HDP’nin Erzurum adayý Seher Akçýnar “Diyanet’i neden kaldýracaklarý”ný izah etmeye çalýþýrken diyor ki, “2011 yýlýnda Mele Zeki adýnda bir seydamýz, bir camide Þeyh Sait’i anma etkinliði sýrasýnda mikrofonu eline alýyor, Kürtçe bir þeyler ifade ediyor. Bunu üzerine Diyanet’e baðlý imam, anýnda müdahale ediyor...”
Kendisi de mütedeyyin baþörtülü bir hanýmefendi olan Akçýnar’a sormak lazým.
Allah aþkýna 2011’den bu yana hem Kürt sorunu baðlamýnda hem de Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý’nda nelerin deðiþtiðini bilmez misiniz?
Ve yine, sizin gibi vitrin adaylar ile mütedeyyin Kürtlerden oy almaya çalýþan HDP’nin Seçim Beyannamesi’ni gerçekten okudunuz mu?
Ve son bir soru “Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý”nýn eski Türkiye düzenindeki fonksiyonundan sizin de ifadeniz ile Mehmet Görmez’in bile þikayetçi olduðunu bildiðiniz halde, bugün o günlerin devamý olduðunu gerçekten hala düþünüyor musunuz?
Siyaseten söyledikleriniz deðil, kalbinizin söylediklerini duymak isteriz...
Kürt ulusalcýlýðý ile Müslümanlýk nasýl bir araya gelebilir?
‘Ben Selahaddin’im’
Kudüs’ün ikinci kez Selahaddin Eyyübi tarafýndan fethini anlatan “Cennetin Krallýðý” filminin finalinde, “demirci” Þövalye ile Selahaddin karþý karþýya gelir.
Þövalye þöyle seslenir: Þehri teslim edeceðim ancak güvence isterim.
Selahaddin Eyyübi cevap verir: Kadýnlar, çocuklar, din adamlarý ve onlarla birlikte gitmek isteyen yetiþkin erkekler, silahlý erkekler dahil herkese güvenle denize kadar refakat edilecektir.
Þövalye konuþur: Ama biz Kudüs’ü aldýðýmýzda hepinizi kýlýçtan geçirmiþtik.
Selahaddin cevap verir: Ýyi de ben Selahaddin’im.
Selahaddin ortak paydamýzdýr
Hakkari-Yüksekova’da terör örgütü PKK’nýn onca saldýrýsý ve sabotajýna raðmen bitirilen havalimanýnýn ismini Baþbakan Davutoðlu, “Selahaddin-i Eyyübi” olarak açýkladýðýnda ayný sahneyi bir kez daha hatýrladým.
Zira, HDP eþ Baþkaný Selahattin Demirtaþ 1 Mayýs ve Taksim’i kutsayayým derken, narkoz etkisi ile bilinç altýný dýþa vurmuþtu hatýrlayýn.
“Nasýl ki Kudüs Yahudilerin kutsal mekaný ise...” diyen Demirtaþ’ýn tarih þuuru ve müktesebat meselesinde ismini taþýdýðý Kudüs Fatih’i Selahaddin’den ne denli uzak olduðunu ortaya çýkarmýþtý.
Gerçekten de HDP’nin “din” ve ortak medeniyet tasavvurundan uzaklaþtýðýnýn göstergeleri bu seçimde karþýmýzda alenen duruyor. Diyanet’in kaldýrýlmasý... Zorunlu din derslerinin kaldýrýlmasý... LGBT adaylar ve Seçim Beyannamesi’nde defaatle LGBT kavramýnýn kullanýlmasý örneklerden bazýlarý.
Kürtleri Müslümanlýk ortak paydasýndan uzaklaþtýrmanýn baþka bir ifadesi bu... Hal böyle olunca Hakkari-Yüksekova’daki havalimanýna Selahaddin Eyyübi isminin konmasý sanýrým Kürtlere geçmiþ müktesebatýný hatýrlatmak anlamýnda büyük bir adýmdýr.
Bu vesile ile Kudüs fatihi Selahaddin-i Eyyübi’nin ruhaniyetini selamlýyorum..!
Geçti o günler...
Neymiþ efendim, “Seçim güvenliði tehlikedeymiþ”, “Seçime þaibe karýþabilirmiþ!”
En son “Acil çaðrý” baþlýklý bir bildiri ile hükümeti göreve çaðýrmýþlar.
Niye? “Huzurlu ve güvenli bir seçim ortamý saðlansýn” diye!
Ýyi de bu çaðrýnýn içinde “Paralel yapý ile mücadele gerekçesiyle yapýlan müdahalelerle...” diye baþlayan ve millet tarafýndan doðrudan seçilmiþ Cumhurbaþkanýna yapýlan tahkir ve tahrik ile mi “huzurlu bir seçim ortamý saðlamýþ” olacaksýnýz?
Asýl milleti bölen, tahkir eden, aþaðýlayan sizlersiniz. Kiþisel ve kurumsal iktidar alanlarýnýz elinizden alýnýyor diye kýyameti koparýyorsunuz.
Yok öyle yaðma!
Geçti o günler!
Bir bildiri ile iktidar düþürme günleri geride kaldý.