Þu net olarak bir kez daha ortaya çýktý ki; Türk futbolcular ve bizimkilerin alýþtýrdýðý yabancý futbolcular, maçlarý 90 dakika oynamak istemiyor... Kafalarýna göre süre tayin ediyorlar ve maçlarý (Duruma göre) yarým saat, 45 dakika ya da bir saat kýsaltýyorlar. Siz maçý 1.5 saat sanýyorsunuz ama; onlar eveleme-geveleme ile vakit öldürüyorlar.
Yine dün gece, iki taraf da ilk yarým saati maçýn süresinden yediler. Oynar gibi yapýp oynamýyorlardý. Bu yüzden zaten gol yok da; atak, pozisyon, oluþturulmuþ tehlike de yok... Oyun yarým saatten sonra baþladý. Beþiktaþ’ýn ilk ve devredeki son ataklarý 30, 34 ve 39’uncu dakikalarda geldi.
Allahaþkýna söyleyin... Þampiyonluða oynayan ve en yakýn rakibi son maçýný kazanmýþ (Ve böylece liderliði elinden alýnmýþ) olan takým, maçýn süresinden çalmaya çalýþýr mý? Topu topu 3 atakla devreyi tamamlar mý? Oðuzhan ve Tolgay gibi iki orta saha uzmanýn varken, nasýl olur da aklý baþýnda atak sayýsý; bu kadar kýsýr kalýr, anlamak mümkün deðil.
***
Bursaspor’un zaten bir þey yapmaya gönlü yok. Onun niyeti, Beþiktaþ’ý çelme atma hevesinden öteye gitmiyor. Seyirci de bunu bildiði için, 30’lu dakikalarda arka arkaya 3 atak gelince sinirlendi, sahaya yabancý maddeler attý. Oyun iki kez durdu... Neyin doðru olduðuna, kafalar halâ basmýyor. Olay çýkarmak DNA’mýza girmiþ, genlerimize iþlemiþ... Ders/ibret/örnek almak gibi bir hassasiyetimiz yok.
Anlayacaðýnýz, maçýn neresinden tutsanýz, elinizde kalýyordu. Neyse ki ikinci yarý, karþýlýklý tempo/heyecan/pozisyonla geçmeye baþladý. Cenk’le gol de geldi. Gelmese korku, telaþ, panik, puan kaybý riski... Ýþi baþtan sýký tutsanýz, olmuyor mu?
