saray darbesi sonucu, 3. Selim’in katli sonrasýnda imzalanabildiðini de önemli bir not olarak düþelim... Hukuk tarihi dramatik olaylarýn üzerinden iþler.  

Bu notu niçin düþtük?

Çünkü toplumlar, canlarý sýkýldýðý için veya moda olduðu için, laf olsun torba dolsun için sistem deðiþikliðini konuþmazlar... Muhakkak ki yaþanan bir takým týkanýklýklar, bir takým hayati zorluklar vuku bulmuþtur ki, bunu aþmak konusunda mevcut yapý yetersiz kalmýþtýr...

Ýþte bugün konuþtuðumuz “Türkiye tipi Baþkanlýk Sistemi” vurgusu da suyunu bu gözeden içer. Öyleyse sistemin nerede týkandýðýna dair içtenlikli cevaplar üretmeliyiz. Mevcut Parlamenter sistemimiz, darbe anayasalarýnýn rehin tuttuðu bir sistemdir...  

***

Nasýl ki herkesin kendine has bir hayat hikayesi varsa, toplumlarýn da kendi hayat maceralarý, tecrübeleri var. Elbette bu zorlu bir iþtir. Yani bir kiþinin hayat hikayesine bakarak geleceðine dair ihtiyaç listesini ve yol haritasýný çýkarmasý ile milyonlarca kiþiyi taþýyan bir toplumun hepsi de birbirinden farklý ihtiyaçlarý söyleþen insanlarýnýn orkestrasýndan bir harmoni çýkarabilmek elbette kolay deðil...

Ama öte yandan ne Parlamenter Sistem ne de Baþkanlýk Sistemi, uygulandýklarý her ülkede ayný sonucu ayný randýmaný vermiyor iþte... Bu o ülkenin jeopolitiðinden, kavþaðýnda buluþmuþ kültürlerinden, vatandaþlarýnýn rengarenk yapýsýndan (tersi de olabilir duraðan yatýþmýþ benzeþen bir sosyolojisi de olabilir o toplumun), hatta bazen duygusal dünyalarýndan, mizaçlarýndan, hayata ve dünyaya bakýþlarýndan, hayatý ve dünyayý yaþamak deyince anladýklarýndan apayrý þeyler deðil kuþkusuz...

Bunlarýn hukukla siyasetle veya yeni anayasa ile ne ilgisi var þimdi dediðinizi duyar gibiyim...

Toplumsal hikaye dediðimiz þey þu:    

En baþta iktibasçý yaklaþýmlarla bugüne kadar gelmiþ hukuk mecramýzýn  sadra þifa olamadýðýný fark edelim. “On yýlda 15 milyon genç yarattýk” ama Kürt sorununu hala çözemedik o kadar da ileri yasalarý iktibas ettiðimiz halde mesela...

Ýktibasçýlýk bir bakýma fabrikasyon pratikliði anýmsatýr. Bizdeki kodifikasyon süreci, bu yöntemi benimsemiþtir. Ýsviçre, Ýtalya, Fransa yasalarý, hasbelkader (hasbelkader sözü hocamýz Prof. Sungurbey’e ait) dilimize çevrilip adeta bir modernizasyon murad edilmiþtir. Aceleyle beklenen toplumsal deðiþim dönüþüm için, hukuk saðlamaktan çok, devlet tarafýndan inþa edilecek yeni bireye yönelik normatif bir kalkan iþlevi gören bu yasalaþtýrma zihniyeti...

Bizim Türkiye tipi Baþkanlýk Sistemi derken geçirdiðimiz tarihi tecrübede en önemli, canýmýzý en çok yakan iki temel sorun iþte bu vesayet algýsýdýr...

Cumhuriyet’in kurucu kadrolarýnýn dönemin Milli Mücadeleye has zorlu þartlarý çerçevesinde oluþturduklarý otoriter tarz, zaman içinde milli güvenlik iþlevini üstlenen kadrolarca tevarüs edilmiþ, bu durumsa deðiþik dönmelerde cuntalaþmaya açýk bir vasatý doðurmuþ, hantallaþmýþ merkez/taþra iliþkisinden doðan bürokratik vesayet devlet içinde devlet mesafeleri doðurarak bireyin iyice yalnýzlaþmasýna yol açmýþ, son kertedeyse legal görünümlü illegal/paralel yapýlanmalar aracýlýðýyla siyaset dýþý odaklarýn baskýsýyla, ülkeye nefes aldýrmayacak hale gelinmiþtir...

1. Otoriter normatif yapýlanma... 2. Askeri cunta darbelerine açýk olma... 3. Paralel devlet yapýlanmasýna imkan tanýyan, kuvvetler ve kurumlar arasý iliþki... Türkiye tipi Baþkanlýk Sistemi’ni bu üç önemli handikapý aþmak için konuþuyoruz. Devam edeceðiz...