Baþörtülülerin laiklikle imtihaný

Hala baþörtüsünü konuþmak zorunda kalmamýz ne acýklý ve hastalýklý bir durum... 

Geçen hafta "Türk kadýnýna seçme ve seçilme hakkýnýn veriliþinin 84. yýlý" dolayýsýyla türlü etkinlikler yapýldý. "Seçme ve seçilme hakkýný kadýnlara bahþeden" Atatürk'ün mezarý Anýtkabir'e teþekkür ziyaretleri yapýldý. Ziyarete gidenler arasýnda baþörtülü vekiller de vardý. Oysa o vekiller 84 deðil sadece 5 yýl önce yani 2013'te seçilme hakkýna kavuþabilmiþti. Baþörtülü olduðu için Merve Kavakçý'yý Meclis'ten haddini bildirerek kovanlar da Anýtkabir'e koþmuþtu; baþörtülülere geçit vermedikleri için Atatürk'ten aferin almaya...    

***   

Seçme tamam da seçilme hakkýný bizler ancak 2013'te, AK Parti iktidarýnýn 11. senesinde alabildik denilmemesi, yasakçýlarý kendi utançlarý ile baþ baþa býrakma nezaketi mi, yoksa yeniden müstahak olacaðýmýz þeyler için kendi kendimizi kandýrmamýz mý? 

Bu sistematik yasaðýn savunucusu olup da bugün temel haklar bahsini yerli yerine oturtabilmiþler için taaccüp, arýnma vesilesidir. Yok Mine Kýrýkkanat gibi eline fýrsat geçse yeniden ikna odalarý kuracak, belki ona bile gerek duymadan baþörtülüleri toplama kamplarýna kaldýracak olanlar için ise unutmak-unutturmak en büyük iyiliktir. 

Baþörtüsü yasaðýnýn gazete manþetleriyle savunulduðu, okula, devlet dairelerine öðrenci ya da kamu personeli olarak girememenin yanýnda neredeyse hastaneye hasta, mahkemeye davalý olarak dahi gidilemeyecek günlere gelmiþtik, unutanlar için hatýrlatalým... 

Bu ayýbýn sahipleri cezalandýrýlmalý ömür boyu utanmalarý gerekirken fýrsat bulunca baþ göstermekten çekinmiyorlar.   

*** 

Tartýþma bir türlü bitmiyor dedik ya, son olarak Halkýn Kurtuluþu Partisince "Türk Silahlý Kuvvetler personeline baþörtüsü serbestisi getiren düzenlemenin iptali ve yürütmesinin durdurulmasý istemiyle" açýlan davada, Danýþtay savcýsýnýn, "laiklik ilkesine aykýrýdýr" þeklindeki düþüncesi ve Anayasa Mahkemesi’nin "Laiklik baþörtüsü özgürlüðünün güvencesidir" kararýyla gündeme geldi. 

Danýþtay'a 2016-2017 yýllarýnda ortaöðretimde ve kamu görevinde baþörtüsünün serbest olmasýyla ilgili yine kimi parti, TSK, kiþi ve STK'larca davalar açýldý. Danýþtay ise baþörtüsüne iliþkin düzenlemelerde, "laiklik ilkesi ile temel hak ve hürriyetlerin kullanýlmasý konusunda bir orantýsýzlýk, kamu yararýna ve hukuka aykýrýlýk bulunmadýðý" yönünde kararlar verdi. 

Buna raðmen, "Din ve vicdan hürriyetinden bahisle dinsel mensubiyetleri öne çýkartan kýyafetlerin kamusal alanda kullanýlmasýnýn Anayasa'nýn 2. maddesinde yer alan 'laiklik ilkesi'ne aykýrý olduðu” görüþünü savunanlar hiçbir zaman pes etmedi. 

En son, Anayasa Mahkemesi, baþörtüsü yasaðýndan dolayý üniversiteden iliþiði kesilen bir öðrencinin, aldýðý burslarý iade etmek zorunda kalmasýnýn din özgürlüðü ve eðitim hakkýnýn ihlali olduðu gerekçesiyle yaptýðý baþvuruyu deðerlendirdi ve "Laik bir siyasal sistemde, dini konulardaki bireysel tercihler ve bunlarýn þekillendirdiði yaþam tarzý devletin müdahalesi dýþýnda, ancak korumasý altýndadýr. Bu anlamda laiklik ilkesi din özgürlüðünün güvencesidir" þeklinde bir içtihat oluþturdu. 

Görülen o ki yasakçýlarýn da yasaða karþý olanlarýn da dayanaðý laiklik. Baþörtülüler için laiklik bir imtihana dönüþtü. AYM Türkiye'deki en üst ve baðlayýcý kurum olmasýna raðmen kararýn yarýn bir gün yine laikliðe dayandýrýlarak tersine çevrilmeyeceðinin garantisi yok. 

Haliyle son çare olarak, din ve vicdan özgürlüðünün gereði olarak baþörtüsü takma hakkýnýn Anayasa ile güvenceye alýnmasý akla geliyor. Oysa temel hak ve özgürlükler hiçbir þekilde sýnýrlandýrýlamayacaðýndan serbestiyetlerinin zikredilmesi de söz konusu olmamalýdýr.